Güncelleme Tarihi:
Ebeveyn olarak bazen çocuğumuzu tanıyamıyoruz. Onun ısrarcı tutumuna şaşırıp kalabiliyoruz. Dönemin özelliklerini bilirsek her çocuğun bu aşamadan geçtiğini düşünerek, davranışlarının olağanlığını kabul edip rahatlayabiliriz.
İnatçı yaklaşıma ısrarla karşılık vermek ve "Benim dediğim olmalı yoksa çocuk şımarır, önünü alamam" düşüncesine kapılmak maalesef iyi sonuç vermiyor. Sadece içinde bulunduğu 2 yaş sendromunun süresini uzatmış oluyoruz. Eğer çocuğumuza “ Hayır” kelimesini çok kullanmadan yapmasını istediğimiz davranışları pozitif cümlelerle anlatmaya çalışırsak, örneğin, “Terliği ağzına götürme!” yerine ”Terliği ayağımıza giyiyoruz. Bak bu havucu ağzına alabilirsin.” dememiz pozitif bir yaklaşımdır. Çocuğumuza zarar vermediğini bildiğimiz bazı isteklerini yerine getirmemiz aramızdaki iletişimi güçlendirir. Ben kimliğini kazanmasını destekler. Örneğin, boya yaparken önlük giymek istemiyorsa üstünün kirleneceğini göze alarak izin vermeliyiz.
Yasaklar ve cezalar yerine ödüllerimiz çok olmalı. Yaptığı her doğru davranış sözel ifadelerimizle pekiştirilmeli. Örneğin duvarı çizen çocuğumuzun kalemi elinden almak yerine, kağıt verip kağıda çizdiğinde aferin demek gibi.
İsteğinin yoğun olduğu durumlarda çocuğumuza alternatifler sunmalıyız. Örneğin, sokağa çıkarken mont giymek istemeyen çocuğa kalın bir kazak, hırka veya başka bir mont önerilmeli. Seçimi çocuk yapmalı.
Çocuğumuzun sağlığını tehlikeye düşürmeyen konularda uzlaşmacı tavır sergilemeliyiz ancak caddede yürürken elini bırakıp koşmak isteyen bir çocuğa da neden bırakmaması gerektiği açıklanmalı onun duygularını anladığımızı dile getirmeliyiz. Örneğin, "Evet ben seni anlıyorum. Caddede koşmak hoşuna gidiyor. Ama koşullar koşmana uygun değil. Etraf tehlikelerle dolu, elimi tutmanı istiyorum." demeniz onun duygularını paylaştığınızı gösterir ve sizi sürekli engel koyan biri olarak görmez.
Bu dönem, sabırlı olmamız gereken dönem. Unutmayalım 2 yaş çocuğu sürekli “hayır” diyen bizi reddeden, sınırlarımızı zorlayan bir çocuktur. Bu zor dönemi daha kolay atlatmak için, sorun çıkmadan önce tedbir almalıyız. Çocuğun zarar vereceği veya kendisinin zarar göreceği eşyaları ortadan kaldırmalıyız. Böylece “ona dokunma” demek zorunda kalmayız. “Hayır” her koşulda herkesin engellediği bir durum olmalıdır.
Çocuk iki parmağını prizin içine sokuyorsa bu herkesçe "hayır" denmesi gereken bir durumdur. Ama yemekten önce çikolata yiyorsa herkesin "hayır" demesi gerekmeyebilir. Aile içinde bu konuda birlik içinde olunmalı, annenin "hayır" dediğine baba da "hayır" demelidir. Boş tehditlerle çocuğumuzu korkutmamalıyız. ”Senin annen olmayacağım, seni polis amcaya veririm, seni bırakıp gideceğim.” gibi tehditlere inanır ve güven sorunu yaşayabilir.
2 yaşında artık çocuğumuz bizimle birlikte yemek yemeli, kendisini ailenin bir parçası gibi hissetmeli. Hangi yemekten ne kadar yiyeceğine kendisi karar vermeli. Bizim görevimiz ona sağlıklı seçenekler sunmak olmalı.
Bu yaşta çocuk paylaşmayı bilmez mülkiyet kavramı gelişmemiştir, her şeyin kendisine ait olduğunu zanneder. Bu nedenle başka çocuklarla inatlaşabilir. İlgisini sevdiği bir alana yönlendirebilmeliyiz.
Başka çocuklarla aynı ortamda olmayı sever ancak birlikte oynamaz biz bu döneme paralel oyun dönemi deriz.2 yaşın sonunda 2-3 kelimelik cümleler kurabilir ancak çok daha fazlasını anlar. Onunla oyunlar oynayın. TV karşısın da saatler geçirmesine izin vermeyin, yaşına uygun programları izlerken de yanında olun. Ona kitap okuyun, şarkı söyleyin ve onunla konuşun.
2 yaşından itibaren korkunun koşullanma yoluyla öğrenildiğini görürüz. Anne ve baba neden korkuyorsa çocuk da ondan korkar. Anne sürekli “orası karanlık gitme” dediğinde karanlıktan korkacaktır.
İki yaşında çocuğu olan anne ve babaların, iletişim kurarken, dolaylı olmayan ve ima içermeyen konuşmalar yapması gerekir. Örneğin çocuk yemeğini yemediğinde “Yeme yeme, sen böyle yapmaya devam et, sen bilirsin” gibi serzeniş içeren konuşmaları, çocuk, gerçek zannedip o davranışı sergiler.
Örneğin “Bunu bir daha asla görmek istemiyorum, bunu yaptığında babana söylerim” gibi tehditler de bu yaş çocuklarında etkili olmaz. Anne ve babalar özellikle "hayır" kelimesini çok sık kullanmamalıdır. Çocuk olumsuz davranışları yapmayı arttıracak ve gerçekten “hayır” kelimesine duyarsızlaşacaktır.
Gelecekte “hayır” ve “ evet” terimlerini yerinde kullanabilen nesiller yetiştirmeniz dileği ile hoşça kalın.
Meral Hasandayıoğlu
Çocuk Gelişimi ve Eğitimi Uzmanı& Aile Danışmanı