Güncelleme Tarihi:
Çene Cerrahisi Uzmanı Dr. Dt. Kaan Hamurcu, 7'den 70'e insanların yıllardır ağız ve diş sağlığına, çok önem verildiğini belirtti. Diş bakımının önemine değinen Hamurcu, "Buna etken olarak başta aile eğitimi ve sonrasında okullarımızda yeterli bir ağız hijyeni eğitimi verilmemesi, diş hekimlerine ulaşım zorlukları sayılabilir. Ancak son dönemlerde, genel sağlık problemleriyle (kalp rahatsızlıkları, sindirim sistemi problemleri, total kan sayımlarındaki anormal iltihabi hücre sayısı görülmesi başta olmak üzere), diş sağlığı arasında kuvvetli bağlar görülmüştür. Gerek medya, gerekse yeni nesil diş hekimlerinin hastalara olumlu yaklaşımları sayesinde, toplum diş hekimi fobisini yenmiş ve diş tedavilerinin önemini daha iyi kavramış durumdadır" dedi.
"İşte tüm bu nedenlerden dolayı artık, strese veya diş ve çene problemlerine bağlı diş sıkma sonucu yaşanan problemlerde, halkımız diş hekimlerinden yardım talep etmektedir" diyen Hamurcu, "Daha önceki dönemlerde, diş sıkma problemlerinde hastalarımızın tedavisinde mide başta olmak üzere, sindirim sistemine oldukça rahatsızlık veren kas gevşetici ilaçlar ve ağızda kullanımı oldukça zor olan gece plaklarından yararlanmaktaydık. Hastalarımız bu plakları gece ağızlarından attıklarını, bunu farketmeyip sabah anladıklarını, diş etlerinde bu plaklardan kaynaklı yaralar oluştuğundan şikayet etmekteydiler. Kas gevşetici ilaçlar ise midede istenmeyen yanmalara ve ağrılara yol açmaktaydılar" şeklinde konuştu.
Hamurcu diş tedavisiyle ilgili şunları söyledi:
"Ana çiğneyici kas olan masseter kas, alt çene kemiklerinin dış yan köşelerine konumlanmış üçgen şeklinde bir kastır. Dişlerin aşırı sıkıldığı durumlarda bu kaslar olması gerektiğinden daha fazla hacim kazanırlar. Bu durum hem şiddetli baş ve boyun ağrılarına, hem de dişleri sıkmaktan kaynaklanan diş ağrıları ve diş aşınmalarına neden olur. Çene eklemi üzerine gelen baskılarsa, ilgili eklemlerde baskılara ve aşınmalara neden olur. Ayrıca aşırı hacim kazanmış bu kaslar, yüz konturlarında belirgin bir köşeli görünüme neden olarak kozmetik bir problem de oluştururlar. Vakaya uygun olarak seçilecek dozda botoks enjeksiyonu kaslara uygulanarak 10 ila 15 gün içerisinde hastalarımızda ciddi bir rahatlama sağlamaktadır. Enjeksiyon çok ince uçlu enjektörlerle ağrısız bir şekilde uygulanır. Hastalarımız işlemin hemen sonrasında günlük hayatlarına geri dönebilirler. Botoks enjeksiyonunun çok nadir durumlar dışında hiçbir alerjik ve yan etkisi bulunmamaktadır. 6 ila 8 ay sonra ilaç bölgeden yıkılarak etkisini yitirir. Bu durumda kişi kaslarını eskisi gibi sıkmadığı takdirde uygulamayı tekrarlamaya dahi ihtiyaç duyulmaz. Rahatsızlık tekrarlarsa botoks tedavisi tekrar güvenle uygulanır."
DHA