Sonbahar enfeksiyonları geliyorum

Güncelleme Tarihi:

Sonbahar enfeksiyonları geliyorum
Oluşturulma Tarihi: Ekim 11, 2017 10:47

Sıcak ve güneşli günler yavaş yavaş geride kalırken sonbaharın etkileri de kendini göstermeye başlıyor. Hem psikolojik hem de fizyolojik olarak etkilendiğimiz şu günlerde kuşkusuz başrolü hastalıklar alıyor. İç Hastalıkları Uzmanı Uzm. Dr. Ali Vardar, sıklıkla karşılaştığımız sonbahar enfeksiyonlarını ve korunma yollarını sizler için anlattı.

Haberin Devamı

SONBAHAR MEVSİMİ, HASTALIK MEVSİM…

Sonbahar mevsiminde ülkemizde yaşanan soğuk havaya bağlı olarak nezle, grip, faranjit, larenjit, sinüzit, orta kulak iltihabı, bronşit, zatürre gibi hastalıkların görülme sıklığı artıyor. Enfeksiyonlar özellikle, çocukları, yaşlıları, hamileleri, kronik sağlık sorunları olanları olumsuz etkiliyor.

ZATÜRREYE (PNÖMONİ) DİKKAT!

Sonbahar mevsiminde artış gösteren ve iyi tedavi edilmediğinde ölüme bile yol açabilen hastalıklardan biri de zatürre yani pnömoni… Akciğerlerin iltihabi bir hastalığı olan zatürrede; akciğerlerde bulunan hava kesecikleri, iltihabi bir sıvıyla dolar. Akciğerlerin görevi olan oksijen alış veriş fonksiyonu bozulur, kanda oksijen düzeyi azalır. Bunların sonucunda hücreler normal fonksiyonlarını yerine getiremez ve hatta bu nedenle ölüm bile görülebilir. Amerika'da bile halen ölüme yol açan hastalıklar arasında zatürre altıncı sırada yer almaktadır.

Sonbahar enfeksiyonları geliyorum

BEBEKLERDE DE GÖRÜLEBİLİR

Zatürreye yol açan 30'un üzerinde mikroorganizma tanımlanmaktadır. Zatürrenin oluşumunda bakteriler ve virüsler önemli rol oynar. Bakterilerden kaynaklanan enfeksiyonlar yenidoğan bebeklerden yaşlı kişilere kadar her yaş grubunda görülebilir. Alkol bağımlıları, yeni ameliyat olmuş hastalar, kronik akciğer ve kalp hastalığı olanlar ve bağışıklık sistemi zayıflamış kişilerde pnömoniye yakalanma riski daha yüksektir. Ateş, titreme, öksürük, sarı veya yeşil renkte balgam çıkarma, göğüs ağrısı ve terlemeyle gelişir.
Zatürrelerin yarısı da virüslerden kaynaklanıyor. Virüslerden kaynaklanan zatürrelerin kısa sürede iyileştiğine dikkat çekiliyor. Ancak grip virüsü ağır zatürreye yol açabilir, altta yatan kalp , akciğer hastalığı olanlarda ve gebelerde ölüm nedeni bile olabilir. Belirtileri; ateş, baş ağrısı, kuru öksürük, kas ağrısı ve halsizlik gibi gribal infeksiyonlarda görülen belirtilerdir.

ZATÜRRE NASIL TEDAVİSİ EDİLİR?

Zatürre tedavisinde antibiyotiklerin yanı sıra ağrı ve ateş için parasetamol veya nonsteroid antiinflamatuvar ilaçlar, balgam söktürücü ilaçlar kullanılır. Eğer hastanın kanında oksijen düzeyi düşerse oksijen tedavisi de öneriliyor. Genç hastalar, iyileştikten sonra 1 hafta içinde normal yaşantılarına dönebilirler. Orta yaşlı kişilerde eski sağlıklarına kavuşmaları ve kendilerini iyi hissetmeleri haftalar alabilir. Zatürre gripal infeksiyonlar sırasında veya sonrasında oluşabildiğinden grip aşısı yaptırmak zatürreden de korunmayı sağlar. Grip aşısı senede bir kez sonbahar ayında (Eylül ve Kasım ayları arası) yapılır.

ROMATİZMAL ATEŞ

Okul çağında geçirilen üst solunum yolu enfeksiyonlarına karşı anne babalar daha duyarlı olmalılar. Özellikle sonbahar mevsiminde okul gibi toplu bulunulan ortamlarda A grubu beta hemolitik streptokok adı verilen bir mikrobun üst solunum yolu enfeksiyonu salgınlarına sebep olabilir, bu durum da hassasiyeti olan çocuklarda akut romatizmal ateşe neden olabilir.

