Güncelleme Tarihi:
Hepimiz bir stilimiz olduğunu söylüyor, şu veya bu kriterlere göre bir uyum çemberi oluşturuyoruz. Kendimize yakıştırdığımız ya da yakışmadığına inandığımız kıyafetler hakkında sıra dışı açıklamalar yapan Stil Danışmanı Tülin Kermen, ofisinin kapılarını bize açtı. İşte, ezberleri yıkan tarzıyla hoş bir sohbet…
İmaj ve stil arasındaki farkla başlayalım mı? Ben pek ayırt edemiyorum.
Stil, insan karakterinin dışarı vurmuş halidir. Örneğin; 2 yaşındaki bir çocuğa bile ne giymesi gerektiğini söylemiyoruz artık çünkü onun karakterinin de bir dışa vurmuşluğu var. Herkes “Benim karakterim değil” demek istemediği için “Benim tarzım değil” der.
İmajda ise istediğinizi gösterebilirsiniz çünkü imaj bir vitrindir. Hareketler ve zaman faktörü işin içine girdiğinde gösterilen uyum imajı oluşturuyor. Çalıştığınız yere, günlere, topluluklara göre değişmek durumunda kalıyorsunuz ve bir imaj kullanıyorsunuz.
Gerek imajımızı gerekse stilimizi oluştururken renk, biçim gibi unsurları neye göre seçeceğiz?
Öncelikle baz almamız gereken yer tenimiz en geniş organımız o. Sonra saçlarımıza daha sonra da gözlerimize göre renkler, daha doğrusu renk tonları seçmemiz gerekiyor. Mesela tek bir renk değil yeşil, bir sürü tonu var. Dolayısıyla herkesin de bir tonu var, bir rengi yok.
Göz renginiz ne, yüz hatlarınız sivri mi… Bunlar da sıcak tonlu mu yoksa soğuk tonlu mu kıyafetler tercih etmeniz gerektiğini anlatıyor bize ya da nasıl hatlar kullanmamız gerektiğini. Sivri hatlı yüzü olan biri saçından küpesine kadar yuvarlak hatlı şeyleri tercih etmeli ki denge kurabilirsin.
Birçok kitap kült renkler sunar size ille bu uyumda olacak diye ama kıyafetler mekan ve kişiye göre giyilmelidir. Hele şimdi tamamen psikolojik durumuna göre giyinme var mesela. O kadar aldığım eğitime rağmen ben de bunu savunuyorum; insan nasıl hissediyorsa, ne göstermek istiyorsa öyle giyinmeli. Ben değişik ve rahat görünmek istiyorum, bir başkası zayıf ve uzun görünmek istiyor…
Mesela enerjik görünmek isteniyorsa canlı renkler tercih edilmeli. Buruşuk şeylerden de kaçınmak lazım çünkü buruşukluk dinamizmi yok eder. Ama en önemlisi kişisel temizlik ve bakımın yapılması. İnsanın kendini dinç hissetmesi için vücudunu, kıyafetlerini temiz tutması lazım. Mesela biz bayanlar makyaj yapınca bile kendimizi yenilenmiş hissederiz.
Esmer, sarışın ya da kumral kişiler hangi renk/ renk tonlarını tercih etmeli?
Öyle bir şey belirleyemem, herkes için farklıdır çünkü ten renkleri. Örneğin Çağla Şikel esmer ve sarı saç ona gidiyor ama bu demek değil ki, tüm esmerlere sarı saç yakışır. O nedenle deneme yanılma-yoluna başvurmak gerekiyor. Şu da bir yöntem olabilir: Biri size “Bu renk/şey sana çok yakışmış” dediğinde değil de “Bugün sende bir güzellik var” dediğinde üstünüzdekileri inceleyebilirsiniz. Çünkü ilkinde renk sizin önünüze geçmiş demektir.
İdeal olan tercihler kişiye özel yani?
İlk başta söylediğim gibi önceliklerle alakalı bir durum. Bir kadın kalçasından şikayetçiyse ve dinamik görünmek istiyorsa, asla çivi topuk giyinemez. Diğeri inceciktir ve ona daha uygun olduğunu düşünür giyer. Herkesin cevabı farklıdır. Bir diğer örnek de deri giyinmekle ilgili. Bazı insanlar deri giyinerek kendini daha dinamik hisseder. Ben asla böyle biri değilim:)
Diyelim ki, ben tercihlerimle çok güzel görüyorum kendimi ama çevremdekilerin yüzde 90’ı beğenmiyor. O zaman da kendi beğenimi uygulamaya devam mı etmeliyim?
Yine kişinin önceliği devreye giriyor. Bir bayanın önceliği onu erkeklerin beğenmesiyse, erkeklerin yaptığı yorumlar dikkate alınmalı. Ama “Ben böyle idare ediyorum alıştılar bana” diyorsa yine dikkate almaz söylenenleri. Ben de bir stil danışmanıyım ama benim de göbeğim var, boyum kısa ve kendime göre giyiniyorum, başkalarının beni görmek istediği şekilde değil.
Göbeğini, kalçasını saklamak isteyenler ne yapmalı?
Saklamak istediğiniz yere göre koyu giyinmelisiniz ya da şatafatlı giyinmek istiyorsanız o bölgeyi daha az desenli olan bir şeyle kapatmanız gerekli. Eğer uzun gözükmek istiyorsanız ise tek parça koyu renk giyinmelisiniz. Kalçanızı saklayabilmek için omzunu daha geniş gösterebilirsiniz.
Tabii burada kullanılan kumaşlar, kesim tarzları da çok önemli. İnsanoğlunun değişen fizik yapısına göre kumaş ve kesimler de değişiyor. Artık öyle korseler var ki, korse gibi durmuyor ama tüm bedeninizi topluyor. Ya da iç çamaşırları öyle sihirli hale geldi ki, göğüsleriniz çok büyük ya da küçük olsa bile ideal ölçüde gösterebiliyor. Bunlara dikkat edildiğinde üste giyilenin pek önemi kalmıyor. Karakterinizi istediğiniz şekilde yansıtabiliyorsunuz. Demem o ki, kıyafet ve aksesuarlarınızla flört edin, ihtiyacınız olan şey bu.
Hazır kış ayındayken sorayım. Mevsimlerin bir rengi var mı? Kışın beyaz giyince insanlar alay ediyor mesela.
Ben seviyorum ve giyiniyorum. Nasıl göstermek istediğine bakar. Artık yazlık, kışlık kavramı kalmadı. Elbiseniz mesela 4 mevsim giyiliyor. Yazında giyiniyorsunuz kışında külotlu çorapla giyilebilir hale getiriyorsunuz. Bence kışın beyaz giyinmek çok güzel duruyor. Genel algılara bakarsanız, yazın da siyah giyilmez. Şu da var ki, biraz ezberin dışına çıkılmasından hoşlanmıyor insanlar. O yüzden kıyafetlerinizi ne kadar önemsediğiniz önemli, gerisi teferruat.
Röportaj: Hanife Yaşar
Fotoğraf: Halil Yücer