Güncelleme Tarihi:
Havaların soğumasıyla birlikte kişiler kapalı ortamlarda daha fazla zaman geçiriyor. Bu durum bulaşıcı hastalık riskini daha da artırıyor. Havaların soğumasıyla astım, bronşit ve kronik akciğer hastalarında grip veya zatürre nedeniyle acil servislere başvuru oranlarında artış yaşandığını söyleyen Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Ali Metin Görgüner, “Kışın soba ve kaloriferlerin yanması nedeniyle karbonmonoksit, kükürt dioksit, azot oksit gibi gazların bronşlarda daralmaya yol açarak astım ve KOAH ataklarını tetikliyor” dedi.
Gece ortaya çıkan öksürük atakların kişiyi çok rahatsız edeceğini belirten Prof. Dr. Görgüner, “Havalar soğuyunca kişiler kapalı ortamlarda daha fazla zaman geçirir. Böyle olunca temas nedeniyle hastalıkların bulaşıcılığı artar. Bilgisayar klavyeleri, telefon gibi eşyalarla da gribal enfeksiyonlar bulaşabilir. Kişinin direnci düşer ve hava yollarının savunma mekanizmaları zayıflar. Sigara içiliyorsa hastalık riski artar ve hastalarda özellikle öksürük, balgam, nefes darlığı yakınmaları belirgin olarak gelişir. Soğuk havanın etkisi ile üst hava yollarında gelişen ve 1-2 hafta süren nezle, sinüzit gibi enfeksiyonlar burun tıkanıklığına yol açar. Hastalar gece yattıkları zaman ağızlarından nefes alıp verdikleri için solunum yollarında nem kaybı oluşur ve bunun sonucunda özellikle gece ortaya çıkan kuru öksürük atakları kişiyi çok rahatsız eder” diye konuştu.
Grip aşısı yaptırılmasını öneren Prof. Dr. Ali Metin Görgüner, “Kış aylarında akciğer hastalıklarından korunmak için, kapalı ortamlarda hastalarla temastan kaçınılmalı, el yıkamaya önem verilmeli, sigara içilmemeli, sık havalandırma yapılmalı, gece oda havası nemlendirilmeli. Özellikle kalorifer kullanılan evlerde nem dengesini korumak amacıyla radyatörün yanına su konulmalıdır. Nem ve hava kalitesini arttırmak hava kirliğinin çok yoğun olmadığı saatlerde havalandırmak gerekmektedir. Kirli havalarda mümkün olduğunca dışarı çıkılmamalı, kış aylarına girmeden yıllık grip aşısı ile zatürre aşısı yapılmalı, bol sıvı alınmalı, devamlı kullanılmak zorunda olunan ilaçlar düzenli ve doğru bir şekilde uygulanmalıdır. İlaçlarını kullanmalarına rağmen yakınmaları artan ve kendini kötü hisseden hastalar, tedavilerinin düzenlenmesi için mutlaka hekimine başvurmalıdır” ifadelerini kullandı.
Alerjik bünyeye sahip kişilerin hava kirliliği olan ortamlardan uzak durması gerektiğini dile getiren Prof. Dr. Görgüner, “Kalabalık ve kapalı ortamlarda uzun süre bulunmamaları lazım. Sigara, egzoz dumanlarından korunmak ve soğuk hava yüzünden solunum yollarının etkilenmemesi için dışarı çıkarken ağız, burun ve göz gibi organlarını iyi korunmalı, yünlü atkı, bere ve üşümeyecek kadar giyinmeye dikkat etmelilerdir. Hava kirliliğine sebep olan kimyasallar göz, burun ve akciğerlerdeki hücreleri uyararak alerjik tepki oluşmasını tetikliyor. Böylelikle hastalarda burun akıntısı, burun tıkanıklığı, gözlerde sulanma, öksürük, kızarıklık ve kaşıntı belirtileri görülüyor. Alerjik astımı olan hastalar soğuk ve kirli havaya maruz kaldıklarında astım atağı yaşayabilirler” dedi.
DHA