Güncelleme Tarihi:
Çocuk sahibi olmak her ailenin isteğidir. Peki üremenin gerçekleşmesi için neler gereklidir?
. Erkekte normal sayıda ve özellikte sperm üretimi,
. Sperm kanallarının açık ve yeterli fonksiyonu,
. Kadında yumurta hücresi üretimi,
. Kadında yumurtayı ileten tüplerin açık olması,
. Yumurtlama günlerinde cinsel ilişki,
. Sperm ve yumurtanın buluşması ve döllenme,
. Döllenmiş yumurtanın yerleşmesine uygun rahim fonksiyonu,
. Döllenmiş yumurtanın, rahme yerleşip embriyo ve fetus (cenin) halini alışı,
. Gelişimini tamamlamış bebeğin doğumu.
Sperm Üretimi
Erkek üreme hücresi olan sperm, yumurtalarda üretilmektedir.
Doğumda erkek yumurtalarında sperm üretecek ana sperm hücreleri (spermatogonium) bulunur.
Yumurtalarda, dakikada yaklaşık 50-200 bin adet sperm üretilir. Yumurtanın içindeki kanallarda oluşan spermler, yumurtanın üst kutbundaki kapıdan epididim adı verilen kanal sistemi içine girerler. Burada da olgunlaşmaya devam eden spermler, epididimin kuyruk kısmına geldiklerinde bağımsız hareket kabiliyeti kazanmış olurlar. Bir sperm hücresinin gelişimini tamamlayıp olgun hale gelişi yaklaşık 70 gün sürmektedir.
Spermin Dışarı Çıkışı
Cinsel uyarılma olduğunda sperm hücreleri, meni keseciklerinin ve prostatın salgıları, arka idrar yolu ve boşaltma kanallarında birikmeye başlarlar. Birikim için, prostat içindeki idrar kanalının mesane tarafındaki üst kısmı ve prostatın alt tarafındaki alt kısmı sfinkter sistemi (büzücü mekanizma) tarafından kapalı tutulur. Bu sayede biriken sıvılar mesaneye ve idrar yolundan dışarıya kaçmaz. Biriken sıvıya meni adı verilir. Cinsel uyarılma doruk noktasına ulaştığında, boşalma refleksi denen olay başlar. Mesane tarafındaki iç sfinkter (büzük) kapalı kalırken, dış sfinkter açılır. Aynı anda, idrar yolu üzerindeki ve boşaltma kanallarındaki kaslar, hızlı ve ritmik olarak kasılırlar. Bu kasılmalarla beraber meni, fışkırır tarzda birkaç hamle ile idrar deliğinden dışarı atılır.
Yumurta Hücresi Üretimi
Anne karnındaki ceninin bel kemiğinin her iki yanındaki dokular, ceninin kromozom yapısı dişi ise yumurtalık şeklinde farklılaşmaya başlar. Farklılaşan yumurtalıkta gebeliğin 6. haftasında yumurtanın ana hücreleri (oogonia) belirginleşir. 20. haftaya kadar ana yumurta hücreleri bölünerek çoğalır. Daha sonra, 46 kromozomlu(gen) bu hücreler kromozom sayısını yarıya indirecek bölünme aşamasına girerler. Gebeliğin 7 ve 9. aylar arasında oluşan bu bölünme tamamlanmaz. Bölünme aşamasında kalan bu hücreler oosit adını alırlar. Etrafı bir hücre tabakasıyla çevrilen oositler, yumurtalıkta sessizce beklemeye başlarlar. Bunların sayısı belirlidir ve daha sonra değişmez. Yani kadın yumurtalığı, erkektekinin aksine belli sayıda üreme hücresine sahiptir.
Doğumdan ergenliğe kadar, yumurtalıkta değişmeden bekleyen oositler, ergenlikten sonra gelişerek olgun yumurta hücresi haline geleceklerdir. Ancak, bunların %99’u çeşitli nedenlerle yok olurken, sadece %1 kadarı gelişerek yumurta hücresine dönüşmektedir.
