Güncelleme Tarihi:
Türkiye’nin tanıtımında ülkemizi temsil eden Tülin Şahin, daha birçok başarıya imza atmaya devam ediyor. Özellikle şu sıralar ünlü mankenin dünyanın en meşhur meydanlarından Times Square'de yer alan billboard'u çok konuşuluyor. O hem çok yoğun çalışıyor hem de evlilik hayatını gayet güzel sürdürüyor, peki bunu nasıl başarıyor? İşte şaşkınlıkla okuyacağınız “Süper Kadın” Tülin Şahin!
Öncelikle şu sıralar New York Times Square'de yer alan billboard'unuzla ilgili biraz konuşalım istiyorum. Nasıl gerçekleşti?
Avrupa kökenli bir marka olan Blue Willis’ın yüzüyüm yurt dışında. Bu marka için çekimleri yaptıktan sonra Times Square'de billboard olarak kullanmak istediklerini söylediler bana. İnanılmaz bir şey tabii bu benim için, dünyanın en önemli meydanında yer almak süper bir duygu. 13 Aralık’ta gazetelerde okudum, sokaklarda herkes “Gurur duyuyoruz seninle” diyordu bana (Gülüyor). Diğer önemli yanı da tam o gün yani 13 Aralık benim doğum günümdü. Çok güzel bir hediye olmuş oldu bana. Eğer ülkemi gururlandırabiliyorsam ne mutlu bana!
Hangi projelerde yer alıyorsunuz şu an, bunlardan bahsedebilir misiniz?
Mankenliğin dışında her hafta tam 7 yıldır Para dergisinde moda, trendler hakkında yazı yazıyorum. Kadınlara ve genç kızlara yönelik www.tuliss.com isimli bir internet sitesi kurdum. Üye olanlara her hafta moda, makyaj, bakım gibi konular hakkında haber bültenleri gönderiyorum. Diyet, sağlıklı beslenme, makyaj ve moda hakkında şu ana kadar 9 kitap yazdım, tüm kitapevlerinden ve Mudo mağazalarından satışa sunuluyor kitaplarım bu arada. Ve geçtiğimiz sene Türkiye'nin ilk makyaj DVD’sini çıkardım. Ara ara markalar ve kurumlara büyük seminerler veriyorum yine tabii ki moda, makyaj, trendler ve sağlıklı beslenme hakkında. Şu aralar Yapı Kredi kişisel bankacılık için böyle bir şey yapıyorum. İlki Ekim ayında Ankara'daydı ikincisi geçtiğimiz günlerde 23 Kasım'da İzmir'deydi üçüncüsü ve sonuncusu ise Adana'da olacak.
Avrupa’da Türkiye’nin tanıtımında ‘Evrensel Kadın’ rolü size verildi, nasıldı o süreç?
2008 yılından bu yana Kültür ve Turizm Bakanı Sn. Ertuğrul Günay ve bakanlık beni Türkiye'nin tanıtım yüzü olarak seçtiler. Onlara tekrar buradan çok teşekkür etmek istiyorum. Hayatım boyunca hiç unutamam bu sıfatı. dDf reklam ajansının hazırladığı kampanya görsellerinde evrensel bir Türk kadını portresi düşünülmüş. Ben de bunu en iyi şekilde yerine getirmeye çalıştım.
Yakın bir zamanda yer alacağınız başka projeler var mı?
Şu an gördüğünüz projelerimiz devam ediyor; Koleston, Nesfit, Silk&Cashmere'in marka yüzleri olarak işbirliklerimiz devam ediyor. Onun dışında Ocak ayında yeni bir kitabım çıkacak Doğan kitaptan ama maalesef konusunu söylemem sürpriz olsun ama çok güzel gidiyor, hepimiz çok heyecanlıyız (Gülüyor). Türkiye'de bir ilk olacak. Türkiye dışında başka ülkelerde de satılıyor olacak. Başka dillere de çevireceğiz.
“DEMI MOORE İLE SANKİ ÇOK UZUN ZAMANDIR TANIŞIYORMUŞUZ GİBİYDİK”
Birçok yabancıyla bir araya geldiniz, en güzel anınız kiminleydi? 7 dil bilmeniz bu konuda büyük avantaj olsa gerek.
Hepsi ile farklıydı tabii. Ama Demi Moore çok tatlı birisiydi yemekte saatlerce sohbet ettik sanki çok uzun zamandır tanışıyormuşuz gibi oldu. Claudia Schaffer ile geçen sene bir araya geldiğimizde tereyağı gibi ermiştim (Gülüyor). Yok böyle bir güzellik tarif edilemez bir şey. Lisan bilmek çok güzel bir şey “büyük bir özgürlük, özgüven, her yerde çalışabilmek” demek. 7 lisan bilmek çok işime yarıyor tabii ki. Çünkü genelde bir fotoğraf çekimi veya bir defile kulisi birleşmiş milletler gibi sanki her türlü ırk bir arada dolayısıyla hemen herkes ile bir iletişim kurmam mümkün oluyor. Dünya çapında 20 ajansa kayıtlıyım, ajanslarımın hepsi ile kendi dillerinde mailleşip konuşabiliyorum.
En beğendiğiniz modacı kim Türkiye’de?
Benim için çok zor bir soru (Gülüyor). Her birinin tarzı kendine göre farklı ve güzel. Cengiz Abazoğlu, Dilek Hanif, Özlem Kaya, Gamze Saraçoğlu, Vural Gökçaylı, Yıldırım Mayruk, Tuvana Büyükçınar, Hakan Yıldırım, Arzu Kaprol, Gül Ağış ve Erol Albayrak en beğendiğim isimler.
