Güncelleme Tarihi:
Ekinezya, çay olarak tüketilmek istendiğinde, mutlak surette bitkinin kökünün kurutulup içilmesi daha koruyucu etki gösterecektir. Bağışıklık sistemini koruyucu etkisi kullandıktan 2-3 hafta sonra başlar. Soğuk algınlığı başladığında değil başlamadan önce kullanılması çok daha doğrudur. 2 aydan daha uzun süre kullanılmaması gerekir. Papatyaya alerjisi olan bireylerin kullanması önerilmemektedir. Ekinezyanın greyfurt suyu ya da meyvesi ile tüketilmesi çeşitli etkileşimler yapabileceğinden greyfurt suyu birlikte asla tüketilmemelidir.
Omega 3 yağ asitlerini içeren balık, balık yağı, fındık ve ceviz ile omega 9 içerikli zeytinyağı, fındık yağı gibi sıvı yağlar bağışıklık sistemini olumlu etkiler. Haftada 2-3 kez balık, 6-7 fındık, 2-3 ceviz tüketilmesi, zeytinyağlı salata ve sebze yemeklerinin her gün düzenli yenmesi bu faydalı yağ asitleri ile antioksidan vitaminlerden yararlanmanızı sağlayacaktır.
Bağışıklık sistemini kuvvetlendirir ve bağırsak florasını güçlendirerek mide-bağırsak enfeksiyonlarına karşı direnç oluşturulmasını sağlar. Özellikle probiyotik yoğurt ve kefir tüketimi, enfeksiyonlara karşı koruyucu etki sağlamaktadır.
Soğuk algınlığının en önemli şikayetleri arasında yer alan, öksürük, yüksek ateş ve kırgınlık gibi şikayetleri ortadan kaldırmak için ilk düşünülen çözüm ıhlamur çayıdır. Ihlamur, içerdiği müsilaj sayesinde boğazın tahrişini önler. Ayrıca içerdiği flavanoitler, tahriş olan boğazın onarılmasını sağlar.
Antioksidan vitaminler yönünden zengin besinler tüketmek önemlidir. Özellikle yeşil çay tüketmenin, soğuk algınlığı riskini azalttığı yapılan araştırmalar tarafından onaylanmaktadır. Önemli antioksidanlardan biri olan C vitamini, vücuttan zararlı maddelerin atılmasında ve savunma sisteminin güçlendirilmesinde önemli bir role sahiptir. Bu vitamin; yeşilbiber, maydanoz, tere, roka, karnabahar, ıspanak, portakal, limon, mandalina, kuşburnu gibi besinlerde bol miktarda bulunur.
Özellikle kuşburnu meyvesinin soğuk algınlığından korumada ve iyileşmesinde içerdiği C vitamini sayesinde olduğu bilinmektedir. Goji berry (kurt üzümü), antioksidan kapasitesi çok yüksek bir meyvedir. Ancak kan sulandırıcı ve bazı diyabet ilaçları ile etkileştiğinden mutlaka diyetisyene ya da doktora danışılarak tüketilmesi gerekmektedir.
Bir diğer önemli antioksidan olan E vitamininin en zengin kaynakları; fındık, ceviz, badem gibi yağlı tohumlar, sıvı yağlar, yeşil yapraklı sebzeler, kuru baklagiller ile tahin gibi besinlerdir. Sarımsak ve soğan, serbest radikallerin oluşturduğu hasarı önleyerek, vücudun bağışıklığını artıran önemli antioksidanları içermektedir. Sarımsak, hem allisin hem de kükürtlü bileşikler içerdiğinden, çiğ ve ezilerek tüketilmesi gerekir.
Soğuk algınlığına karşı kullanılan en önemli doğal yaklaşımlardan biri de çinkodur. Çinko, C vitamini gibi doğrudan antiviral bir etkiye sahiptir. Çinko kaynakları kırmızı et ve kabuklu deniz ürünleri ile karaciğer gibi hayvansal kaynaklı besinler, fındık, ceviz, fıstık gibi kuruyemişler, süt, peynir ve kuru baklagillerdir. Haftada 2-3 kez kuru fasulye, nohut, mercimek gibi kuru baklagilleri sofranızda bulundurmanızda fayda vardır.
Kaynamış 80 derece suya ekinezya, tarçın ve kuşburnunu atarak demliyoruz. 10 adet fındıkla beraber tüketiyoruz.
2 adet kabak, yarım demet pazı, yarım demet semizotu, 2 adet havuç, 1 kahve fincanı bulgur. Tüm malzemeleri 6 su bardağı suda haşladıktan sonra blenderdan geçirip, içine 1 çay fincanı zeytinyağ ve 2 gram tuz ekleyip bir taşım kaynatıp servis edebilirsiniz.