Güncelleme Tarihi:
Gezi yapmayı seven seyyahlara, tatil öncesi mutlaka seyahat hekimliğine başvurup hastalıklara karşı önleminizi alın diyen Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Levent Doğancı; gezginlerin el kitabında bulunacak şu altın önerileri verdi:
Yaz aylarının gelmesi ile birlikte daha sıklaşan seyahatlerde yurtiçi ya da yurtdışı başka bölgelere gidildiğinde değişen çevre ve yaşam koşullarına bağlı olarak ortaya çıkması muhtemel hastalıklara seyahat ilişkili hastalıklar deniliyor. Bunların başında çeşitli tropikal enfeksiyonlar, travma, güneş ve ısı çarpmaları ile zehirli hayvan ısırık ve sokmaları geliyor. Mikrobik hastalıklardan ise en sık olarak mide-bağırsak sistemini tutan gastroenteritler (mide ve bağırsak enfeksiyonları), idrar ve solunum yolları enfeksiyonları, deriyi tutan enfeksiyonlar ile cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlar sıklıkla gözleniyor.
Sağlam olarak tatile ya da iş seyahatine çıkmak, sağlıklı olarak tatili-iş seyehatini geçirmek ve dönüşte ise potansiyel olarak risk yaratabilecek enfeksiyonlardan olabildiğince korunmak en çok dikkat edilmesi gereken hususları oluşturuyor. Sağlıklı bir tatil yapılmasını, hastalanmadan ruh ve beden sağlığına olumlu katkılarla işe ve günlük yaşama dönülmesini sağlamak hekimliğinin en önemli görevi... Bu görev hekim ile tatilini sağlıklı olarak bitirmek isteyen kişi arasında iyi bir eşgüdümün sağlanmasını gerektiriyor.
Turizm ve seyahat gittikçe artan bir oranda sağlık sorunlarının kaynağı oluyor. Buna paralel olarak seyahat hekimliği alanı da genişleyerek, gezginlerin güvenli bir şekilde seyahat etmesine olanak tanıyor. Çocuklarla seyahat edecek kişilerin de pediatri uzmanları ile görüşerek seyahate çıkmaları, güneş ve sıcak çarpması açısından çok dikkatli olmaları; travma ve kazalara karşı çocukların yakından izlenmesi öneriliyor
Bazı ülkelere seyahat etmeden uygun bir süre önce çeşitli hastalıklara karşı aşı olunması gerekiyor. Bu ülkeler resmi bir aşı sertifikası olmayan ziyaretçilere giriş izni vermiyor ve bu kişileri sınır dışı ediyor. Örneğin Suudi Arabistan, hac ve umre ziyaretleri için giriş yapmak isteyenlerden epidemik menenjit aşısını belgelemelerini istiyor. Bazı Orta Afrika ülkeleri ve Güney Amerika tropik ülkeleri de sarıhumma aşısının resmi uluslararası aşı belgesini sınır girişlerinde soruyor. Bu aşıların tam bir koruyuculuk sağlamaları için de haftalar öncesinde uygulanmış olması önem taşıyor. Uçağın kapısında yapılacak bir aşılama aktivitesinin sadece idari problemi çözeceği ancak tıbbi olarak bir koruma sağlayamayacağı unutulmamalı.
Uzun uçuşlarda fazla oturmaya bağlı bacak damarlarında tromboflebit denilen pıhtılaşma problemleri ve buna bağlı emboliler olabiliyor. Bunları önlemek içinse uçuş öncesi iyi dinlenmek, uçuş sırasında fazla alkol kullanmamak, sık olarak uçak içinde dolaşmak ve bol su tüketmek gerekiyor.
Tatillerde en sık rastlanan sıkıntılardan biri olan ishal (diare) insanların normal bağırsak florasının bozulmasına bağlı olarak meydana gelebiliyor ve buna turist ishali deniliyor. Ayrıca hijyen düzeyi iyi olmayan ülke ve bölgelerde sindirim sistemine yerleşen patojen mikroplar nedeniyle de ishal yaşanabiliyor. Seyahat ederken mutlaka yanınıza doktorunuzda görüşerek uygun antibiyotikleri bulundurmanız gerekir. İhtiyaç durumunda ise doktorunuza danışarak kullanın.
Alışık olmadığınız tarz ve sıklıkla beslenmek ve sıcak havalarda ikram masasında uzun süre açıkta bekleyen, havadan gelebilecek mikroplara karşı hassas olan yiyecekleri tüketmek tatilcilerin besin zehirlenmesiyle karşı karşıya kalmasına neden olabiliyor. Açık büfe programlarda sınırsız alkollü içkinin de beslenmeye eklenmesi bu durumu kötüleştiriyor. Mayonez içeren besinlerle süt ve sütlü tatlılar, saklanma koşullarına uyulmamış kıyma, taze olmayan deniz ürünleri ve balık bu hastalıklara en sık neden olan besinler arasında yer alıyor.
Özellikle alt yapı yetersizliğinin olduğu gelişmemiş ülkelere seyahat edenlerin “soy veya kaynat ya da unut” formülünü unutmamaları gerekiyor.
Yazın gerek zehirli hayvan ve böcek ısırması-sokmasıyla gerekse sahte içki tüketimi nedeniyle zehirlenmeler daha sık görülüyor. Turizmin yoğun olduğu, geri kalmış ve insan yaşamına değer verilmeyen ülkelerde özellikle metil alkol katılarak yapılmış sahte içki tüketimi ölümcül zehirlenmelere yol açabiliyor. Tropikal ülkelerin birçoğunda çok ani ölüme yol açabilen yılan, akrep, örümcek gibi hayvanların ısırma ve sokmalarına özellikle çocuk ve yaşlılar açısından dikkat edilmesi gerekiyor.
Sivrisineklerin yoğun olduğu tropikal ve subtropikal gelişmemiş ülkeler, sıtma için risk taşıyor. Bu hastalık açısından en önemli unsur tropikal sıtma denilen öldürücü formdaki sıtmanın koruyucu yöntemlerle önlenmesidir. Sıtmanın en önemli belirtisi titreme ile yükselen ateş oluyor. Buradaki tireme çok şiddetli ve periyodik gerçekleşiyor, ateş 40-41.% C derece arasında seyrediyor. Çoğu zaman 6-8 saat süren ateş bol terleme ile düşüyor. Yeni titreme ateş periyodu sıtma türüne göre 48-72 saat sonra tekrarlıyor.
Bu rotalara yapılacak seyahatlerde sıtma riskini önlemek için yüksek riskli ülkelerin güncel haritaları seyahat hekimlerince izleniyor ve buna uygun koruyucu anti-malaryal ilaçlar haftalar öncesi başlanıyor. Dönüş yapan kişilerin hastalığın kuluçka dönemi göz önünde bulundurularak bu ilaçları bir müddet daha kullanmaları gerekiyor. Tropikal sıtma, sıtma bölgesi olmayan ülke insanları için çok daha ölümcül ve riskli olduğunu için acil olarak tedavi edilmesi gerekiyor.