Güncelleme Tarihi:
Anneler Günü'ne özel iki yaşında bir kızı (Ayşe) olan Şebnem Özinal ile annelik üzerine bir söyleşi gerçekleştirdik. Şebnem Hanımın kendi projesi olan ve Kanaltürk'te yayınlanan "Şebnem Özinal ile Bebeğim" adlı programından da bahsettik. Annelere özel hazırlanan bu programı takip etmek üzere tüm anneleri her Cumartesi saat 11.00'de ekran başına davet ediyoruz.
Ayşe planlı bir bebek miydi?
Evet, eşimle çocuk sahibi olmayı çok istiyorduk. Fakat benim bir rahatsızlığım vardı. Yumurtalıkta bir tıkanıklık söz konusuydu. Tüp bebek denememiz önerildi. Tam tüp bebek yöntemine başvuracakken şimdiki doktorum aslında bunun çok büyük bir sorun olmadığını ve birkaç ay daha normal yollardan deneyebileceğimizi söyledi. Gerçekten de iki üç aylık bir süreçten sonra hamileydim! Ayşe geleceği zamanı bekliyormuş...
Dönüp baktığınız zaman anılarınızda nasıl bir hamilelik var?
Çok güzel geçen bir hamilelik! Doktorum çok rahattı dolayısıyla beni de çok rahatlattı bu süreçte. Hiçbir zaman bana kısıtlama yapmadı. Bana her zaman hamileliğin bir hastalık olmadığını vurguladı. Kontrollerimi oldum, beslenmeme ve hareketlerime dikkat ettim. Ara sıra çok bulantım oldu. Ama sonra geçti. Bir de kalsiyum eksikliğinden dolayı eklem sancısı çektim. Daha sonra doktorum da doğru yönlendirmesi ve desteğiyle atlattım. Hem psikolojik hem de fizyolojik açıdan rahat bir hamilelik geçirdiğimi söyleyebilirim. Tüm anne adaylarının da hamileliğinin bu şekilde geçmesini diliyorum.
Hamilelik döneminde özellikle dikkat ettiğiniz, anneler için faydalı olabilecek önerileriniz var mı?
Hamileliğim yaz dönemine denk geldiği için Mayıs ayından Kasım ayına kadar bol bol yüzdüm ve yürüyüş yaptım. Hem bebeğimin oksijen alımını sağlamış hem de düzenli spor yapmış oldum. Tüm hamilelere tavsiye ederim. Sanırım çok yüzdüğümden dolayı Ayşe de suyu doğumundan beri çok seviyor. Banyo yaptığı ve denize girdiği zaman çok mutlu oluyor...
Hamilelik döneminde çok kilo aldınız mı?
Orta karar kilo aldım diyebiliriz. 10-13 kg arası aldım. Doktorum hamileliğim boyunca 12 kilo almamı önermişti. Hamileliğim boyunca Bodrum'daydım. Pazardan bol bol taze sebze ve meyve alma imkânımız oldu. Çok dengeli ve sağlıklı beslendim. Kendime kısıtlamalar getirmedim. Canım ne isterse yedim hatta ara sıra Türk kahvesi kaçamağı bile yaptım...
Doğumdan sonra Ayşe'nin bakımıyla ilgili sizi en çok ne zorladı?
Uykusuzluk... Normalde de uykuya çok düşkün biriyim. Hiçbir şekilde kaliteli bir uyku uyuma imkânınız olamıyor. Altı saat deliksiz uyku diye bir şey söz konusu değil! Yeni doğduğu dönemde sürekli emzirmeniz gerekiyor aile büyükleri ya da bakıcınız bile olsa sonuçta kalkması gereken kişi sizsiniz. O yüzden bakım konusunda en çok uykusuzluk beni yordu diyebiliriz.
Ayşe ne zamana kadar anne sütüyle beslendi? Anne sütünü keseceğiniz dönem sorun yaşadınız mı?
15. ay Ayşe'yi emzirdim. Geçen yıl Mart sonu emzirmeyi bıraktım. Çok zorlanabileceğimi söyleyerek beni çok korkuttular. 2-3 gün bluzumu kaldırmaya çalıştı ve biraz arandı. Ama hiç sorun olmadı. Hemen unuttu. Sanırım bu konu Ayşe'den çok benim için zor oldu. Ben bu duruma çok duygusal yaklaştım. Sütüm olduğu halde bıraktığım için biraz kendimi suçlu hissettim ve iki yaşına kadar emzirmeye devam mı etseydim diye arada kaldım. Fakat önümüz yazdı ve yazın çok daha zor olabileceği konusunda arkadaşlarım beni uyardı. O yüzden tam doğru zaman kestik diye düşünüyorum.
Anne olunca hayatınızda neler değişiyor?
Tüm öncelikleriniz değişiyor! Her şeyi ona göre programlıyorsunuz. Her şeyden önce o geliyor ama bu size hiçbir şekilde külfet olmuyor. Özellikle benim açımdan çok faydalı bir değişiklik oldu. Öğünlerim düzenli oldu. Kızımla beraber yemek düzenimiz oturdu. İnsan çocuğu için daha çok kendine bakmaya başlıyor ve ona göre bir düzen kuruyor. Aslında ona bir düzen sağlamaya çalışırken kendi hayatınızı düzene sokuyorsunuz...
