Şanslı Masa’nın perde arkasında yaşananlar

Güncelleme Tarihi:

Şanslı Masa’nın perde arkasında yaşananlar
Oluşturulma Tarihi: Mart 27, 2012 00:00

Burada ya büyük ödülü alırsın ya da deli damgası yersin!

Haberin Devamı

Orçun Kaptan ve Sinan Çalışkanoğlu, her perşembe saat 23:00’te Kanal D’de yayınlanan Şanslı Masa ile şaka programlarına farklı bir yenilik getirdi ve büyük yankı uyandırdılar. Yayınlandığı günden beri merakla izlenen programın moderatörlerinden Orçun Kaptan, arka planda neler yaşandığını tüm samimiyetiyle Hürriyet Aile’ye anlattı. Ve özellikle programın kurmaca olduğunu düşünenlere ise bir çift söz söyledi.

Programın formatını bilmeyen yoktur diye düşünsek de kısa bir açıklamasını yapmadan geçmeyelim istedik. Orçun Kaptan ve Sinan Çalışkanoğlu, gittikleri şehirlerdeki mekanlarda kendilerine seçtikleri herhangi bir masadan, herhangi bir kişi ile iletişime geçiyorlar. Gizli kamera ile izlenen masadaki şakayı yapacak yarışmacıya bir kulaklık takılıyor ve sıra dışı görevler veriliyor. Hiçbir şeyden haberi olmayan şakaya maruz kalan masadaki diğer kişi ise bu görevlere ne kadar tahammül edebilirse, daha doğrusu şakayı yapan kişi ne kadar tahammül ettirebilirse 5 etaptan oluşan 30 dakikalık süreçte 5 bin TL kazanılıyor.

Haberin Devamı

Şanslı Masa nereden çıktı, siz nasıl dahil oldunuz?

Şanslı Masa Yirmibeş Film’in bir projesi. Yapım şirketi, önce Sinan’la anlaşmış. Sinan da sonra bu projeden bana bahsetti, ben de ona yarışma ile ilgili fikirler sunmuştum. Biz Sinan’la 15 yıllık arkadaşız, espri anlayışımız birdir zaten. Sinan da benden bahsetmiş yapım şirketine. Yönetmenimiz Mustafa Kotan ve yapımcımız Koray Şahin bunun üzerine beni görüşmeye çağırdılar. Gittik, demo çekimi yaptık. O da çok komikti çünkü şaka kökenli bir program, malzemeniz insan ama insan yok çekimde ve biz doğaçlama bir şeyler söylüyoruz, birileri varmış gibi yapıyoruz. Sinan’la iyi anlaşıyor olmamızın avantajı olsa gerek gayet güzel atlattık o çekimi. Sonrasında da yapımcıyla hemen anlaştık ve başladık.

Yurt dışından mı satın alındı bu program?

Evet, bu format aslında İngiltere kökenli bir yapım şirketine ait. Yalnız biz bayağı değişiklik yaptık çünkü yurt dışındaki versiyonlarını Türkiye’de yapmanız imkansız. Mesela orada karı-koca cafede otururlarken kadın kalkıp yan masadaki adamla öpüşmeye başlıyor. Bunu Türkiye’de yaparsanız bu cinayet sebebi olur. Bunun gibi daha bir sürü uçuk örnek var. Biz de şakalarımızı Türk halkına uyarlamak zorunda kaldık. Fakat işin garibi İngilizler bizim versiyonumuzu daha çok beğendikleri için şu an orada Şanslı Masa’nın Türk versiyonu yayınlanıyor. Onlara da bizim şakalar daha komik gelmiş. Bir Türk kadınının masanın üstüne çıkıp oynamasını beklemedikleri için şaşırıyorlar herhalde.

Haberin Devamı

“ŞANSLI MASA’NIN KAMERA ARKASI YAYINLANSA 2 KAT REYTİNG ALIR”

Peki, siz Şanslı Masa’ya başlamadan önce şaka programlarını izler miydiniz?

İzlerdim ve “Bu insanlar deli mi, niye yapıyorlar bunu?” derdim (gülüyor) ama bizim programımız biraz daha farklı, insanların nabzına göre şerbet veriyoruz. İşin içinde yer aldıkça çok eğlenceli olmaya başladı benim için. Sinan’la çok eğleniyoruz. Ben çok isterim ki bir de Şanslı Masa’nın kamera arkası yayınlansın. Şu anki programın 2 katı reyting alır.

