Güncelleme Tarihi:
Kadınlar ekonomik özgürlükleriyle her ne kadar evlilik kurumu içinde de eşitliği yakalıyormuş gibi görünse de bazı ayrıntılar, ataerkil yapıyı biz farkına varmadan devam ettiriyor. Kadınların evlendikten sonra tam anlamıyla idrak ettiği bu konu, soyadının ve kütüğünün değişmesi. Psikolog Şeyda Boybeyi, bu ayrıntının altında yatan geleneği ve günümüz kadınının psikolojinde yarattığı etkileri anlattı.
“Soyadı konusunun kadın için neden bu kadar önemli olduğu sorusunun cevabını bulabilmek için biraz geriye gitmemiz gerekiyor.
Tarih boyunca evlilikler kadının aile değiştirmesi anlamına gelmiştir. Batı medeniyetinde kilisede yapılan nikah töreninde kız babası eşliğinde getirilip kocasına teslim edilir. Anadolu’da ise ‘kız alma’ merasiminden sonra gelin ata bindirilip kocasının evine götürülür, artık kocasının malı ve ailesidir. Bu mülkiyet durumu yüzyıllardır devam ederken, son yüzyılda feminizm hareketiyle birlikte sorgulanmaya başladı. Ancak gerçek anlamda kadının özgürleşmesi ekonomik bağımsızlığını kazanmasıyla gerçekleşti.
Öte taraftan evlenmeye karar veren ‘birey kadın’, içindeki geleneksel yapının verdiği aidiyet hissi ve yeni ‘ortaklığın tabelasını’ taşınmasından aldığı keyif ile birey olmanın getirdiği vizyon arasında çatışmaya düşmektedir. Evlilik kurumunun içinde olmak isterken, diğer taraftan kütük bilgilerinin kendi rızası olmadan değiştirilmesine tepki duymaya başlamıştır.”
Gelenek soyadı üzerinden devam ediyor
“Yüzyıllardır süren mülkiyet kavramı günümüzde soyadı üzerinden devam etmektedir. Resmi işlemler için kocasının soyadını kullanmak zorunda kalan kadın, bir sürü bürokratik işlemle karşılaşmak zorunda bırakılmaktadır.
Evlilik birliği içinde hakkının çiğnendiğini düşünen ve ekonomik özgürlüğünü kazanmış kadın, boşanma yolunu eskiye nazaran çok daha kolay kabul etmektedir. Bu sefer de evlenirken yaptığı prosedürler tersinden işlemekte, yine banka hesaplarında isim değişikliği, kimlik ve pasaport değişikliği hayatında fatura ve makbuzların, kaşenin ve kartvizitin değişmesi, yıllardır kendisini kocasının soyadıyla tanıyan müşteri ve tanıdıklara özel hayatıyla ilgili izahat verme durumu ortaya çıkmaktadır.”
Kadının ruhsal karmaşasını artırıyor
“Zaten boşanmanın arkasından duygusal olarak yıpranmış kadın, özel hayatının ifşa edilmesinden dolayı öfke, üzüntü ve hayal kırıklıkları yaşamaktadır. Önce kendisini suçlar, sonra eski eşini suçlar. Daha sonra bu prosedürlere maruz bırakıldığı için bürokrasiyi suçlar. Ruhsal bir karmaşa içindedir. Aidiyet hissini sorgular: ‘Ben kimim, kime aidim, birine ait olmalı mıyım? Evlilik, bir eşya gibi el değiştirmek midir? Buna neden maruz bırakıldım?’ diye düşünmeye başlar. Bu düşünceler ve prosedürler daha sonra deneyeceği evliliklerde de karşısına çıkmaya devam eder.”