Bu hastalığın en sık 5-15 yaş arası okul çağındaki çocuklarda genellikle el ve ayaklardaki büyük eklemlerde şişlik, kızarıklık, ağrı şeklinde ortaya çıkar. Bazen eklemlerden kaynaklanan bir şikayet olmaz. Ancak çocuk genel olarak soluk, halsiz olabilir ya da anormal kol bacak hareketleri yapabilir, Dünyada gelişmekte olan ülkelerin önemli bir sağlık sorunu olmaya devam eden romatizmal ateş, ülkemizde de üzerinde durulması gereken önemli bir konudur. Çünkü kalpte kalıcı kapak bozukluklarına neden olan bu hastalık, ileriki yaşlarda kapak değiştirme ameliyatlarına kadar gidebilen ve hayatı olumsuz yönde etkileyen bir sürecin başlangıcı olabilir.

Çocuklarda sonradan gelişen kalp hastalıklarından birinin de kalbin kasılma gücünü yitirdiği bir hastalık olan miyokardittir. Bu da genellikle okul çağında görülen suçiçeği, kabakulak ya da basit bir viral enfeksiyon sonrasında gelişebilir. Çok sık görülmemekle birlikte, rastlandığında tedavisi son derece zor olan miyokardit’te, kalbe tekrar kasılma gücünü kazandırmak için ilaç tedavisi yapılır. Her hastada kalbin fonksiyonlarını eski haline döndürmek mümkün olmayabilir. Hastalık ileri derece kalp yetersizliği ile ölüme neden olabilir.

Sonbahar enfeksiyonları geliyorum

SONBAHAR HASTALIKLARINDAN NASIL KORUNABİLİRSİNİZ?

Sonbahar mevsiminde enfeksiyonlar ağır geçtiği için korunma tedbirlerine özen gösterilmesinde yarar var. Yaşlıların, çocukların, kalp, astım, diyabet gibi sağlık sorunları olan kişilere havanın çok soğuk olduğu günlerde mecbur kalmadıkça sokağa çıkmaları önerilmiyor. Giyime özen gösterilmeli, soğuktan koruyacak biçimde giyinilmesinin yanı sıra aşırı terlememeye dikkat edilmelidir.

• Kış ve soğuk diye fazla enerji almak iyi olur. Ancak aşırı yağlı yemek ve az hareket, kilo almaya neden olur. Bu yüzden öğünler muntazam yenilmeli. Sabah kahvaltılarına ve enerji verecek mevsim meyve ve sebzelerine de ağırlık verilmeli.
• Soğukta özelikle hamileler mevsim hastalıklarına yakalanmamaya özen göstermeli, toplu yerlerden uzak durmalı, maske ile korunmalı.
• Astımı olanların ilaçlarını düzenli almaları, mecbur kalmadıkça dışarı çıkmamaları, hava kirliliğinden, soba ve kömür etkisinden sakınmaları gerekiyor.
• Kalp hastalığı olanların çok soğukta yürümemelerini öneriyoruz
• Yüksek tansiyonu olanların da ilaçlarını titizlikle kullanmaları, direnç artsın diye diyeti bozmamaları, tuzlu yememeleri büyük önem taşıyor.

SONBAHARA HAZIR GİRİN!

Sonbahar mevsimi artık kendini hissettirmeye başladı. Birçoğumuz sonbaharla birlikte kendimizi yorgun hissetmeye başlarız. Oysa yazın olduğu kadar, sonbaharın da keyfini çıkarmak tamamen elimizde. İşte, sonbahar günlerinde içinizi ısıtmak için bazı öneriler;

MEVSİM GEÇİŞLERİNE DİKKAT

Mevsim geçişleri insanları genelde olumsuz etkiler. Vücudumuz ve zihnimiz zaman zaman pes etme aşamasına gelir. Gripten korunmak için, ilaçların yanı sıra moralinizi de yüksek tutmanın büyük önemi var. Çünkü ancak zihninizin gevşediği anda mikropların vücudunuza girme şansı azalır.

KAN DOLAŞIMINIZI DESTEKLEYİN

Siz de mi kendini sabahları yorgun hissedenlerdensiniz? O zaman kan dolaşımınızı harekete geçirmenin zamanı geldi demektir! Güne sıcak suyla duş alarak başlayın ve duşunuzu soğuk sayılabilecek suyla bitirin.

