Güncelleme Tarihi:
Sünnet gerçekten gerekli mi?
Prepisyum dediğimiz sünnet derisi gereksiz bir doku parçası ise Tanrı neden bizim sünnetsiz doğmamıza izin veriyor? Bu konu sünnet ortaya çıktığından beri tartışılan bir konu, yeryüzünde sünnet yapılmaya devam ettiği sürece de tartışılmaya devam edecek gibi görünüyor. Net bir cevabı var mı diye sorarsanız birşey söyleyebilmem çok mümkün değil.
Bildiğim birkaç şey var; sünnet kesinlikle hijyenik bir durum yaratır, Türkiye’de yaşıyorsanız, dini, ayrıca örf ve adetler nedeniyle tercih edilen bir durum. Bazı yayınlar da var: Yenidoğan döneminde yapılan sünnetin penis kanseri gelişimi riskini düşürdüğü, cinsel yolla bulaşan hastalıklara yakalanma ihtimalini de düşürdüğü gibi. Ancak literatürde bunların tam aksini savunan çalışmalar da bulmak mümkün. Ürolojik bir anomalisi olan, sık idrar yolu enfeksiyonu geçiren olgularda da önerilen bir durum olduğunu özellikle belirtmek gerekir.
Sünnet, Osmanlı döneminden beri erkek çocuğun mürüvveti olarak adlandırılır. Osmanlı döneminde şehzadelere evlilik için düğün yapılmazmış, onlara anlı-şanlı sünnet düğünleri yapılırmış. Günümüzde de özellikle babaanne, anneanne ve dedeler ve bazı anne-babalar buna çok dikkat ediyorlar. Bu nedenle de bir ritüel halinde sünnet yapılır hale gelmiş.
Ne zaman yapılmalı?
Bu konu da çok tartışılan bir konu olmakla birlikte, çok net olan sevmediğimiz bir yaş grubu olması: Fallik dönem adı verilen 3-6 yaş arası. Çocuğun cinsel kimliğini keşfetti bu dönemin, bazıları tarafından 2 yaşında başladığı, 7 yaşına kadar da devam ettiği söylenmektedir. Dolayısıyla daha garantili olması açısından 2-7 yaş arası sünnet yapmak çok uygun değildir. Hele de bu dönemde lokal anestezi ile sünnet yapmak çok zararlıdır.
Çocuğun cinsel organını keşfettiği bir dönemde bu bölgeye ağrılı bir girişim yapılması, ileride geri dönüşü çok zor olabilecek, psikoseksüel ve psikolojik sorunlara yol açabilir. Tek istisna, başka bir nedenden dolayı genel anestezi alması gereken çocuklardır. Bunlarda da çok iyi ameliyat sonrası ağrı kontrolü sağlanabilecekse yapılmalıdır.
Aslında en uygun yaş grubu yenidoğan dönemidir, bu süreyi bebek 2 aylık olana kadar uzatmak mümkündür. Bu süre içinde lokal anestezi ile çok rahatlıkla sünnet yapılabilmektedir. 2 aylıktan sonra bebeğin bilinç durumu iyice gelişmeye başladığı için lokal anestezi ile bu işlemi gerçekleştirmek zor olmaktadır.
Ülkemizde sünnet geleneksel olarak yapıldığı için, bazı örf ve adetler bu konuda öne çıkmıştır. Avrupa Birliği normlarına uymamakla birlikte, ülkemizde maalesef sünnet halen en çok sünnetçiler tarafından yapılmaktadır. Sünnetçi dediğimiz kişiler Sağlık Meslek Lisesi ya da 2 yıllık yüksekokul mezunu sağlık memurları olup, dünyanın hiçbir yerinde herhangi bir cerrahi müdahele yapmaları yasalara uygun değildir.
El becerisi ve tecrübeye dayalı olarak öğrenilebilen bir cerrahi girişim olmakla birlikte, bu kişilerin yaptıkları sünnet olgularında çocuğun ilerideki cinsel hayatını tamamen bitirecek, geri dönüşsüz en az 5 komplikasyon olabilmektedir. Bu kişiler çok fazla sünnet yapıyor olabilir, çok deneyimli, çok popüler olabilir ancak formal cerrahi eğitimi almadıkları için komplikasyon gelişti mi çok kötü seyredebilir.