Şanslı Masa’nın perde arkasında yaşananlar

Programın ayrıntılarına değinmeden önce Şanslı Masa’nın kurmaca olduğunu düşünenler için ne söylemek istersiniz?

Haberin Devamı

Herhangi bir figürasyon ajansıyla anlaşıp, masaya bir sürü insanı oturtup, günde 15 tane, 5 kuruş para vermeden şaka programı çekebilirdik. “Ne gerek vardı o zaman böyle bir formata?” diye sorarım. Bunu insanların söylemesinin sebebi her Türk insanının içinde bir oyuncu olması bence. İçlerinde oynama isteği var. Biz mesela programın içinde sürekli “Doğal ol, oynama” diye uyarılarda bulunuyoruz. İzleyen kişi de “Bunlar oyuncu işte” diyor sonra.

Şanslı Masa o kadar biliniyor ki artık inandırıcılığı ne kadar kaldı sizce?

İnsanların ilk etaplarda anlama ihtimalleri var. Fakat bir yerden sonra kişi o kadar sinirleniyor ki aklına yarışma falan gelmiyor. Her insanın bir zaafı vardır, biz de onları yakalıyoruz. Sonrasında da kamera şakası diye bir düşünce kalmıyor zaten. Anlayanlar da oluyor tabii. Mesela bir bölümde üçüncü etaptayken kız “Hımm Şanslı Masa’dayız değil mi?” dedi ve işi bozdu. Sonra odaya yanımıza geldiler kız “Ben çok zekiyimdir, hemen anlarım” dedi biz de “Keşke daha zeki olsaydın da şakayı devam ettirip para kazansaydın” dedik.

Haberin Devamı

Anlayıp da belli etmeyenler vardır ama…

Var ama biz artık hissediyoruz. Masaya oturur oturmaz anlıyoruz hem de. Buradan da duyurayım yemiyoruz bunları, doğal olmuyor çünkü (gülüyor).

Çekim yapacağınız mekandan birileri o gün, orada olacağınızı duyurmuyorlar mı? Çünkü epey gizlilik isteyen bir iş.

Mekan sahibi ya da garson sızdırabiliyor tabii. Onu duyan herkes toplanıyor bir anda. Şakada olmak istemiyorlar ama civarda olup izlemek istiyorlar. Biz de onları uzaklaştırıyoruz ortaya çıkmasın diye. Ciddi bir prodüksiyon çalışması var aslında. Ben bile yarın gideceğimiz yeri daha yeni öğrendim.

“ARTIK İSTANBUL’DA ÇEKİM YAPMIYORUZ”

Aynı mekanlarda çekim yaptığınız oldu, her zaman mekan değiştirmek daha doğru değil mi?

Haberin Devamı

İstanbul çekimlerinde aynı mekan oluyordu ama biz artık İstanbul’da çekim yapmıyoruz. Çünkü istediğimiz malzemeyi artık İstanbul’da yakalayamıyoruz. Anadolu insanı daha doğal tepkiler veriyor. İstanbul’da olaylara çok daha rahat bir bakış açısı olabiliyor ama Anadolu insanının değerleri daha farklı oluyor ve programın gerçekçiliği ortaya çıkıyor.

Şanslı Masa’nın perde arkasında yaşananlar

Her şey doğaçlama olsa da arka planda ufak bir kurgu oluyor mu önceden?

Etaplarımız belli zaten fakat malzememiz insan olduğu için ve masaya kimin oturacağını bilemediğimiz için öncesinde şaka kurgulama şansımız sıfır. Ama mesela o hafta yayınlanacak bölümde anne-oğul şakasının üst üste denk gelmemesine dikkat ediyoruz. Onları diğer haftalara yayıyoruz.

Bazı bölümlerde hafif bir şiddet yaşandığı oldu, bununla ilgili nasıl tedbirler alıyorsunuz?

Bursa’daki çekimde öyle bir olay yaşanmıştı. Kız ve çocuk sevgili değillerdi ama kız zamanında çocuğa çok çektirmiş. Çocuk da kıza karşı çok hassas. Oradaki hikayede kelime yanlışlığı oldu, o da şöyleydi: Şakaya dahil olan yardımcı oyuncumuz tarafından kız yarışmacıya “Şu kolyeyi sana takayım mı?” cümlesi “Sana takayım mı?” olarak söylendi ve şaka yapılan çocuk da çıldırdı tabii. Tekme attı ama koltuğa geldi. Böyle durumlar için biz yine de çevredeki masalara arkadaşlarımızı yerleştiriyoruz.

