Güncelleme Tarihi:
Genellikle hamilelik döneminizdeki cinsel yaşamınızla ilgili hatalı düşünceleriniz ve uygulamalarınız, yanlış bilgilenme ve mitlerle ilişkilidir. Psikiyatrist - Psikoterapist Dr. Özay Özdemir, konu ile ilgili aşağıdaki birkaç örneği veriyor.
Yanlış: Hamile olduğunuzu öğrendiğiniz zaman cinsel aktiviteden tümüyle kaçının.
Doğru: İlk jinekolojik muayene ve değerlendirmeniz sonrasında, normal koşullar altında (Jinekologunuzun olağan dışı bir tıbbi durum konusunda uyarısının olmadığı durumlarda) cinsel yaşamınızı sürdürülebilirsiniz.
Yanlış: Hamileliğinizde cinsel yaşam önemli değildir, göz ardı edebilirsiniz.
Doğru: “Hamilelikte cinsel yaşam, insan yaşamının başka hiçbir döneminde olmadığı kadar önemlidir” demek, aslında abartı sayılmaz. Yaşayacağınız cinsel ilişkiniz, yalnız bedensel hazza ulaşma amacını taşımaz, aynı zamanda karşılıklı sevgi ve güvenin ifade yolu olarak da işlev görür. Şunu unutmayın, hamileliğiniz, eşinizle yakınlaşmaya en çok ihtiyaç duyduğunuz dönemdir.
Yanlış: Cinsel aktivite, cinsel birleşmeden ibarettir, hamileliğinizde de başka türlü cinsel doyuma ulaşamazsınız.
Doğru: Cinsel birleşmeniz, seks yaşamınızın yalnızca bir parçasıdır ama bütünü değildir. Özellikle hamilelik döneminizde, cinsel birleşme dışındaki seks aktiviteleriniz, hamilelik sürecinizin sağlıklı gelişimi ve sürdürülmesi açısından önemlidir.
Yanlış: Hamilelikte cinsel ilişki yaşamanız bebeğinize zarar verir.
Doğru: Normal koşullar altında, hamilelikte cinsel ilişki bebeğe zarar vermez. Jinekoloğunuz, hamilelikte cinsel birleşmeden kaçınmanız gereken, çok nadir görülen durumlar hakkında sizleri bilgilendirecektir. Hamilelik döneminde de uygun olan birleşme pozisyonları vardır.
Yanlış: Hamileliğinizde cinsel isteğiniz, bedeninizdeki hormonal dengeler gibi biyolojik değişimler nedeniyle tümden kaybolur, zorlamamanız gerekir.
Doğru: Hamilelikte cinsel istek, biyolojik değişimlerinize bağlı olarak tümden kaybolmaz, ancak farklılıklar olabilir. Hamileliğinizde kadınlık hormonlarınızdan progesteron düzeyi artar ki bu hormon daha çok sarılma ve şefkat gibi duyguları yönlendirir. Ayrıca östrojeniniz azalır (Buna bağlı, hamilelik ve doğum sonrası, vajina mukozası incelir, vajinal lubrikasyon yani ıslanma azalır) ve cinsel birleşmeniz sancılı olabilir. Bilimsel araştırmalarda cinsel istekteki azalmanın en çok görüldüğü dönemin, hamileliğin son üç ayı olduğu bildirilmiştir. Hamileliğinizde biyolojik değişimlerinizin etkisiyle, cinsel isteğiniz ve cinselliğe olan ilginiz hamilelik öncesindeki gibi olmayabilir, ancak eşinizle aranızdaki sevgi, güven, şefkat ve aşk duygularının ifade edilme biçimi olan cinsel aktivitelere gereksiniminiz kaybolmaz.
Yanlış: Hamilelikte kilo alımınız ile değişen bedensel görünümünüz nedeniyle eşinizin size karşı olan ilgisi tümden kaybolur.
Doğru: Çocuk sahibi olma kararından itibaren hamilelik, doğum ve doğum sonrası dönemlerde erkeklerde de bir değişim süreci yaşanmaktadır. Elbette ruhsal değişimden söz etmekteyiz. Kişilerin bu süreçteki ruhsal tepkileri, kişilik özelliklerine göre değişmektedir. Bazı erkekler, hamile kadının yaşadığı tüm süreçlere katılmak ister hatta bazen durumu abartır, bazısı ise hiç konuşmaz. Elbette karşısında “hamile bir kadın” olan size karşı, eşinizin cinsel isteği farklılıklar gösterecektir. Bu oldukça doğal bir insani tepkidir. Karşısında giderek hem bedensel hem de ruhsal açıdan farklılaşan bir kadın vardır. Hamilelikle birlikte, eşinizin size olan ilgisinin tümden kaybolduğunu veya kaybolacağını düşünürseniz, akabinde çatışma yaşayan bir çift olursunuz ki bu olgular yaşamda çok sayıdadır.