Güncelleme Tarihi:
Sınav öncesinde öğrenilen bilgilerin sınav sırasında açığa çıkarılmasına engel olan ve öğrencinin sınav anında potansiyelini tam olarak kullanmasını engelleyip başarıyı düşüren yoğun kaygı durumudur.
Sınav kaygısı gerekli midir?
Sınav kaygısı gerekli ve faydalı olabilir. Öğrenciyi motive edebilir. Öğrenmeye teşvik edebilir. Fakat yüksek ve aşırı kaygı sınavda başarısızlığa neden olabilir. İstenilen kaygı orta düzey kaygıdır.
Kişinin, kendisini tehdit altında hissetmesi kaygıyı yükseltir
İnsanın hayattaki en öncelikli ihtiyaçlarından biri “güvenli” bir ortamda yaşamını sürdürmektir. Tehdit algısı, korunma amaçlı davranışlarımızı arttırır. Kişi bir tehdit algısı hissettiğinde, yükselen kaygıyla birlikte kendini savunma davranışları gösterir. Bu durum elbette ki insan yaşamının devam etmesi için kaçınılmaz bir gerekliliktir.
Kişi, güvenlik tehdidiyle kendisini huzursuz eden ortamlardan ve insanlardan kaçmaya başlar. Bazen bu kaygı düzeyi o kadar yükselir ki, kişi huzursuz olduğu bir ortama gireceği zaman, anksiyeteden panik atağa geçen bir durum söz konusu olabilir.
Anksiyete ve korkular, özellikle kadınlarda daha yüksektir. Ancak çocuklarda da görülme sıklığı çok fazladır. Her yaşta ortaya çıkabilen anksiyete ciddi bir ruhsal sendromdur. Ancak, anksiyete bir tehdit durumunda ortaya çıkıyorsa, süresi ve şiddeti var olan durumla uygunluk içerisindeyse bu elbette ki bir hastalık olarak değerlendirilmemelidir. Patolojik anksiyete, kişinin yaşam seyrini bozan anksiyetedir ve tedavi gerektiren anksiyete türü de budur.
Sınav kaygısının başlıca nedenleri;
- Sınava gerçeğinden farklı anlamlar yükleme,
-Sınava yeterince hazırlanamama veya kötü çalışma alışkanlıkları,
- Başarısız olma korkusu,
- Gerçekçi olmayan mükemmeliyetçi yaklaşımlar,
- Olumsuz düşünce biçimleri,
- Aile ve çevrenin beklentilerinin yüksek olması,
- Sınavda zamanı iyi kullanma teknikleri hakkında bilgi sahibi olmama.
Hissedilen fizyolojik belirtiler nelerdir?
- Kalp atışlarının düzensizleşmesi ve çarpıntılar,
- Solunum düzensizlikleri,
- Ellerde titreme, vücutta ateş basması,
- Baş dönmesi, bayılma beynin boşalmış gibi hissedilmesi,
-Vücutta yorgunluk hissi, uyuşma ve titremeler vb…
Ebeveynlerin yaşadığı kaygı
“Ya başaramazsa… Az kaldı…. Daha eksikleri var… İyice de sıkıldı artık…. Ondan daha iyi çalışanlar da vardır…. Zaten tüm aksilikler bu çocuğun başına gelir….. Sınav günü bir aksilik olursa….. Ya istediği yer olmazsa… Bu kadar emek boşa mı gidecek…”
Peki 'Bu düşünceler bana ve çocuğuma ne kazandırıyor? Çocuğuma daha çok yardımcı olabilmemi sağlıyor mu? Böyle düşünerek ne elde edebilirim?' bu soruları kendinize sorunuz ve kaygılandığınızda gözlem yapıp neyin işe yaradığına odaklanınız.
Sınav kaygısı durumunda aileler nasıl davranmalı?
- Dinleyin, gerçekten dinleyin, anladığınızı hissettirin.
- Evde huzurlu bir ortam yaratın.
- Çocuğunuzu olduğu gibi kabul edin, koşulsuz sevgi gösterin.
- Empati kurun.
- Ben dili kullanın.
- Çocuğunuza zaman ayırın.
- Olumlu yönlerini pekiştirin, takdir edin.
- Olumsuz davranışlarının doğrusunu anlatın, yargılamayın.
- Sınavın yaklaşmakta olduğunu sık sık vurgulayıp çocuklarınıza hatırlatmayın.
- Rahatlar düşüncesiyle sık sık “Sana güveniyoruz”, “Sen yaparsın” ya da “Kazanırsın merak etme” türünde konuşmalar yapmamaya çalışın.
- Çocuğunuzla sınav öncesinde kendisini nasıl hissedip değerlendirdiğine yönelik konuşmalar yapın, gerekiyorsa sadece dinleyin.
- Çocuğunuza sınavın sonucu ne olursa olsun sizinle olan diyaloğunuzun değişmeyeceğini onu her zaman seveceğinizi ve değer vereceğinizi vurgulayın.
- Çalışmasını sağlarım düşüncesiyle tehditler, suçlayıcı ve eleştirel bir gözle yaklaşıp değerlendirme yapmayın.
- Sınav öncesinde çocuğunuzu kaygılandıran, telaşlandırıcı tavır ve davranışlardan kaçının.
- Çocuğunuza yönelik olarak yapacağınız şeyleri sınav sonucuna endekslemeyin.
- Sınavdan bir önceki gün normal bir gündür. Normal günlük yaşam nasılsa öyle yaşanmalıdır.
- Çocuğunuzun sizden beklediği tek şey kendisini objektif bir şekilde değerlendirmeniz ve sonuç ne olursa olsun onun yanında olduğunuzu hissettirmenizdir.
Stres yönetimi stratejilerini öğretin
Belirli bir gevşeme ve stres yönetimi stratejileri öğretin, sadece etrafınızdaki endişeyi en aza indirmek için değil genel yaşam becerisi olarak bunu anlatın. Stratejiler şunları içerebilir:
- Derin kontrollü solunum,
- Dikkat egzersizleri,
- Dinlendirici müzik dinleme.
Endişeli olduğunuz ve hissettiğinizle, nasıl baş edildiğiniz bir zamanı paylaşın. Genellikle, akıl yürütme endişeyi azaltmada etkili değildir, bu nedenle çocuğunuzu yapamayacağınız için eleştirmeyin. Akılcı yaklaşımlarla cevap vermeyi tercih edin.
Sorun devam ederse ve günlük aktivitelere müdahale ederse, okuldan yardım isteyin. Yeterli olmazsa bilişsel davranışçı terapi eğitimi almış bir psikoloğa veya psikiyatriste başvurunuz.