Bazen acımasız olduğunuzu düşünmüyor musunuz?

Biz yarışmacıya “Devam etmek istiyor musunuz?” diye soruyoruz. Bu bizim suçumuz değil, aslında biz değil yarışmacı karşısındakine acımasız davranıyor. Evli çiftleri çok rahatsız edecek şakalar yapmıyoruz ama artık.

Bir şaka ne kadar sürüyor?

Bir bölümde iki veya üç şaka yayınlanıyor ve maksimum yarım saati gösteriliyor ama onun çekimi aslında 1,5-2 saat sürüyor. Montaj aşaması en zor kısım.

Sizin için hızlı olmak çok önemli olsa gerek.

Çok zor tabii. Hızlı düşünmen gerek, algılarının fazla çalışması lazım. Masayı dinliyoruz, rejiyi dinliyoruz, komut veriyoruz. Hepsi aynı anda yorucu oluyor gerçekten ama çok eğleniyoruz.

Şanslı Masa’nın perde arkasında yaşananlar

Unutamadığınız şakalar var mı?

Çok var aslında. İlk dönemlerimizde genç bir arkadaşımızla yarışıyorduk, masaya yolladık. Oturur oturmaz arkadaşına sessizce “Sus, sus şakadayız” dedi (gülüyor). Sinan’la biz inanamadık tabii. Yanımıza çağırdık ve “Neden böyle bir şey yaptın?” dedik. “Ben başkasına şaka yapacağım zannettim” dedi.

Bir de 2 yaşlı amcamızın olduğu efsanevi Kozan hikayemiz var. Amca kulaklıktan her dediğimize cevap veriyordu (gülüyor). Ayrıca yakın zamanda yayınlanan Urfa bölümümüz var. Onda da aynı şey yaşandı, yarışmacı bize cevap veriyordu. İlk etap 45 dk. sürdü, geçemedi zaten, anlaşamadık.

“BİZİ DE ŞAKALAYAN OLDU”

Sonradan odaya yanınıza geldiklerinde şaka yapılan kişinin çok ters tepki verdiği oldu mu hiç?

Öyle kötü bir şey yaşamadık ama halen şakanın içerisinde olduğuna inanamayan, onu devam ettiren oldu. Biz şaka bittikten sonra bir muvafakatname imzalatıyoruz. Yayınlanmasını isteyip, istemediklerini soruyoruz. Ama bugüne kadar istemeyen hiç olmadı.

Bir keresinde de 20-30 yıllık iki kadın arkadaştan şaka yapılan odaya gelince “Bir daha bu kadınla arkadaş olmam, imzalamam hayatta” dedi. Bizi de Sinan’la bir telaş sardı, üzüldük. “Yapmayın, etmeyin lütfen” derken “Şaka öyle yapılmaz, böyle yapılır” dedi.

Her şey yolunda, program daha devam edecek gibi gözüküyor değil mi?

Geç yayınlanmasına rağmen reytingler gayet iyi, çekimlere devam (gülüyor). İnsanlar bizi çok seviyorlar.

Yakında başka bir proje var mı? Tiyatro Kılçık’ın kurucularındansınız, tiyatroya vakit ayırabiliyor musunuz?

Cenk Tunalı, Ufuk Özkan, Demet Evgar ve ben Tiyatro Kılçık’ı birlikte kurduk. Ama ben geçen sene hem işlerin yoğunluğundan hem de artık Kılçık’ta yetişen gençlerin önünü açmak adına Tiyatro Kılçık’tan ayrıldım. Çok yoğun çalışıyorum, tiyatronun düzenini sarsmamak adına oynamıyorum. Nisan ayında vizyona girecek “Sağ Salim” isimli sinema filminde konuk oyuncu olarak yer aldım en son. Dizi için de görüşmelerim devam ediyor, rölantide gidiyorum şu sıralar.

Sıradan bir gününüze renk katan Şanslı Masa moderatörlerinden Orçun Kaptan’a bu keyifli röportaj için çok teşekkür ediyoruz.

Röportaj: Nilay Uzun

Fotoğraf: Merve Hazinedaroğlu 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!