“2012 MODASINDA 50’Lİ YILLARIN ŞIKLIĞINI GÖRECEĞİZ”
2012 modasında neler olacak bu sene?
2012 yılında kısa üstler çok moda olacak. Onları hemen her şey ile kombinliyor olacağız. Abiyelerde 50'li yılların şıklığını göreceğiz. Kabarık elbiseler uzun eldivenler ile kombinlenmiş olacak. Siyah/beyaz ikilisini bol bol görüyor olacağız. Güçlü renkler devam ediyor olacak. Işıltılar, parıltılar bu kış olduğu gibi yaz aylarında da etkisini sürdürmeye devam edecek. 2012'in ayrıca en güçlü rengi yeşil olacak gibi görünüyor. Ayrıca 2012'in en büyük trendlerinden biri de baştan aşağı pudra tonlarını giymek. Bu İlkbahar/Yaz pudra tonlarında patlama olacak.
Eşinizi de televizyonda görüyoruz gayet güzel yemek yapıyor peki siz nasıl kilo almıyorsunuz, kendinizi nasıl tutuyorsunuz?
Tutmuyorum ki bol bol yiyiyorum (Gülüyor). Çünkü Mehmet her yemeği yağ durumunu abartmadan ama lezzetini koruyarak o kadar güzel yapıyor ki inanamazsınız. Artı spor yapıyorum tabii ki. O zaman istediğimi yiyebiliyorum. Spor yaptıktan sonra istediğiniz her şeyi yiyebilirsiniz. İnanın hiç abartmıyorum.
Peki evliliğiniz nasıl gidiyor, kaç sene oldu şimdi?
Çok iyi gidiyor biz 2001 Mayıs ayından beri birlikteyiz 2005 Eylül’den beri de evliyiz.
Ünlüsünüz ve yoğun bir tempoda çalışıyorsunuz, evliliğinizi ne ölçüde etkiliyor bu durum?
Eğer sürekli “Ne kadar ünlüyüm, ne güzelim” gibi gelip geçici şeylere odaklanarak yaşıyorsanız o zaman ne işinizi doğru düzgün yaparsınız ne de ilişkilerinizi doğru düzgün yürütürsünüz. Mankenlik de her hangi bir meslek gibi bir meslek. Benim de sabah işe giden hiçbir kadından farkım yok, hatta herkesten daha fazla saat çalışmak zorundayım, tatillerim doğru düzgün yok, hafta sonlarım yok. Bir mankenin bir sporcudan hiç farkı yok aslında. Aynı disiplin ile yaşanıyor. Ben işime saygılım, seviyorum ve her zaman çok büyük bir özen, titizlik ve disiplin gösteriyorum. İşinize böyle yaklaşırsanız ve sahip çıkarsanız o da size aynen öyle sahip çıkar ve sonuç böyle yoğun tempo olur (Gülüyor). Mutlu ve huzurlu bir yuva insanın işine iyi yansır aynı şekilde başarı da yuvaya güzel bir şekilde yansır. Ve evliliği de olumsuz etkilemez böylece.
Eşinizle birlikte pek göz önünde değilsiniz, magazincilerle nasıl bir denge kuruyorsunuz?
Özellikle çok görünelim, görünmeyelim gibi bir durumumuz yok. Sadece özel hayatımız hakkında çok fazla röportaj yapmayı sevmiyoruz çünkü özel her zaman özeldir.
“EVDE MUTFAĞA MEHMET GİRİYOR”
Ortak hobileriniz var mı, birlikte neler yapmaktan hoşlanırsınız?
Konserlere gitmek ve birlikte sahilde yürüyüş yapmak bizim için büyük bir zevk.
Cevabı tahmin etsek de evde mutfağa kim giriyor?
Tabii ki Mehmet (Gülüyor). Ben yiyici olarak giriyorum mutfağa, bir de temizliği yapmak için. Ama Mehmet de çok titiz çalışır yemek yaparken.
Çocuk düşünüyor musunuz?
Tabii ki istiyoruz ama şu an için net bir zaman söyleyemiyorum.
Başarınızın yanı sıra güzelliğinizle de ön plandasınız, eşiniz sizi kıskanmıyor mu?
Mehmet mantıksız kıskançlıklar yapmaz, kaldı ki en başta zaten ben durumu oraya getirecek hal ve davranışlarda bulunmam.
Evde nasılsınızdır, yani en doğal haliniz nasıldır?
(Gülüyor) kendi halimde işte. Bazen yorgunluktan koltukta bezmiş bir tip oluyorum bazen baştan aşağıya evde temizlik yapıyorum. O haftanın, ayın, yılın yoğunluğuna bağlı. Bazen tüm 1 hafta boyunca sabah 05.00’te uyanıp çekimlere gitmem gerekebiliyor bazen ise haftada 2 günüm boş olabiliyor.
Fanlarınız sizin için bir fan club kurmuşlar. www.tulinsahinfan.com’a baktığımızda sizinle ilgili birçok şey görebiliyoruz. Sizi çok sıkı takip ediyorlar belli ki. Bu nasıl bir duygu?
Tekrar teşekkür ediyorum onlara, vakit ayırıp böyle bir şey yapmaları inanılmaz bir şey. Çok güzel bir site yapmışlar. Dediğiniz gibi her şeyi bulabilirsiniz benimle ilgili. Şimdi de “tulinsahinfan” olarak Twitter’da da varlar.
[fotogaleri=336]
Sevgili Tülin Şahin’e tüm sorularımızı içtenlikle yanıtladığı için çok teşekkür ediyor, başarılarının devamını diliyoruz.
Röportaj: Nilay Uzun