Güncelleme Tarihi:
Kastamonu Üniversitesi'nde TÜBİTAK destekli yürütülen çalışmayla yutularak tüketilmesi halinde sarımsaktan beklenen faydanın sağlanamayacağı, insan vücuduna yararlı maddelerin açığa çıkması için mutlaka çiğnenerek tüketilmesi gerektiği saptandı.
Genetik ve Biyomühendislik Bölümü Yrd. Doç. Dr. Servet Kefi, sarımsağın halkımız tarafından ateş ve tansiyon düşürücü, kurt düşürücü etkilerinin yanı sıra en önemlisi nezle tedavisinde solunum ve sindirim sisteminin iyileştirilmesinde kullanıldığını gördük. Yurt dışındaki yapılan çalışmalarda sarımsağın antiparazitik, antibakteriyel, antimikotik, antiviral, antikonserojen ve antioksidan gibi birçok etkiye sahip olduğu bilimsel çalışmalarla ortaya konulmuş.
İçindeki alisin maddesinin ortaya çıkması için sarımsağın muhakkak ezilmesi, kesilmesi ya da çiğnenmesi gerekiyor. Ancak bunlar gerçekleştiği zaman sarımsağın içindeki etken maddeler ortaya çıkar. Halkımız sadece kokusundan kaçındığı için çiğnemek yerine sarımsak dişini bütün olarak yutmayı tercih etmektedir. Bunun yerine tedavi edici özelliğini ortaya koyabilmesi için sarımsağın kesilmesi, ezilmesi ya da çiğnenmesi gerekmektedir. Kullandığımız birçok sentetik ilacın yan etkileri var. Sarımsağın yan etkisi sadece kokusu. Eğer bütün olarak yutacak olursak alisin ortaya çıkmadan sarımsak doğrudan mideye gidecek, midede hazmedilip etkisini gösteremeyecek. O yüzden halkımız kokusunu dert etmesin. Sarımsak ya kesilmeli ya ezilerek yoğurdun içerisine katılarak tüketilmeli veya dişleri çiğnendikten sonra yutulmalı ki etkisini göstersin.
Sarımsağın antiviral etkisi H1N1 virüsüne karşı da önemli bir kaynaktır. Günümüzde sorun olan ve halkımızın da gündeminde bulunan H1N1 virütiktir. Herhangi bir antibiyotik, üzerinde etkili olamıyor ama sarımsak gösterdiği antiviral etki nedeniyle H1N1 gribinin tedavisinde de kullanılabilecek yegane bitkisel kaynaklardandır. Sarımsak tüketimiyle bağışıklık sistemimizi güçlendirerek hastalıklara karşı direncimizi artırabiliriz.
AA
[fotogaleri=1340]