Yumurtlama (Ovulasyon)
Kadın periyodunun yaklaşık 14. gününde beynin hipofiz(beyin orta kısmında hormon salgılayan bölge) bölgesinden salgılanan hormonlardan LH’nin miktarı, aniden artar. Müteakiben olgun follikülün zarı çatlayarak yumurta hücresi serbest kalır. Bu olaya yumurtlama adı verilmektedir.
Döllenme
Döllenme, erkek üreme hücresi sperm ile dişi üreme hücresi yumurtanın buluşup spermin, yumurta içine girmesi halidir. Bu olay, kadın tüplerinden birisinin içinde gerçekleşir.
Cinsel ilişkide, boşalmadan sonra meni içerisindeki spermler, hızla serviks denen rahmin boyun kısmından içeri girerler. Spermler buradan rahmin içerisinde yukarıya doğru ilerleyerek, tüplerin içerisine girerler ve burada da ilerlemeye devam ederler. Bu sırada tüp içine kadar ulaşmış sperm hücresi varsa, döllenme için buluşma gerçekleşmiş olur.
Hamilelik
Döllenmeden sonra, döllenmiş yumurta (zigot) yaklaşık 30 saat, dıştan tespit edilebilir bir değişiklik olmaksızın sessiz kalır. Bu sırada erkek ve dişiden gelen kromozomlar birleşmiş, yeni canlının kromozomları oluşmuştur. Rahim tüplerinin içinde gerçekleşen döllenmeden sonra, zigot tüpün içinde rahime doğru ilerler. Rahme ulaşması 3-5 gün sürer. Bu aşamalarda zigot, bölünerek çoğalır. Hücre sayısı 2, 4, 8, 16... olarak artar. Yuvalanma aşamasındaki zigot, bir boşluğu çevrelemiş, tek tabaka halinde dizilmiş hücrelerden oluşur. Bu hücre topluluğunun bir tarafındaki hücreler sayıca ve tabaka olarak daha fazla gelişir. Bu bölge rahime yapışma bölgesidir. Bu aşamadaki yeni canlıya embriyo adı verilmektedir.
Yuvalanma döllenmeden sonra 5-8’ inci günlerde başlar, 9-10’ uncu günlerde tamamlanmış olur. Yani kadının adetine daha 4-5 gün varken, döllenme ve yuvalanma işlemi tamamlanmıştır. Kadın, adetinin olmaması ile gebeliğini fark ettiğinde, embriyo yaklaşık 15-20 günlük olmuştur.
Embriyo, rahme yuvalandıktan sonra hızla gelişmesine devam eder. Döllenmeden sonra, ikinci aya kadar olan döneme, embriyo dönemi denilmektedir. Daha sonra fetüs adını alan yeni canlı, doğuma kadar gelişimini devam ettirir.
Gelişen ceninde anormalliklerin çoğu ilk 12 haftada oluşur. Bu nedenle anne ilaç, aşı, zararlı kimyasal maddeler, virüs ve bazı enfeksiyonlar ile radyasyon (şua) ve benzeri zarar verici tüm etkenlerden kaçınmalıdır.
Anne karnındaki cenin, plasenta adı verilen (çocuğun eşi) yapıya göbek bağı ile bağlıdır. Plasenta da, rahme yapışıktır. Plasentada, anne kanı ile bebek kanı birbirlerine karışmaksızın besin ve çeşitli maddelerin alışverişi olur. Bu yolla cenin, besinlerini anneden alırken, artıklarını anneye verir. Plasenta, bazı hormon, kimyasal madde, mikroorganizma ve küçük molekülleri geçirgendir. Bu nedenle annenin karşılaştığı bazı zararlı etkenler çocuğu da etkiler. Örneğin, annenin sigara kullanması ve alkol alması direkt çocuğu etkiler. Keza, üzüntülerinde açığa çıkan hormonları, plasentadan geçerek cenini olumsuz yönde etkiler.
Embriyo, 10 günlükken gözle ancak fark edilebilir. Birinci ayda 1 cm, ikinci ayda 4 cm, üçüncü ayda 9 cm’ e erişir (Gebeliğin ayının karesi yaklaşık ceninin boyunu verir). Daha ilk haftalarda, hücreler üç tabakadan (ekdoderm, endoderm, mesoderm) oluşturur. Her tabaka farklı bir yönde gelişerek, farklı organ ve sistemleri oluşturacaklardır.