Güncelleme Tarihi:
Yeme bozukluklarından biri olarak tanımlanan gece yeme bozukluğu sendromu, kişinin gece uykusundan uyanması ve akşam yemeğinin henüz yenmesine karşın hemen sonra çok fazla yemek tüketmesi ile karakterize edilir. Öyle ki, gece yeme bozukluğu sendromu olan kişiler yemek yemeden uykuya dalamama gibi problemlerle karşılaşmakta ve uyku düzenlerinde ciddi sorunlar meydana gelmektedir. Bu sendromun arkasında genellikle uyku bozuklukları ve uykuda nefesin durması gibi problemler yatmaktadır.
Gece yemek yeme sendromu olan kişilerde en sık görülen şaşırtıcı durumların başında sabah tok uyanmak gelir. Bu durum kişinin birkaç öğün atlamasına neden olur. Sabah yeteri kadar besin alamayan kişi, beslenme ihtiyacını akşam ve gece karşılamak için karşı konulamaz bir arzu hisseder. Sabah tok uyanan kişi, günlük alması gereken kalori miktarını akşam yemeğinden sonra yediği atıştırmalıklarla alır. Dolayısıyla önlenemez kilo sorunları da beraberinde gelir.
Gece yemek yeme sendromunun arkasında fizyolojik ve psikolojik sebepler olabilir. Kontrol edilemeyen kilo artışının en önemli aktörlerinden gece yemek yeme sendromu, kişiyi mutluluk veren ve kan şekerini yükselten yiyeceklerin tercih edilmesine teşvik ediyor. Bunun yanı sıra;
1- Uyku düzensizliği,
2- İnsomnia,
3- Depresyon
4- Anksiyete,
5- Psikolojik sorunlar,
6- Diyabet,
7- Düzensiz beslenme alışkanlığı,
8- Obezite,
9- Hormonal nedenler de gece yemek yeme sendromunu ortaya çıkarabilir.
Gece yemek yeme sendromundan bahsedebilmek için öncelikle en az üç hafta boyunca gece uykudan uyanıp yemek yemek gerekir. Aynı şekilde sabah kahvaltısını yapmaması, akşam yemeğinden yatana kadar aşırı yemek yeme isteği, yemek yemeden uykuya dalamayacağını düşünmesi ve bu durumun en az 3 aydır devam ediyor olması önemli kriterlerdir. Ayrıca gece yeme bozukluğu olan kişilerde, haftada en az 4 gün boyunca yemek yeme arzusu sebebiyle uykuya odaklanma eksikliği görülmektedir.
Gece yeme bozukluğu sendromunun tedavisinde tipik bir yöntem yoktur. Genellikle farmolojik ve psikolojik tedaviler uygulanır. Bilişsel davranışçı terapi ve çeşitli psikolojik tedavi uygulamaları, ışık tedavisi, serotonin gerialım inhibitörleri(SSGI) gibi çeşitli tedavi seçimleri söz konusudur.
1- Öncelikle gün içerisindeki yeterli ve dengeli beslenmeli,
2- Metabolizmanın en yavaş çalıştığı akşam saatlerinde yemek yeme krizleri için önlem alınmalı,
3- Kişiyi bu duruma iten stres faktörlerinden uzak durulmalı,
4- Pirinç, patates gibi basit şeker içeren karbonhidrat tüketimi olabildiğince azaltılmalı,
5- Aynı şekilde tatlı gıdalardan uzak durulmalı,
6- Yatmadan 2-3 saat önce hafif bir ara öğünle yemek yeme arzusu bastırılmalı,
7- Gece kan şekerini dengeleyebilmek amacıyla protein ve karbonhidratın dengede olduğu bir beslenme düzeni benimsenmeli,
8- Ara öğünlerde lifli besinler tüketmeye özen gösterilmeli.