Güncelleme Tarihi:
Hürriyet’in haberine göre, korkunç olay geçtiğimiz cumartesi akşamı Ataşehir’deki Develi Kebap’ta yaşandı. Yemeğe gelen müşteriler, çocuklarını oyun odasındaki görevliye teslim etti. Çocukların oynadığı oyun odasına giren bir kişi, elindeki karton bardakta asit olduğu iddia edilen kimyasal maddeyi çocukların üzerine döktü. Büyük panik yaşanan olayın ardından saldırgan kaçarken, vücutlarında yanık oluşan çocuklar aileleri tarafından çevredeki hastanelere götürüldü. Çocuklar ilk tedavilerinin ardından taburcu edildiler.
Babası C.K., annesi I.K. tarafından hastaneye götürülen 3.5 yaşındaki erkek çocuğu Y.K.’nın vücudunda 3’üncü derece yanık oluştuğu belirlerdi. Y.K. ilk müdahalenin ardından Dr. Lütfi Kırdar Kartal Eğitim ve Araştırma Hastanesi Yanık ve Yara Tedavi Merkezi’ne sevk edildi. Hastanede tedavisi süren Y.K’nın vücuduna dökülen madde nedeniyle gözlerinde görme kaybı olduğu ve yüzünde ağır yanık oluştuğu belirtildi. Y.K’nın kör olma tehlikesinin de bulunduğu belirtildi.
Olayın ardından işletmenin 120 tane kamerasının çalışmadığı ortaya çıktı. Restorandan bir yetkili olayla ilgili şunları söyledi: “Çocuklar oynarken yerde bir sıvı olduğu ve çocukların çoraplarını ve ayaklarını etkilediği, çocukların başında duran görevlilerimiz tarafından fark ediliyor. Zarar gören çocukları hastaneye götürdük. Polis soruşturma başlattı. Kamera sistemimiz bakımda olduğundan faal değildi, bu nedenle elimizde olayla ilgili görüntü bulunmuyor. Saldırganın hangi amaçla bunu yaptığını bilmiyoruz. Polisin olayla ilgili soruşturmasının sonucunu bekliyoruz. Çok sayıda çocuğun etkilendiği doğru değil 2 çocuk etkilendi.”
“İnsana hizmet sağlayan birçok kurumda çocuklu aileleri düşünerek farklı düzenlemelere gidildiğini ve bu durumun ailenin mekandaki konforunu sağladığını biliyoruz. Ancak güvenlik dediğimiz olay birinci dereceden kişinin kendisinin gereken tedbirleri almasıyla ilgilidir” diyen Psikolog Serap Duygulu, yaşanan olayla ilgili görüşlerini şu şekilde dile getirdi:
“Söz konusu çocuklar olunca elbette ki sorumluluk ailelere ait olmalı. Anne babaların çocukları konusunda çok titiz ve dikkatli davrandığı durumlarda bile bu tip 'sıradışı' saldırılarla karşılaşmak mümkün. Böyle bir saldırıyı ne olayın gerçekleştiği kurum, ne çocuklar, ne aileler beklemez. Saldırının en kötü tarafı bu, insanları güvende olduklarını hissettikleri anda, en yakınlarına kadar girerek canevinden vurmaları. Olayın asıl sarsıcı tarafı, en masum, en korunmasız ve en küçük varlıklarına yani çocuklara yönelmiş olması. Bu durum, yaşanan olayın psikolojik travma yönünü katlayarak ağırlaştıran bir faktör.”
