Güncelleme Tarihi:
Çocuk Ergen Psikiyatri Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Mine Elagöz Yüksel, tik bozukluğuna ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Çocuklarda istekleri dışında ani ortaya çıkan kas hareketlerine tik denildiğini belirten Yrd. Doç. Dr. Mine Elagöz Yüksel, “Örneğin göz kırpma, omuz silkme gibi hareketler meydana gelebilir. Bazen ses çıkarma şeklinde vokal tikler de görülebilir. Tikler, bir süreliğine çocuk tarafından baskılanıp ertelenebilir ancak tiklerin tümden kontrolü çocuğun elinde değildir. Tikler yer değiştirebilir; örneğin göz kırpma şeklinde başlayan tik bozukluğu 1 ay sonra baş sallama şeklinde devam edebilir. Hatta zaman içinde tamamen kaybolduğu dönemler olabilir” dedi.
Ailelerin tik bozukluğu olan çocuklara sürekli uyarıda bulunmasının tik bozukluğunu ortadan kaldırmadığını ve sorunu daha karmaşık bir hale getirdiğini kaydeden Yrd. Doç. Dr. Mine Elagöz Yüksel, “Tik bozukluğu olan çocuklara ailelerin yaklaşımı kimi zaman tiklerin çocuğun elinde olduğunu düşünmeleri nedeniyle “yapma, o şekilde davranma” şeklinde uyarılarda bulunuyor ya da ceza verdiklerini görebiliyoruz fakat biliyoruz ki bu şekilde davranmak tik bozukluğunu uzun vadede arttırıyor. Çocuklar tiklerini kısa süreli durdurabilirler, baskılayabilirler. Örneğin bazen okulda hiç yapmayabilirler ya da ben istersem bunu yapmayabilirim diyebilirler. Bu söylemler aileleri yanıltabiliyor. Bu durum ailelerde ‘Çocuk isterse tikini yapmaz, kasten yapıyor’ gibi bir algıya sebep olabiliyor. Oysa ki tikler kısa süreli bastırılabilir fakat uzun vadede bastırılamaz ve çocuğun bununla baş edebilmesi zordur. Bu nedenle çocuğu sürekli yapma şeklinde uyarmak doğru değildir” uyarısında bulundu.
Tik bozukluğunun tedavi edilebildiğini kaydeden Yrd. Doç. Dr. Mine Elagöz Yüksel, tik bozukluğunun altında başka nedenlerin de olabileceğini belirterek şunları söyledi:
“Ailelere çocuklarında herhangi bir tik bozukluğu gördükleri zaman bir çocuk ergen psikiyatri uzmanına başvurmalarını öneriyoruz. Çocuğun detaylı değerlendirilmesi, tiklerin altında yatan nedenlerin ortaya çıkarılması, tik bozukluğuna eşlik eden herhangi bir başka durumun olup olmadığının saptanması bizim için oldukça önemli.”
Tik bozukluğunun genellikle orta çocukluk döneminde daha sık görüldüğünü, ergenlik dönemiyle beraber biraz azalmaya başladığını kaydeden Yrd. Doç. Dr. Mine Elagöz Yüksel, “Yetişkin dönemde genelde çok azı artık kalıcı hale geçer fakat tik bozukluğunun altında yatan neden ortadan kalkmadığı sürece tik bozukluğu geçse de çocukların başka rahatsızlıkları söz konusu olabilir. Tik bozukluklarına eşlik eden diğer hastalıklar da mutlaka tedavi edilmelidir. Aksi halde çocuğun tik bozukluğunun yanı sıra kaygı bozukluğu, Obsesif Kompülsif Bozuklukları ya da Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu ve depresyon gibi diğer rahatsızlıklarla baş etmek zorunda kalması çok olasıdır. Tik bozukluğunun tedavi edilmemesi çocuğun özgüvenini azaltabilir, arkadaş ilişkilerini olumsuz yönde etkileyebilir. O nedenle mutlaka bir çocuk ergen psikiyatri uzmanına başvurmalarını öneriyoruz” diye konuştu.