Güncelleme Tarihi:
Yargı mekanizması içerisinde temyiz kanun yolu, yerel mahkemeler veya istinaf mahkemeleri tarafından verilen kararların daha uzman, daha üst bir organ tarafından incelenmesi ile kesinleşecek kararların en az hata ile oluşmasını hedeflenmektedir.
Yargı sistemimizde; yerel mahkeme, istinaf mahkemesi ve temyiz olmak üzere 3 basamaklı bir denetim sistemi düzenlenmiştir. İstinaf kanun yolu hukukumuzda 20 Temmuz 2016 tarihi itibariyle uygulanmaya başlanmış olup bu tarih öncesinde yerel mahkeme kararları üst yargı organı olarak sadece temyiz mahkemeleri tarafından denetlenmekteydi. İstinaf kanun yolunun yürürlüğe girmesi ile yerel mahkeme kararlarına karşı önce istinaf yoluna, oradan sonra temyiz yolu açıksa temyiz yoluna başvurulabilmektedir.
Hukuk yargılaması (cezai ve idari yargılama hariç olmak üzere) bakımından temyiz, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda düzenlenmiştir. Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na göre; davada taraflar hukuki yararının bulunması şartıyla temyizi kabil nihai kararlar ile hakem kararlarının iptali taleplerine karşı kararın kendisine tebliğ tarihinden itibaren “iki hafta” içerisinde temyiz yoluna başvurabilir.
Temyiz yolu kapalı kararlar
Bununla birlikte bölge adliye mahkemeleri tarafından verilen aşağıda belirtilen kararlara karşı temyiz yoluna başvurulamaz:
Temyiz sebepleri nelerdir?
Ancak temyizi mümkün her karara karşı temyiz yoluna başvurulamamaktadır. Zira temyiz yoluna başvurmak için temyiz sebebi bulunması gerekmektedir. Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda temyiz sebepleri şu şekilde belirlenmiştir:
Görüldüğü üzere, temyiz sebebi olabilecek hususlar, usul hukuku veya maddi hukukun yanlış uygulamasından kaynaklanan sebeplerdir. Ancak maddi vakıalara ilişkin denetim, temyiz kapsamında değerlendirilmemektedir.
Yargıtay, temyiz incelemesinde gösterilen sebeplere bağlı değildir. Kanunların açık hükmüne aykırı gördüğü diğer hususları da inceleyebilir.
Temyiz ile ilgili diğer detaylar
Ceza hukuku haricindeki temyiz başvurularında, tebliğ giderleri ile gerekli harç ve giderler yatırılması gerekmektedir.
Kural olarak temyiz, kararın icrasını durdurmamaktadır. Ancak İcra ve İflas Kanunu’nun icranın geri bırakılmasıyla ilgili hükümleri uyarınca icranın ertelenmesi mümkündür. Nafaka kararlarında icranın geri bırakılmasına karar verilememektedir.
Ayrıca kişiler hukuku, aile hukuku ve taşınmaz mal ile ilgili ayni haklara ilişkin kararların icra edilebilmesi için kararların kesinleşmesi gerekmedir. Bu konulara ilişkin kararlar, süresi içerisinde kanun yollarına götürülmüş ise kararlar hakkında icra takibi başlatılabilmesi için kararların kesinleşmesi gerekmektedir.
Yargıtay, temyiz incelemesini kural olarak dosya üzerinden yapmaktadır. İstinaf mahkemelerinde yapılan yargılamada asıl olan dosya üzerinden inceleme yapılmasıdır. Ancak bazı hallerde duruşma yapılması istenebilir yahut Yargıtay bu sınırlama ve taleple bağlı olmaksızın kendiliğinden duruşma yapılmasına karar verebilir. Bu haller şunlardır:
Temyizde sadece denetim söz konusu olduğundan ve bu denetim hukuki yönden yapıldığından buna uygun karar verilmektedir. Yani temyiz incelemesi neticesinde ilk derece mahkemesinin yerine geçilerek davanın kabulüne, davanın reddine yönelik karar verilmesi mümkün değildir. Bu sebeple, temyiz sonunda;
Yargıtay onama kararı verdiğinde, onadığı kararın hukuk normlarına uygunluk gerekçesini göstermek zorundadır. Onama kararı ile dava dosyası kesinleşir ve dosya gerekli işlemlerin yapılması için ilk derece mahkemesine gönderilir.
Yargıtay, kararda tarafların kimlik bilgilerinde hata olması, hesap hataları, açık ifade hataları olması hallerinde veyahut kararın yerinde olduğu ancak gerekçenin yanlış olduğu hallerde düzelterek onama kararı vermektedir. Bu halde de onama kararı ile birlikte dosya kesinleşmektedir.
Yargıtay’ın bozma kararı vermesi halinde, dosya yeniden ilgili istinaf mahkemesine gönderilmektedir. Bu durumda dosya kendisine gönderilen istinaf mahkemesi “bozmaya uyma” kararı verebilir yahut ilk karar hakkındaki düşüncesinde ısrar ederek “direnme” kararı verebilir. İstinaf mahkemesinin direnme kararına karşı da doğrudan doğruya istinaf mahkemesine gidilebilmektedir.