Güncelleme Tarihi:
Stres altındaki kişilerde cilt lekeleri daha yaygın olarak görülür. Cilt Hastalıkları Uzmanı Dr. Betül Şengör, stresin cildimizi önemli derecede etkilediğini belirterek, son zamanlarda 30-45 yaş arasındaki her iki kadından birinde görülen “hashimoto troiditi” hastalığı hakkında önemli bilgiler verdi.
Doktor Betül Şengör, hashimoto troidi ile ilgili “Bu hastalık ile ciltte hem kuruluk hem de akneler birlikte görülebilirken, bazen de melasma isimli hormonal lekeler de gözlenebilmektedir. Hashimoto tiroiditi hastalığındaki bu artış belki de 30-45 yaş grubunun daha çok çalışan ve giderek sorumluluğu artan (evlilik, annelik, iş, şehir hayatı) kadınları seçmesi ile de açıklanabilir” diyor.
Stres ciltte çeşitli sorunlara yol açabiliyor
Stres hayatımızın her anında yanımızda artık. Belki de onunla mücadele ederken stresin vücudumuza neler yapabileceğini bilerek önlemler de almak yerinde olacaktır. Stres akut veya kronik bir sorun olarak vücutta da benzer şekilde ya kısa süreli sorunlara yol açmaktadır ya da uzun vadeli problemleri ardı sıra getirmektedir. Psikolojik bir sorun cilt sağlığı üzerinde doğrudan hastalıkların tetikçisi olmuştur. Sadece cilt değil endokrin hastalıklar içinde konusu sürekli geçmektedir.
Stresten “asabi ekzema olmuş, ya da üzüntüden şeker hastası veya kanser olmuş” sıkça duymuş olduğumuz söylemlerdir. Örneğin; uçuk virüsü dudaklarda sıklıkla gözlenen bir virüstür. Genellikle ya bir kabus görmenin ertesi sabah, ya da ani bir stresle ortaya çıkar. Oysa sedef hastalığı veya alopesi areata dediğimiz özel saç dökülme türü daha kronik stres hallerinde sıklıkla gözlenmektedir. Cilt hastalıkları başta olmak üzere tüm hastalıklarda vücudun savunma sistemi stres yüzünden olumsuz etkilenmekte ve hem vücudun hem de cildin bağışıklığı azalmaktadır. Bu nedenle başta virüsler olmak üzere hücresel hasar yaratan tüm hastalıklar tetiklenebilmektedir. Akut veya kronik hastalıkların başlangıcı buysa eğer tamamen sağlıklı olabilmek için iyi bir plan yapmanın başında stresi tanımak gelmeli ve tam tersi sevginin veya mutluluğun yol açabileceği olumlu etkileri de stresin sonuçlarıyla kıyaslayarak planımızı netleştirmeliyiz.
Stres ile vücudumuzda oluşan değişiklikler
Öncelikle merkezi sinir sisteminin stresi ilk algılayışı ile yani görmek, duymak, hissetmek ve düşünmek ile gelişen duruma beyin nörolojik ve hormonal yollardan cevap verir. Ya refleks olarak ya da düşünülmüş olarak bir vücut dili oluşur, eş zamanlı olarak ilk adrenalin (heyecan hormonu denebilir-salgılandığı an koşabilecek enerji ve güç oluşur)- asetil kolin ( kas-sinir ilişkisi, aynı zamanda salgıların da düzenlenmesinde etkilidir) daha sonra kortizon seviyeleri değişir. Bu durumda kan basıncı ve kan şekeri değişikliğe uğrar, tüm vücut salgıları tepki verir, ağız kuruması daha sonra el, kol altı vs terleme, hatta belki barsaklarda çalışma artışı gibi birbirini takip eden belirtiler.
Belli bir yaştan sonra stresle gelişen bu hormonal değişiklere karşı, vücut savunmasını azaltabilir veya ne yazık ki tepkisizlik geliştirebilir. Otoimmun hastalıklar dediğimiz vücudun kendi kendisine antikorlar ile savaş açması da stres ile tetiklenen durumlar arasında sayılmaktadır. Son zamanlarda ne yazık ki neredeyse 30-45 yaş arasındaki her iki kadından birinde görülen Hashimoto tiroiditi isimli hastalıktaki artış, belki de bu yaş grubunun daha çok çalışan ve giderek sorumluluğu artan (evlilik, annelik, iş, şehir hayatı) kadınları seçmesi ile de açıklanabilir. Bu hastalık ile ciltte hem kuruluk hem de akneler birlikte görülebilirken, bazen de melasma isimli hormonal lekeler de gözlenebilmektedir. Çok bilinen akne hastalığı sadece ergenlik döneminde değil genç erişkin ve orta yaş kadınlarda da görülebilmektedir. Yapılan bir çalışmada stres ile sadece kortizol üzerinden değil “prolaktin” isimli bir hormonun artışı ile de lekelerde ve aknelerde artış olabileceği bildirilmiştir.
Bu durumda özetleyecek olursak stresle, vücudumuzun bağışıklığı bozulmakta, bu da bizi basit veya komplike bir çok hastalığa karşı savunmasız bırakabilmektedir. Ayrıca bazı genetik yatkınlığı da olan kişilerde çeşitli otoimmun ve endokrin problemlere karşı da daha hızlı yakalanma şansızlığına sebep olabilmektedir. Erişkin akneden, hormonal lekelere kadar çeşitli cilt hastalıklarında da olumsuz etkileri bulunmaktadır.