Ailelerin konuyla ilgili tepkilerini ve üzüntülerini anlamak gerektiğinin altını çizen Duygulu, sözlerine şu şekilde devam etti:
“Özellikle öne çıkan iki duruma dikkat çekmek gerektiğini vurgulamak isterim. İlki, bir kurumda çocukların emanet edildiği yere kadar sorgusuz sualsiz, birilerinin girebilmiş olması. İkincisi de neredeyse her adımımızın izlendiği günümüzde mekandaki kameraların çalışmaması ya da kayıt almaması. Bu olaydan sonra güvenli yer ve güvenlik konularını yeniden değerlendirmekte fayda var. Öncelikle güvenli yer demek, dışarıdan kimsenin müdahale edemeyeceği ve personel olarak da konuya vakıf insanların hizmet verdiği yer demektir. Bir saldırganın girip çocuklara bu şekilde zarar vermesinin yanında kurumlarda çocuklarımızı emanet ettiğimiz kişilerin yeterliliğini de göz önünde bulundurmak gerek. İlk yardım eğitimi alıp almadıkları, çocuk eğitimi ve gelişimi hakkında bilgi sahibi olup olmadıkları ve çocuklara o süre içinde ne verdikleri önemli. Çünkü amaç, anne baba yemek yerken çocukları onlardan uzaklaştırıp, ailenin rahat etmesini sağlamak değil, çocukların güven içinde oyun oynamaları ve yemek yemelerine de yardımcı olmaktır. Amaç çocukları oyuncakların olduğu bir odaya kapatmak değildir.
Anne babaların böyle bir olaya hazır olmaları diye bir durum söz konusu olamaz. Onların üzüntüsünü ve kızgınlıklarını anlamak gerek. Ancak kurumlar her tür olasılığı göz önünde bulundurmak ve gereken önlemleri almakla yükümlüdürler. Bu tip olaylar hizmet aldığımız her tür kurum için söz konusudur. Bu üzücü olay anne babaların bundan sonra güvenlik ve personelin yeterliliği konusunu daha dikkatle değerlendirmelerini sağlayacaktır umarım.”
Dermatolog Dr. Yasemin Fatih Amato ise asit kazalarında ilk yardımla ilgili şu önemli bilgileri verdi:
“Son günlerde gerek kadına karşı şiddette gerekse bu olayda, halk arasında kezzap olarak bilinen nitrik asit saldırıları arttı. Sık sık çamaşır suları ile karıştırılan bu asit tamamen diğerlerinden farklı ve etkileri şiddetlidir. Güçlü bir asit olması nedeniyle insan derisi ile temasından sonra dönüşü olmayan kalıcı cilt yaraları meydana getirir. Bazı küçük kezzap yanıklarında vücudun başka bölgelerinden alınan deri dokusu ilave edilerek tedavi yapılmaktadır. Ancak yaralanma boyutu büyükse bunu tedavi etmenin hiçbir yolu bulunmamaktadır. Asit yaralanmaları sonucunda, asitin niteliği biliniyorsa müdahale daha kolaydır. Ama niteliği bilinmeyen durumlarda su ile müdahale etmek yanlıştır. Çünkü su ile etkileşime giren asitler vardır. Yapılması gereken, kişinin üzerindeki kıyafetler derhal çıkarılmalı ve şoka girmek üzere olan kişiye yiyecek, içecek vb. verilmemelidir. Hızlıca ambulans çağrılmalı yaralı kontrol altında tutulmalıdır.”
#Develi restoran guvenlik sisteminin bakimda oldugu konusunda aileleri uyarmis mi?Kapiya bir guvenlik gorevlisi dikmis mi? #AtasehirDeveli
— TC_başay okay (@TC_basayokay) 21 Ekim 2015
Develi'deki asit olayı çok ciddi. Kıza çocukların içinde asit atan ruh hastası, o kızı öldürür. Testi kırılmadan önlem almak lazım.
— Özlem Özden (@ozlemozum) 21 Ekim 2015
Kebapçıda çocukların üstüne saldırgan asit dökmüş ve güvenlik kameraları çalışmıyor https://t.co/QGnYXxks7v @develi1912 Ama kebap 50TL..
— Gökhan Şen (@Gokhan_Sen) 21 Ekim 2015
ataşehir Develi restaurant adı geçen yer, kameralar çalışmıyomuş #AramızdaKalmasın
— Aysun (@aysndin) 21 Ekim 2015
Atasehir develi 120 adet kameran nasıl arızalı olabilir çocukların bulunduğu alanda nasıl güvenliğin olmaz.Daha adımımı atmam...
— gamzekaraman (@gamzekaram) 21 Ekim 2015