C VİTAMİNİ TAKVİYESİ

Vücut C vitamini üretemez, ama özellikle bu vitamine grip mevsiminde ihtiyaç duyar. C vitamini, vücudu virüs ve bakterilere karşı korur, aynı zamanda bağışıklık sistemini güçlendirir. Vücudun günlük C vitamini ihtiyacı 100 miligramdır. Günde 5 öğün meyve ve sebzelerle beslenirseniz, vücudunuzun ihtiyacı olan C vitaminini karşılamış olursunuz. Fakat her gün bu şekilde beslenmediğinizi göz önünde bulundurursak, C vitamini takviyesi yapmanız önem kazanıyor. Dikkat etmeniz gereken nokta, C vitamini takviyesini gün içinde birden değil, küçük miktarlar halinde yapmanız. Çünkü vücut C vitaminini kolay kolay depolayamaz. Birden yapılan C vitamini takviyesi de bu durumda pek işe yaramaz.

STRESİ HAYATINIZDAN ÇIKARIN

Panik, huysuzluk, asabiyet ve günlük sorunlar... Tüm bunlar hem sinirlerinizi bozar hem de sizi strese sokar. Stres vücudunuzun fazla miktarda kortizon üretmesine sebep olur ve bu da bağışıklık sisteminizi zayıf kılar. Stresten kaçınarak ya da stresi en aza indirerek, bağışıklık sisteminize büyük bir iyilik yapmış olursunuz. Gün içinde kendinize zaman ayırıp dinlenmeye özen göstermelisiniz. Beş dakikalığına gözlerinizi kapatıp dinlenmeniz bile yeterli. Bu esnada derin nefes alıp vermeyi de unutmayın. Eğer fırsat bulursanız, 15 dakikalığına öğlen uykusuna bile yatabilirsiniz. Düzenli olarak spor veya en azından yürüyüş yapmayı da ihmal etmemelisiniz.

HADİ SPORA…

Sonbahar mevsimi psikolojimizi büyük oranda etkiler. Birçok insan kendini keyifsiz hisseder, sinirleri gergindir ya da içinden hiçbir şey yapmak gelmez. Sizi keyiflendirecek en güzel aktivite spor yapmaktır. Haftada 2-3 kez 20 dakika, bisiklete binmeye veya jogging yapmaya ne dersiniz? Ya da dışarıda yağmur yağarken kapalı havuzda yüzmeye? Bu tür sporlara sadece bağışıklık sisteminizi güçlendirmekle kalmaz, vücudunuzun endorfin salgılamasını da sağlarsınız.

KIRMIZI BURUNLARA SON

Kış mevsiminde alışılmış bir manzaradır tıkalı ve kırmızı burunlar… Bundan nefes almak zorlaşır ve ağızdan nefes aldığında boğaz kurur ve bununla birlikte ağrı başlar. Burun damlaları sık kullanıldığında, bir süre sonra mukoza zarına zarar vermeye başlar. Bu durumda doğal, deniz suyundan yapılmış damla veya spreyleri tercih edebilirsiniz. Tuzlu su tıkalı ve kuru olan burnu nemlendirir ve zarar görmüş mukozanın kendini yenilemesini sağlar.

UYKUNUZA ÖZEN GÖSTERİN

İyi bir uyku, sağlıklı bir bağışıklık sistemi için çok önemli. Çünkü organizma gece boyunca kendini yeniler ve yeni gün için güç toplar. Zinde bir gün geçirmek için en az 6, en fazla 8 saat uyumanız gerekir. Eğer uykuyla ilgili probleminiz varsa, kendiniz için bir şeyler yapabilirsiniz. Yatmadan önce küveti ılık suyla doldurun ve içinde dinlenin ya da bir bardak sıcak sütün içine bir miktar bal ekleyin ve için. Akşamları da hafif bir şeyler yemeğe özen gösterin.

LAHANA METODUNU UYGULAYIN

Dışarısı soğuk, iç mekanlar ise bunaltıcı sıcak. Sonbahar mevsiminde genelde bu problem yaşarız. Bu ani değişimler de bağışıklık sistemimizi zayıf düşürür ve enfeksiyonlara zemin hazırlar. Bu durumda en iyisi lahana metodunu uygulamaktır. Havanın soğukluğuna göre kat kat giyinin ve ısınmaya başladığınız anda üzerinizdeki fazlalıkları çıkarın. Özellikle çocuklara dikkat etmelisiniz. Çünkü anaokulları genellikle çok sıcaktır ve çocuklar oyun oynarken kan ter içinde kalabilirler.

CİLT BAKIMINA ÖNEM VERİN

Şimdi cildinize özel bir bakım uygulamanız gereken bir dönemdesiniz. Sonbahar günlerinde cildin, yaza oranla daha hassas bir bakıma ve daha çok korunmaya ihtiyacı var. Rüzgar ve soğuktan korunmak için, yüzünüze düzenli olarak krem sürmelisiniz. En ideali su ve yağ içerikli, fazla nemlendirici özelliği bulunmayan kremlerdir. Bunun sebebi ise; nemlendirici özelliği bulunan kremlerin aşırı soğukta cildi dondurabilme tehlikesidir

BAKMADAN GEÇME!