Güncelleme Tarihi:
Evliliğinin altıncı senesine giren başarılı mankenlerimizden ve tasarımcılarımızdan Sinem Güven’in şu sıralar neler yaptığını merak ettik ve kendisi ile güzel bir sohbet gerçekleştirdik. Bakalım Sinem Hanım’ın çalışma hayatı, evliliği ve 3 yaşındaki kızı Defne ile olan ilişkisi nasıl gidiyor?
Hamilelik süreciniz nasıl geçti, o dönemde çalışıyor muydunuz?
Bu konuda şanslı kadınlardan biriyim. Çok kolay bir hamilelik geçirdim. Bir kere bile ne midem bulandı, ne kustum, ne de rahatsızlandım. Gayet sağlıklı ve güzel bir hamilelik dönemi geçirdim.
6,5 aylık hamileyken de podyuma çıkmıştım. Onun dışında tekstille ilgileniyordum. Ama doğumdan sonra tekstili bırakmak zorunda kaldım. Çünkü artık bir dükkan açmam gerekiyordu. Başka mağazalara toptan satış yapıyordum. Tekstil çok meşakkatli bir iş. Tasarımı yapıyordum, kumaşı dokutturuyordum, fason diktiriyordum, her şeyiyle kendim ilgileniyordum. Ben biraz fazla titiz bir insanım. Kimseye kolay kolay işimi emanet edemiyorum. Her şeyi kendim yapmak istiyorum. Öyle olunca da çok yoruluyorum. O yüzden doğum yaptıktan sonra da bebeğimi emzirirken buna devam etmek istemedim.
Hangi doğum yöntemini tercih ettiniz?
Çocuğumu normal doğumla dünyaya getirdim. Zaten normal doğumu çok istiyordum ve ona odaklanmıştım. Doğumumdan beş ay önce de 3 Mart’ta doğum yapacağımı herkese ilan etmiştim. 3 zaten uğurlu sayımdı ve istediğim oldu, 3 Mart’ta doğum yaptım. Doğumumu canlı canlı seyredebildim. Eşim de doğumda yanımdaydı, beni yalnız bırakmadı. O anları herhalde ömrümün sonuna kadar unutamayacağım.
Kızınız Defne artık 3 yaşına geldi, peki onunla iletişiminiz nasıl?
Eşimle birlikte kızımızı ilgilendiren konularda mutlaka onun da fikrini sorarız. Ama son kararı babası ile birlikte veririz. Bu konuda çok bilinçliyim, okuyup araştırıyorum. Düzenli şekilde bir pedagogla görüşüyoruz. Dadı değişikliği, ev değişikliği gibi konularda hep bir uzmandan görüş alarak birtakım hareketlerde bulunuyorum. Bu da galiba birazcık geç ve olgun anne olmakla alakalı bir şey. 33 yaşında doğum yaptım. Görüyorum ki ne kadar doğru bir şeymiş. Daha bilinçli, sabırlı ve akıllıca adımlar atıyorum.
Evhamlı bir anne misiniz?
Evhamlı bir anne değilim. Rahat bir anneyim ama aynı zamanda disiplinliyim de. Kurallarımız vardır. “Arkadaş Anne” kavramına inanmıyorum. Çünkü çocukların bir tane annesi, bir tane babası, bir sürü arkadaşı olur. Annesi ile babasının ayrıcalığı olduğunu ve onlardan biraz çekinmesi gerektiği duygusunu çocuğumuza aşılamak istiyoruz. Birbirine son derece bağlı ve birbirini çok seven bir aileyiz. Birbirimize çok sevdiğimizi söyleyen, dokunan, öpüşen bir aileyiz.
Eşiniz size ne kadar yardımcı oluyor?
“Her erkek kadar” diyelim:) Çok destek olanlar sayılıdır ve azınlıktadır bence. Ama eşimin hakkını yemeyeyim her şeyini bizimle paylaşan, bizimle birlikte vakit geçiren bir babadır. Defne ile birlikte oynarlar, kudururlar, gezmeye giderler. Babalar, aslında çocuk büyüdükçe, iletişim arttıkça çocuğun varlığının tadını daha çok çıkarmaya başlıyorlar. Anneler, çocuklarını taşıdıkları için doğduğu andan itibaren daha çok sahipleniyorlar.
Kızlar babaya düşkün olur genelde. Sizin evdeki durumlar nasıl?
Defne, anneci bir çocuk. Ama son bir aydır babacı da olmaya başladı. Babayla çok yakınsak aramıza giriyor. Sabah olunca yatak odamıza girdiği anda ilk sorusu “Babam nerede?” oluyor.
Defne nasıl bir çocuk?
Defne, özgüveni yüksek, sosyal, girişken bir çocuk. "Show" dünyasına çok yönelik. Kameraya ve mikrofona ilgisi var. Defne 1,5 yaşında konuşmaya başladı ve çok düzgün cümleler kuruyordu. Bu durum biraz erken anaokuluna gitmesi ile de alakalı. Bir de biz bebekliğinden itibaren onunla hep konuştuk. Her şeye sıkılmadan uzun uzun cevaplar verdik. Gerekiyorsa yirmi kere tekrarladık. Herhalde duya duya kelime haznesi de çok genişledi. Bazen öyle cümleler kuruyor ki ben şaşırıyorum.
Mesleki açıdan kızınızı yönlendiriyor musunuz?
Müziğe karşı kulağı olduğunun ve dansı çok sevdiğinin farkındayım o yüzden müzik kurslarına gönderiyorum. Keyif aldığını ve sevdiğini biliyorum. Onun önüne seçenekler sunuyorum. Şu an zaten çok küçük daha 3 yaşında, anaokuluna gidiyor.
Peki, bu aralar siz neler yapıyorsunuz, takı tasarımına devam ediyor musunuz?
Takı tasarımını bıraktım, şu anda hayatımda ilk defa kendim için bir şeyler yapıyorum. Hep ertelediğim salsa derslerini alıyorum. Yağlı boya resim yapıyorum. Defne doğduğundan beri ilk defa bu kadar konsantre bir şekilde çok fazla kitap okuyorum. Birini bitirip diğerine başlıyorum. Kendime yatırım yapıyorum anlayacağınız, keyifli zaman geçiriyorum.
İleriye yönelik bir projeniz var mı? Yaptığınız resimlerin sergisini açmak gibi…
Resimlerimi, tamamen kendimi oyalamak adına yapıyorum ve evimin duvarlarına asıyorum. Proje olarak kafamda bir televizyon programı formatı var. Kafa yoruyorum, çalışıyorum ama şu sıralar kalbim ne diyorsa onu yapıyorum.
Tecrübelerinizden faydalanarak yeni annelere neler tavsiye ediyorsunuz?
Genç ya da yaşlı, yeni anne olacaklara normal doğumu ve sonrasında da bebeklerini emzirmelerini öneriyorum. Oyuncaklardan, giysilerden çok daha önemli ve en güzel hediyenin bunlar olduğunu düşünüyorum. Ayrıca çekinmeden, şımarmalarından korkmadan çocuklarını sevmelerini öneriyorum.
Röportaj: Nilay Uzun
Sevgili Sinem Güven'e değerli paylaşımlarından dolayı çok teşekkür ediyoruz.