Ümit Karan’la Babalar Günü’ne özel

Yeşil sahaların ünlü futbolcusu Ümit Karan ile Babalar Günü’ne özel bir röportaj yaptık. Oğluna olan sevgisi inanılmaz! Siz hiç çocuğuna minnet duyan bir baba gördünüz mü? İşte şimdi karşınızda!

Nasıl bir baba Ümit Karan?

İnsanın kendini tarif etmesi zordur elbette özellikle de söz konusu olan babalık gibi kutsal bir rolse daha da zor. Herkes kendinin iyi bir baba olduğunu düşünür. Ben sadece şu kadarını söyleyebilirim ki oğluna çok düşkün ve onun önceliklerini her zaman kendiminkilerin önünde tutan bir babayım. Onunla şımaran, onunla oyunlar oynayan, bazen ona küsen yani çocuğuyla çocuk olup eğlenceli saatler geçiren ve geçirten biriyim.

Bebeğinizi kucağınıza aldığınız ilk an ne hissettiniz?

Eşimin hamileliği boyunca heyecanlıydım baba olacağım için ama hiçbir şey o ilk anki duyguyla kıyaslanamıyor. Onu kucağıma aldığımda her şey rüya gibiydi. Bunca yıldır eksik olan parçama kavuşmuştum sanki. Oğlum 6 yaşına geldi, seneler çabuk geçiyor ve Ümitcan iyi ki var. Bana bu değerli hissi yaşattığı için ona minnet duyuyorum.

Erkekler baba olmayı zamanla öğrenir derler. Sizce de öyle mi?

Tabii ki, biz kadınlar kadar içgüdüsel yaşamıyoruz bu duyguyu. Zamanla ve deneyimledikçe öğreniyorum çoğu şeyi. En azından benim için böyle oldu. Kucağımda bile nasıl tutacağımı bilmiyorken şimdi oğlumun her şeyini tek başıma yapabiliyorum. Bütün sorumluluğunu üstlenebiliyorum.

“OĞLUMUN DA FUTBOLCU OLMASINI ÇOK İSTERİM”

Bir baba olarak oğlunuzla ilgili hayalleriniz neler?

Elbette mutlu ve uzun bir ömrünün olması en büyük isteğim. Benim yolumdan gidip futbolcu olmasını çok arzu ederim ama biliyorum ki o ne isterse onu yapacak. Bu yüzden tercih ettiği yaşam biçiminde mutlu olsun istiyorum. Vatanına milletine hayırlı bir evlat yetiştirmek için elimden geleni yapacağım. Eminim öyle de olacak. Zaten çok duyarlı ve hassas bir çocuk. 

Ailece ne yapmaktan hoşlanırsınız?

Uzun yıllar yoğun bir tempoda çalıştığım ve futbol yaşamımın son yıllarını ailemden uzakta geçirdiğim için çok fazla bir arada program yapamıyorduk. Son 6 aydır ise birçok kültür-sanat etkinliğine katılıyor, çocuk etkinliklerini yakından takip ediyor ve birlikte spor yapıyoruz. Oyun parkları en büyük favorilerimiz arasında.

Eşinize oğlunuzun bakımı konusunda destek olmuş muydunuz?

Maalesef iş bölümü konusunda pek destek olamadım çünkü yoğun antremanlarım vardı ve son yıllarda da şehir dışındaydım.

Oğlunuzun futbola ilgisi nasıl?

Bu aralar pek yok, eskiden daha ilgiliydi. Beni mutlu etmek için futbolcu olacağını söylüyor ama ben pek umut görmüyorum. Gönlümden keşke olsa diye geçiyor ama onun futbola karşı en büyük ilgisi benim oynadığım maçları izlemek o kadar.

“EŞİNİZİ, ÇOCUĞUNUZU SEVİYORSANIZ HEM KARİYER HEM DE AİLE BİR ARADA YÜRÜR”

Yoğun bir iş temponuz var. Nasıl denge kuruyorsunuz iş ve aile hayatınızda?

Doğru bir zaman planlaması yaptığınızda her şeye yetişebiliyorsunuz. Artık futbolu sonlandırdığım için biraz daha sakin bir hayatım var ve ailemle bir arada zaman geçirebiliyorum. İnsan ailesini, eşini, çocuğunu seviyorsa hem kariyerine odaklanıp hem de ailesini de ihmal etmeden dengeyi kurabiliyor. Bu konuda karşılıklı anlayış da çok önemli.

Kendi babalığınız ve babanızın babalığını değerlendirmenizi istesem neler söylersiniz?

Rahmetli babamı birkaç yıl önce kaybettim. Benim için yeri çok ayrı. 3 tane hayırlı evlat yetiştirdi, çalıştı, çabaladı. Mekanı cennet olsun! Umarım ben de onun kadar iyi bir baba olabilirim ama onun gibi erkenden aramızdan ayrılıp da oğlumu yalnız bırakmak istemem.

“BABAM İÇİN SÜPER LİG’TE ATTIĞIM İLK GOL ÇOK KIYMETLİYDİ”

Babanıza aldığınız ilk hediyeyi hatırlıyor musunuz?

İlk hediyeyi hatırlamıyorum ama babam için Süper Lig’te attığım ilk gol oldukça kıymetliydi. Bana “Bir çocuğun babasına verebileceği en güzel hediyeyi verdin” demişti. O yüzden futbolun benim hayatımdaki önemi büyüktür. Babam çok gururlanmıştı. Ben de onun bu gururundan ömrüm boyunca mutlu olacağım.

Size gelen ilk Babalar Günü hediyesi neydi ve neler hissettiniz?

Ümitcan’ın varlığı bana hayatım boyunca her gün “Babalar Günü” hediyesi…

İyi ki babayım, çünkü...

Oğlum beni hayata bağlayan en önemli güç…

Röportaj: Pınar Eslek