Güncelleme Tarihi:
Son zamanlarda, daha önce adını bile duymadığımız hastalıklar, salgınlar ortaya çıkıyor. Yeni salgınların etkenlerini ağırlıklı olarak virüsler oluşturuyor. “Çok kısa bir geçmişte bu kadar çok yeni enfeksiyonla tanışmışsak, acaba ileride nelerle karşılaşacağız?” diyen Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Önder Ergönül, konu ile ilgili ayrıntılı bilgiler verdi.
Son 35 Yılda Yeryüzünde Saptanan ve İsimlendirilen Yeni Virüsler
1973 Rotavirus
1977 Ebola virus
1977 Hanta virusu
1983 HIV
1988 Hepatitis E
1989 Hepatitis C
1990 Guanarito virus
1993 Sin Nombre virus
1994 Sabia virus
1994 Hendra virus
1995 Hepatit G
1995 Herpesvirus-8
1997 İnfluenza H5N1 (Kuş Gribi)
1999 Nipah virus
2001 İnsan Metapnömovirus
2003 Maymun çiçeği
2003 SARS
2005 Bocavirus
2008 Merkelcell polyomavirus
2009 İnfluenza A H1N1 (Domuz Gribi)
Türkiye’de son yıllarda yeni saptanan virüslerden dolayı Eylül 2010 itibariyle yaklaşık hastalanan ve ölen sayıları (Tabloda yer alan rakamların bazıları tahmini olarak verilmiştir)
Saptandığı yıl | Kesin tanı konulan hasta sayısı | Hastalığa yakalandığı tahmin edilen en az kişi sayısı | Ölen sayısı | |
Kırım Kongo Kanamalı Ateşi | 2002 | 5300 | 20. 000 | 270 |
Kuş gribi | 2005 | 12 | 100 | |
Hanta virus | 2009 | 20 | 100 | |
Tatarcık ateşi | 2008 | 100 | 10.000 | |
Domuz gribi | 2009 | 13 000 | 200.000 | 650 |
Batı Nil Ateşi | 2010 | 100 |
Yeni Virüslerin Ortaya Çıkma Nedenleri
Yeni Enfeksiyonların Ortak Özellikleri
Son 30 yılda en çok artış gösteren enfeksiyon hastalıkları, virüslerin neden olduğu, vektörlerle bulaşan zoonotik enfeksiyonlardır. Genellikle ilk görüldükleri yerlerden isimlerini alırlar, Batı Nil, Kırım ve Kongo, Nipah, Omsk, Kyasanur gibi.
Enfeksiyonlarla Nasıl Baş Edilebilir?
Dünya Sağlık Örgütü, yeni enfeksiyonlarla baş edebilmek için ulusal ve uluslararası düzeylerde farklı sektörlerin işbirliği içinde bilgi üretmelerini ve üretilen bilgi ve teknolojiyi paylaşılmalarını öneriyor. Bunun için, Dünya Sağlık Örgütü tarafından tüm ülkelerde altyapının geliştirilmesi için kapasite yaratılması, bu alandaki küresel ve ulusal kaynakların desteklenmesi ve bu amaçla bilim insanlarının yetiştirilmesi ve laboratuvarların kurulması gerektiği belirtiliyor. Ülkemizde de bir an önce, epidemiyolog, virolog ve moleküler biyologların ortak çalışacakları araştırma merkezlerinin kurulması gerekiyor.