Çocuk hastaların cerrahi girişimleri, konusunda uzmanlaşmış kişiler tarafından yapılmalıdır. Bu konuda uzmanlaşmış kişiler de Çocuk Cerrahları ve Çocuk Ürologlarıdır.
Sünnet konusunda pek çok yöntem tarif edilmiştir. Zaman zaman medyaya yansıyan lazerle sünnet, dikişsiz sünnet, kansız sünnet diye pek çok yöntemden bahsedilmekle birlikte yapılan işlem standart olarak iç ve dış sünnet derisinin kesilerek birbirine tutturulmasıdır.
Kelepçe yöntemi adı verilen yöntemde, plastik bir halka aracılığıyla iç ve dış deri tam tabiriyle kıstırılmakta, fazla deri kesilmekte, geriye kalan dolaşımı bozulan deri de kendi kendine düşmektedir. Yenidoğan dönemi için son derece uygun olan bu yöntem daha büyük çocuklarda ciddi ağrıya neden olabildiği için tercih edilmemektedir.
Cerrahi yöntem, klasik yöntem olarak da isimlendirilen, en çok yapılan,en güvenilir yöntemdir. İç ve dış sünnet derisi kesildikten sonra birbirine kendiliğinden emilebilen dikişler ile tutturulur. Bezi olan bebeklerde, bezin bağlanmasında, bebegin kucağa alınmasında, yüzüstü yatmasında hiçbir kısıtlama yoktur. Birinci gün pansuman çıkarılır ve bebeğin banyo yapmasına izin verilir. Daha büyük çocuklarda da birinci gün pansuman çıkarılır ve çocuğun külotunu giymesine ve banyo yapmasına izin verilir.
Bebek doğduktan sonra 2 aylık olana kadar lokal anestezi ile rahatlıkla yapılabilir. Daha büyük çocuklarda lokal anestezi tercih edilmemektedir. Çocukta ciddi travmaya yol açabilir. İşlemin kesin ve mutlak şekilde ağrısız yapılması gereklidir.Bunun için genel anesteziyle çocuğun kendinden geçmesi sağlanmalı, İşlem sonrası ağrı kontrolüne de destek sağlayacak uzun etkili bir lokal anestezik madde ile penis bölgesine enjeksiyon yapılmalı, sonrasında da hızlıca genel anesteziye son verilmektedir. Yani yapılan anestezik uygulama en düşük dozda bir genel anestezidir.
En çok korkulan komplikasyon kanamadır, böyle bir durum olursa mutlaka sünneti yapan cerrahla temasa geçilmelidir. Bu durum, yetersiz kanama kontrolüne, ibufen gibi kanamayı durduran hücrelerin fonksiyonlarını olumsuz etkileyebilen ilaçlara bağlı olabileceği gibi,hemofili ve hemofili benzeri kan hastalıklarına da bağlı olabilir.
Sünnet sonrası enfeksiyon kapma riski oldukça düşüktür
Enfeksiyon ya da iltihap kapma ihtimali oldukça düşüktür.Yeterli hijyen koşulları sağlandığı takdirde sorun olmayacaktır. En çok endişe edilen durumlardan biri çocuk bezi kullanımının iltihap ya da enfeksiyona zemin hazırlayabileceğidir. Düzenli alt bezi değişikliği yapılırsa kesinlikle böyle bir şey söz konusu değildir.
Sünnet sonrası, peniste şişlik, ödem, lokal anestezik enjeksiyonuna bağlı ufak morluklar olabilir, endişe edilmemelidir. Sünnet derisinin penis başına yapışık olma durumunda, sünnet işlemi sırasında bu yapışıklık açılırken,penis başından az da olsa ince bir deri sıyrılması olabilir. Nasıl halı üzerine diziniz sürtüldüğünde yanma ve kabuklanma olursa, bu yapışıklığın açılması sırasında da penis başında aynı durum oluşabilir.İşlem sonrası penis başının aşırı kırmızı görünmesi bundandır.Endişe edilmemelidir. Yine bahsettiğimiz kabuklanmaya bağlı penis başında sarı-beyaz bir tabaka oluşabilir. İltihap diye düşünmemek gereklidir, iyileşme sürecinde görülebilir.
Çocuk Cerrahisi ve Çocuk Ürolojisi Uzmanı Prof. Dr. Aydın Yağmurlu