Güncelleme Tarihi:
İnsanın, soğuk havaya uyum yeteneğinin sınırlı olduğunu belirten uzmanlara göre, sağ kalmak için vücut sıcaklığının 24 ile 40.5 derece gibi dar bir aralıkta bulunması gerekiyor. Soğuğa maruz kalındığında ise kas kasılması zayıflıyor, sinir iletim hızı azalıyor ve ciddi sağlık sorunları ortaya çıkabiliyor.
Soğuk havaya uyum yeteneğinin sportif etkinliklerde daha da azaldığını belirten Spor Hekimi Aylin Çeçen Aksu, “Soğuğa maruz kalındığında vücut iki ayrı bölümden oluşmuş gibi davranır. Kalp, akciğer, karaciğer ve diğer iç organlardan oluşan çekirdek bölümü ve cilt, kaslar, kollar ve bacaklardan oluşan kabuk bölümü. Soğuğa maruz kalındığında kas kasılması zayıflar, yavaşlar ve sinir iletim hızı azalır. Bu değişiklikler ise hem sportif performansın bozulmasına hem de ciddi sorunlara denen olur” dedi.
Dr. Çeçen, performans düşüklüğü, kas, tendon ve bağ yaralanması riskinde artma, soğuk yanığı ve donmanın soğuk havada spor yaparken gelişebilecek sorunların başında geldiğini ifade etti. “Bu sorunlar, kayak, sürat pateni, bisiklet, kros, futbol gibi dış ortam sporlarında kulak, burun, el ve ayak parmakları gibi bölgelerde daha çok meydana gelir. Vücut sıcaklığı 37-35,6 derece olduğunda titreme, karmaşık hareketleri gerçekleştirmede güçlük yaşanır. Vücut sıcaklığı 35-32,8 derece olduğunda yine titreme, konuşma bozukluğu, hafıza kaybı olur.
Vücut sıcaklığının 32,4-30 dereceye düştüğünde titremenin durduğunu, kasların katılaşıp duyu organlarının hissizleştiğini belirten Çeçen, soğukta egzersizle gelişebilecek sorunları şu şekilde sürdürdü. “Vücut ısısı 29,8-27 derece olduğunda ise koma hali gelişir ve refleks kaybı, kalpte atrial fibrilasyon gibi sorunlar oluşur. Vücut sıcaklığı 25,6 derecenin altına indiğinde akciğer ödemi, kalpte ventriküler fibrilasyon ve ölüm gerçekleşebilir. Yine Reynaud sendromu denilen ve parmaklarda önce solma ardından kızarıklıkla seyreden bir kılcal damar sorunu gelişir. Kuru ve soğuk havada yapılan şiddetli egzersiz, yatkın bünyelerde astım atağını da tetikleyebilir.”
Çeçen, soğuk havada egzersiz yapanların dikkat etmeleri gereken noktaları ise şu şekilde sıraladı. “Düzenli ve sık aralıklarla tüketilen besleyiciliği yüksek ana ve ara öğünler glikojen ve yağ depolarını koruyarak ısı üretimine yakıt sağlar. Isı kaybını azaltmak için ince giyeceklerin çok katmanlı olarak üst üste giyilmesini öneririm. Islanınca ısı yalıtma özelliğini yitirmeyen yün, yün sentetik karışımlar ve polipropilen gibi materyaller uygun olur. Pamuklu giyeceklerin ıslanınca ısı yalıtma özelliğini yitirdiği unutulmamalı, rüzgardan korunmak için de rüzgar geçirmeyen pantolon ve büzülebilir kapüşonlu bir üst giyilmeli. Özellikle yüz, kulaklar, eller ve ayak parmakları kayak tipi bere, eldiven ve dışta yün içte polipropilen çift çorapla korunmalı.”
Dr. Çeçen’e göre, hava koşulları çok kötüleştiyse antrenman ertelenmeli veya iptal edilmeli ve sıcaklık 0 derece civarında iken rüzgarla birlikte yağmur veya kar yağışı, antrenmanın iptal edeni olmalı.