Güncelleme Tarihi:
Ceza yargılamamızda en sık karşılaşılan suçlardan biri olan tehdit suçu; Türk Ceza Kanunu’nun 106. maddesinde yer almakta olup bir kişinin, kendisinin veya yakınının hayatına, vücut ve cinsel dokunulmazlığına yönelik bir saldırı gerçekleştirilmesi yönünde tehdit edilmesi halinde meydana gelen suç şekli olarak düzenlenmektedir.
Tehdit suçunun cezası ve suça yönelik şikayet süresi
- Kişiler tehdit suçunu işlediklerinde, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılırlar. Suçu işleyen kişi, mağduru malvarlığı itibarıyla büyük bir zarara uğratacağından veya herhangi bir kötülük edeceğinden bahisle tehdit ettiğinde, mağdurun şikayeti üzerine altı aya kadar hapis veya adli para cezasına hükmedilir.
- Kişinin veya yakınının hayatına, vücut ve cinsel dokunulmazlığına yönelik bir saldırı tehdidinin bulunduğu hallerde ise suç şikayete tabii olmadığı gibi, suçun cezası da iki yıla kadar hapis cezası olarak öngörülmektedir.
- Ancak, kişinin malvarlığı itibariyle büyük bir zarara uğratılacağı veya kişiye kanunda açıkça yer verilmeyen herhangi sair bir kötülük edileceğinden bahisle tehdit suçunun oluştuğu hallerde ise suç, şikayete tabiidir ve ceza miktarı da çok daha düşüktür. Bu durumda, suçu oluşturan hareketlerin gerçekleşmesinden itibaren 6 ay içerisinde, Cumhuriyet Başsavcılıkları veya kolluk kuvvetlerine hitaben suça ilişkin şikayetlerin sunulması gerekmektedir. Aksi takdirde, şikayet süresi geçtiğinden dosyanın düşmesi ve başvurunun sonuçsuz kalması söz konusu olacaktır.
Tehdit suçunun nitelikli hali ve sonuçları
Tehdit suçunun nitelikli halleri meydana geldiğinde; failin cezasında artırıma gidilmesi söz konusu olacaktır. Buna göre, tehdit suçunun; silahla, kişinin kendisini tanınmayacak bir hale sokması suretiyle, imzasız mektupla veya özel işaretlerle, birden fazla kişi tarafından birlikte, var olan veya var sayılan suç örgütlerinin oluşturdukları korkutucu güçten yaralanarak işlenmesi hallerinde, altı aydan iki yıla olacak şekilde belirlenen hapis cezasının miktarı beş yıla kadar çıkabilmektedir. Tehdit amacıyla kasten yaralama, kasten öldürme ve mala zarar verme suçlarının işlenmesi halinde ise failin bu suçlardan dolayı ayrıca cezalandırılacağı öngörülmüştür.
Tehdit suçu uzlaştırmaya tabi midir?
Tehdit suçunun Türk Ceza Kanunu’nun ilk fıkrasında düzenlenmiş olan basit hali, taraflar arasında uzlaştırma prosedürüne tabidir. Uzlaştırma kurumuna göre, bu kapsamda yer alan suçlarda, gerek soruşturma gerek kovuşturma aşamasında öncelikli olarak uzlaşma prosedürünün uygulanması ve uzlaşma sağlanamaması durumunda soruşturma veya yargılamaya devam edilmesi gerekir. Prosedür çerçevesinde taraflar aralarında anlaşarak soruşturma veya davanın herhangi bir ceza sonucu doğurmasına gerek kalmaksızın uzlaşabilecekler ve bu şekilde dosyanın kapanmasını sağlayabileceklerdir.
Tehdit suçu yalnızca sözlü olarak mı işlenebilir?
Tehdit suçunun işlenmiş sayılabilmesi için ise kişinin korkutulması yeterlidir ve suçu işleyen kişinin başkaca somut bir zarar meydana getirip getirmediğinin önemi bulunmamaktadır. Bununla birlikte tehdit suçunu oluşturan hareket, kişinin sözel şekilde vücut bütünlüğüne yönelik bir saldırı gerçekleştirileceği vb. hususların zikredilmesini gerektirmemektedir. Örneğin; kişiye hitaben yaşamına yönelik bir tehlikenin gerçekleştirileceği ifadelerin yönlendirilmesi açıkça tehdit suçunu oluşturmakla birlikte, silah göstermek, silahı kişiye doğrultmaksızın ateş etmek gibi eylemlerle de tehdit suçu gerçekleştirilebilecektir. Diğer bir ifadeyle, kişinin can güvenliği veya vücut bütünlüğünün sıhhatinden endişe etmesine sebep olabilecek hareketlerin gerçekleştirilmesi suretiyle de suçun unsurları oluşacak ve failin tehdit suçundan dolayı cezalandırılması gündeme gelebilecektir.