Güncelleme Tarihi:
Okulların tatile girmesiyle birlikte anne-babaların gündemine yerleşen önemli konulardan biri ‘tatilde öğrenme kaybı’. Çocukların yıl içerisinde okulda edindiği bilgi ve becerinin bir kısmını yaz tatilinde kaybederek bir sonraki sınıfa geçmesi durumuna tatilde öğrenme kaybı deniliyor. Uzmanlar, tatilde öğrenme kaybının en fazla ilköğretim çağındaki çocuklarda görüldüğünü belirtirken tatilde öğrenme kaybının çocuğun tatilini nasıl değerlendirdiğine göre değiştiğini vurguluyorlar.
Tatilde öğrenme kaybının, çocuğun akademik becerileri ve öğrenme süreçleri açısından oldukça önemli olduğunu vurgulayan Uzman Klinik Psikolog Dila Özçelik, ebeveynlerin ‘Nasılsa seneye toparlar’ yaklaşımının çocukların ilerleyen süreçlerde olması gereken seviyelerden çok daha geriye düşmesine sebep olduğuna dikkat çekti. Bu durumu büyük bir problem olarak gören çoğu ülkede öğrenme kayıplarıyla alakalı çok sayıda çalışmanın yürütüldüğünü ifade eden Klinik Psikolog Özçelik, “Ülkemizde de yapılan çalışmalar gösteriyor ki öğrencilerin zenginleştirilmiş çevresel materyallerle iç içe olmaları yaz tatilinde öğrenme kayıplarını azaltırken; çocukların çevresel materyal eksikliği yaşadığı şartlar ise öğrenme kayıplarını arttırabiliyor. Yapılan araştırmalar aynı zamanda durumun önemini algılayan okul ve ailelerin çocuğa verdiği desteğin de altını çiziyor. Bu noktada ise görev, bilinçlenme sürecinde büyük rol oynayacak olan aile ve okullara düşüyor” dedi.
Tatilde öğrenme kaybının tamamen önüne geçilebilir bir durum olduğunu söyleyen Klinik Psikolog Dila Özçelik, “Uzun yaz tatillerini, çocukların tamamen öğretici ve eğitici aktivitelerden uzaklaştığı bir dönem olarak görmemek gerekli. Bu dönemler, çocukların istek ve tercihleri doğrultusunda yeni bilgiler edinilmesine fırsat verilen değerli bir periyot olarak görülmeli. Bu noktada çocuğun öğrenme kaybını minimuma indirecek olan seçenekler yaz okulları, eğitici öğrenme setleri, spor ve sanatsal faaliyetler, aile ve arkadaşlarla birlikte planlanan aktiviteler olarak sıralanabilir. Tüm bunların ortak noktası olarak çocukların keyif aldığı aktiviteler ön planda tutulmalı, çocuğun sorumluluk alarak plan yapmasına müsaade edilmeli ve çocuğa ‘zorundalık’ hissinden ziyade ‘merak’ duygusu aşılanmalıdır” diye konuştu.