Oluşturulma Tarihi: Ağustos 15, 2019 11:31
Yaz mevsiminin en sıcak günlerini yaşıyoruz. Sıcak havada tüp bebek tedavisi yapılabilir mi? Sıcak hava sperm ve yumurta kalitesini düşürür mü? Tüp bebek tedavisi için uygun bir hava sıcaklığı var mı? Kadın Hastalıkları Doğum ve Tüp Bebek Uzmanı Op. Dr. Ümit Zeteroğlu, merak edilenleri yanıtladı.
Tüp bebek laboratuvarlarında ya da sperm verme odalarında sıcaklık kontrolünün düzenli şekilde sağlandığına dikkat çeken Op. Dr. Ümit Zeteroğlu, “Çalıştığımız ortamlar sıcak olmadığı için sıcak havanın tüp bebek tedavisinde olumsuz bir etkisi olmaz. Tedavi aşamasında çalışılan laboratuvar ortamı 24-27 derece arasında sabit sıcaklıktadır. Tüp bebek laboratuvarında kullanılan sperm, yumurta ve embriyo saklanan dolapların ısısı insan vücut ısısı olan 37 derecede sabitlenir. Bu nedenle sperm, yumurta ya da embriyolar mevsimlerden etkilenmez” dedi.
KULLANILAN İĞNELER BUZDOLABINDA SAKLAMALI
Sıcak havada hastaların dikkat etmesi gereken noktanın tedavide kullandıkları iğneleri saklama koşulları olduğunun altını çizen Op. Dr. Ümit Zeteroğlu, “Hastalarımızın tedavide kullandıkları iğneler 15-25 dereceden sonra bozulur ya da etkinliği düşer. Dolayısıyla bu iğnelerin hareket halindeyken buz kaplarında taşınmasını ve evdeyken buzdolabında saklanması gerektiği konusunda mutlaka uyarıyoruz. Ancak ilaçların kesinlikle derin dondurucuya konulmaması gerektiğini de vurguluyoruz” şeklinde uyarıda bulundu.
Op. Dr. Ümit Zeteroğlu, tüp bebek tedavisi yaptıranların sadece daha rahat bir tedavi ve hamilelik süreci geçirmek için sıcak havalarda beslenme ve hayat düzenlerine dikkat etmeleri gerektiğini ifade etti.
İŞTE DİKKAT EDİLMESİ GEREKENLER
- Transfer aşamasından 2-3 gün sonra deniz serbesttir. Havuz ise ancak temizliğinden şüphe duyulmuyorsa serbesttir, fakat mümkünse deniz tercih edilmelidir.
- Yüzme, en güzel egzersizler arasındadır. Fakat fazla yorulmadan, atlama, dalış tarzı eylemler yapılmadan yüzülmeli.
- Folik asit bu dönemde çok önemlidir. Folik asitten zengin fındık, ceviz, badem, yeşil yapraklı sebzeler, baklagillerde yeterli miktarda tüketilmelidir.
- Günlük olarak en az 2-3 litre olmak üzere bol bol sıvı tüketmek gerekir. Ancak su, diğer içeceklerle beraber değil salt su olarak içilmelidir. Meyve suyu, çay, limonata, ayran vs. şeklinde değil.
- Yüksek tansiyon, şeker hastalığı gibi ilave sorunları olan hastaların, kendilerine uygun bir beslenme programına başlamaları gerekir.
- Herhangi bir zorunluluk olmadıkça 11:00 ile 15:00 arası dışarı çıkılmamalı.
- Islak mayo ile kalınmamaya özen göstermelisiniz.
- Güneşte fazla durmamalısınız.
- Çay ve kahveden uzak durulmaya dikkat edilmelidir. Kahveden olabildiğince uzak durulması, çayı da minimum oranda tüketmek yerinde olacaktır.
- Uzun süre aç kalınmamalı, az ve sık şekilde yemek yenmeli.
- Protein ağırlıklı beslenmeye önem gösterilmelidir. Omega 3’ten zengin olması sebebiyle haftalık olarak 1-2 defa önerilen balıkların tüketilmesi uygundur. Balık kızartma olarak değil, buğulama ve ızgara olarak tüketilmelidir.
- Süt ve süt ürünleri, dönüşümlü olarak kırmızı et ve beyaz et tüketimine de önem verilmelidir.
- C vitamini bu süreçte de oldukça önemlidir. Kivi, ananas ve muz da tüketilmesi gereken meyveler arasındadır.
- Sebzeler ise haşlama olarak tüketilmelidir.