Kanaltürk'te çok güzel bir projeye imza attınız. "Şebnem Özinal ile Bebeğim" adlı programınızdan biraz bahseder misiniz? Neler yapıyorsunuz?
Şebnem Özinal ile Bebeğim adlı programım aslında Ayşe ile birlikte çıkan bir program oldu. Kızım dünyaya geldikten sonra bu konularla o kadar ilgili oldum ki bu konuda her türlü yayını ve mecrayı takip etmeye başladım. Televizyon programları, dergiler ve internet hayatımın bir parçası olmuştu... Annelerin çoğu zaman kendilerini çok yalnız hissettikleri oluyor. Herkesin annesinden aile büyüklerinden ya da bir yardımcıdan destek alma imkânı olmayabiliyor. Bebek bakımı ve gelişimi ile ilgili bilgilere bir şekilde ulaşmaya çalışıyor. Ben de bu projeyle annelere yalnız olmadıklarını göstermek istedim ve bu projeyi oluşturdum. Şu anda da hala içeriğini ve konseptini kendim hazırlıyorum. Programımız başlayalı 3,5 ay oldu, çok güzel bir şekilde devam ediyor bu hafta 15. bölümü yayınlanıyor.
Oyunculukla ilgili neler yapıyorsunuz? Yeni projeleriniz var mı?
Şu anda tüm vaktimi Ayşe ve Bebeğim adlı programım alıyor. Ayşe üç dört yaşına geldiği zaman tiyatroya dönmeyi düşünüyorum. Tiyatro için çok uzun saatler ayırmak gerekiyor. Oyunculuğu çok seviyorum ve bir yıl sonra başlamayı düşünüyorum.
İş temponuz çok yoğun. Bu yoğunlukta Ayşe ile bir gününüz nasıl geçiyor anlatabilir misiniz?
Geçen Eylül ayında Ayşe yirmi aylıkken onu okula yazdırdım. Sabah kalkıyoruz onu okula hazırlıyorum. Beraber okula gidiyoruz onu ben bırakıyorum. Ben de o arada kendi işime gidiyorum. Daha sonra onu okuldan alıyorum. Yolda arabada uyuyor. Eve geldiğimizde o uyurken ben de kendi işlerimi hallediyorum. Uyandığı zaman mutlaka bir oyun alanına, parka ya da bir arkadaşına gidiyoruz. Birlikte çok güzel vakit geçiriyoruz kızımla...
Ayşe sosyal bir çocuk mu?
Ayşe çok sosyal bir çocuk. Özellikle okulun bu konuda çok faydasını gördük. Kendinden büyük ablalar ve abilerle de, yaşıtlarıyla da çok güzel anlaşıyor. Paylaşma konusunda şu anda bir problem yok ama ileriki yaşlarda ne olur bilemiyorum... Şu anda ortak oyunlarda ve grup içinde olmayı çok seviyor. Kimilerine göre erken okula vermek çok doğru bir karar gibi gelmiyor. Ama okuldan kasıt aslında bir oyun okulu. Profesyonel öğretmenler ve bakıcılarla birlikte oluyor ve biz çok faydasını görüyoruz. Herkes kendi imkânına göre çocuğu için bir ortam yaratmalı diye düşünüyorum. Yaşıtlarıyla onlara bir ortam sağlamak sosyal gelişimleri açısından çok önemli.
Kız çocuklar babalarına çok düşkün olur Ayşe'nin babasıyla diyaloğu nasıl?
Çok güzel... Babası ona çok düşkün o da babasına çok düşkün. Tutku derecesinde düşkün... Ayşe bazen hep babasıyla oynamak ve onunla olmak istiyor. Beni daha çok gördüğü için sen git diyor ve babayı bulunca onunla vakit geçirmek istiyor...
Ayşe için gelecekte neler diliyorsunuz?
Tabi çok hayallerim var. Gözümü kapattığım ve kendimle baş başa kaldığım zaman pek çok şey düşünüyorum onun için. Her şeyden önce iyi bir insan olmasını istiyorum. Hayatta hep iyi insanlarla karşılaşmasını diliyorum. Çok büyük hedeflerim yok. Büyük yarışlara girmeden ve hırslara kapılmadan kendi ayaklarının üzerinde duran kendi kararlarını alan bir birey olmasını diliyorum.
Şebnem Hanım bu güzel söyleşi için çok teşekkür ederiz. Şimdiden sizin de anneler gününüzü kutluyoruz. Ailenizle birlikte nice mutlu anneler günü geçirmenizi diliyoruz.
Son olarak dileklerinizi alabilir miyiz?
Sadece anneler günü olarak sınırlandırmak istemiyorum. Fakat bu vesileyle herkes bu duygusuyla daha coşkulu yaşıyor. Bizler annelerimizi hatırlıyoruz ve çocuklarımız da bizleri hatırlıyor. Anne adaylarının hamile olduklarını öğrendikleri andan itibaren bu coşkuyu sonuna kadar en güzel şekilde yaşamalarını tavsiye ediyorum. Çok güzel ve çok muhteşem bir duygu. Her kadına kendini dünyanın en süper kadını gibi hissettiren bir duygu. Allah herkese anne olmayı nasip etsin. Tüm anneleri yüreklerinden öpüyorum ve hepsinin anneler gününü kutluyorum...
Röportaj: Billur UYAR
Fotoğraf: Şahver KOÇULU