Güncelleme Tarihi:
Tüm dünyayı ve ülkemizi etkisi altına alan koronavirüs salgınından korunmak için aile üyelerimizle beraber sosyal izolasyon sürecine girdiğimiz bu süreç içerisinde belirsizliğin vermiş olduğu stres, evden çıkamıyor olmanın verdiği sıkıntı, sürecin ne zaman biteceği konusunda yaşanılan kaygı gibi olumsuz duygular bizi bu süreçte gerilmiş ve hatta tahammülsüz bir insana dönüştürmüş olabilir.
Öfke kontrolümüzü sağlamada zorlanmış ve haliyle iletişim konusunda sıkıntı çekmeye başlamış bireyler yapabilir. Fakat bilmelisiniz ki, bu olumsuz duygu durumu tamamen normal ve geçicidir. Sadece sizin durumu iyi yönetiyor olmanız bu sıkıntılı sürecin kolay atlatılmasına yardımcı olacaktır.
Sosyal izolasyon döneminde yaşanması muhtemel krizleri yönetememek belki de sağlıklı aile yapınızın sağlıksız aile yapısına dönmesine ve hatta boşanma ile sonuçlanmasına neden olacaktır.
Şu an; ‘Acaba aile yapımız nasıl?’ diye düşünüyorsanız eğer aile yapınıza bir göz atmaya ne dersiniz?
Sağlıksız aileler genellikle;
Sosyal izolasyon döneminde sağlıksız aile yapısına sahip olduğunuzu fark ettiniz ve şimdi ne yapacağım dediğinizi duyar gibiyim..
İki yol var önünüzde ;
Ya pes edip boşanmak...
Ya da emek verip sağlıksız aile yapınızı sağlıklı aile yapısına çevirmek...
Sadece bir kaç önemli noktaya dikkat edersek eğer; hayatımızı eve sığdırdığımız şu günlerde fiziksel sağlığımızı korumanın yanı sıra ailemizi de koruyabiliriz.
Bu nokta da doğru ve etkili iletişimin ne kadar değerli olduğu hatırlanıyor. Etkili ve doğru iletişim için size önereceğim birkaç noktayla kriz anını fırsata çevirerek aile içi yaşanabilecek olası krizleri önceden engelleyebilirsiniz. Bunun için;
Açık ve doğrudan iletişim kurun
Ne istediğinizi, ne beklediğinizi, sizi üzen ya da sevindiren durumları aile üyelerinizin anlamasını beklemek yerine açık ve anlaşılır bir dil ile ifade edin. İfade ederken de ‘BEN DİLİ’ kullanmaya özen gösterin. Örneğin; ev işlerinde üzerine düşen sorumluluğu almadığını düşünüyorum ve bana daha çok yardımcı olmanı istiyorum.
Tek taraflı iletişim yapmayın
Aile üyelerinize sadece kendi istek ve beklentilerinizi anlatmayın, aile fertlerinin de ilettiği mesajları dikkatli bir şekilde dinleyin. Size aktarılan mesajı doğru bir şekilde anladığınızdan emin olun. Eğer yanlış anladığınızı düşünüyorsanız; Seni doğru anladıysam...? Burada kastettiğin...? gibi ifadeler kullanarak anlamadığınız noktalarda düşüncelerinizi yansıtın.
Kaba konuşmaktan kaçının
Aile üyelerinin birbirleriyle asla kırıcı, kaba veya küfürlü sözler kullanarak konuşmaması gerekir. Ayrıca lakap takmak, alaycı ve hoşa gitmeyen tavırda konuşmalar da olumsuz etki bırakır. Örneğin, en yakın arkadaşınıza sarf etmeyeceğiniz hiçbir cümleyi, aile üyelerine de sarf etmemelisiniz. Aile üyeleri ile konuşurken beden dili ve sözcükler tutarlı olmalıdır. İletişimin can kulağıyla sürdürülmesi gerekir.
Küskünlükleri uzatmamak
Kırgınlıkları ve küskünlükleri uzatmak ailenin tüm bireylerini olumsuz etkilemektedir. Çatışma çözme konusundaki becerilerinizi geliştirmeye çalışın, bu ailenizin ruh sağlığını koruyacaktır. Hatalı iseniz özür dilemeyi gurur meselesi veya küçük düşürücü bir hareket olarak görmemelisiniz.
Takdir etmek
Herkes, ailesi tarafından onaylandığını, kabul edildiğini ve beğenildiğini hissetmek ister. Bu sadece çocukların değil yetişkinlerin de en doğal ihtiyaçlarından biridir. Ancak sağlıksız aile yapılarında aile bireylerinin birbirlerine duydukları takdir ve beğeniyi ifade etmek yerine aşağılama ve küçümseme içeren cümleler vardır. Aile üyelerinize, onlarla gurur duyduğunuzu, başarılarını takdir ettiğinizi ve hayallerini desteklediğini söylemekten çekinmeyin.
Sevgiyi esirgememek
aile üyeleriniz kaç yaşında olursa olsun sevginizi hissettirmekten ve onlara sevginizi söylemekten, onlara sevgiyle dokunmaktan ve onları kucaklamaktan çekinmeyin. Sevgi dolu bir dokunuşun enerjisinin, pek çok yarayı kapatabilecek gücü vardır.