Güncelleme Tarihi:
Son yıllarda dünyanın pek çok gelişmiş ülkesinde çeşitli branşlarda yaygın olarak kullanılan ve hastalara sağladığı pek çok yaşamsal avantajla cerrahide “altın standart” olarak kabul edilen robotik cerrahi, bu kez meme kanserinin izlerini silmekte umut oluyor! Türkiye’de ilk kez Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Cihan Uras tarafından uygulanan, robotik cerrahi ile memenin alınması (mastektomi) yöntemi sayesinde kadınlar için önemli bir sorun olan ‘kesi izi’ tarihe karışıyor. Prof. Dr. Cihan Uras, tüm aşamaları robotik cerrahi ile koltuk altındaki minik bir kesiden uygulanan bu operasyonun en önemli avantajının, memede hiç iz bırakmaması olduğunun müjdesini vererek “Klasik cerrahide mastektomi yöntemi büyük kesilerle gerçekleşiyor ve memede görünen izler kalıyor. Robotik cerrahide ise tüm işlemler sadece koltuk altındaki 5 santimlik kesiyle yapıldığı için memede hiçbir iz oluşmuyor” diyor.
Dünyada her 8 kadından birinde görülen meme kanserinde kadınların en büyük kaygılarından biri de meme kaybı oluyordu. Ancak günümüzde erken tanı ve tedavideki gelişmeler sayesinde her 3 kadından 2’sinin memesi korunabiliyor. Memenin tümüyle alınması gereken durumlarda ise plastik cerrah ile işbirliği yapılarak kozmetik amaçlı eşzamanlı rekonstrüktif işlemler uygulanabiliyor. Ancak geliştirilen teknikler sayesinde doğala yakın bir meme görüntüsü sağlansa da, mastektomi işlemi büyük kesilerle gerçekleştiği için memede dışarıdan bakıldığında izler belli oluyordu. İşte bu soruna çözüm arayan tıp dünyası, günümüzde en gelişmiş cerrahi yöntem olarak nitelendirilen robotik cerrahiye yöneldi ve büyük başarı kaydetti. Dünyada sayılı merkezlerde artık meme kanserinde meme alınma işleminde robotlar devreye giriyor. Türkiye’de de ilk kez robotik cerrahi yöntemiyle mastektomi ameliyatı yapan Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Cihan Uras “Klasik cerrahide mastektomi yöntemi meme altına uygulanan büyük kesilerle gerçekleştiği için dışarıdan bakıldığında izler belirgin olarak görülüyor. Bunun aksine robotik cerrahide ise tüm işlemler koltuk altından 5 santimlik bir kesiyle gerçekleştiği için memede hiçbir iz olmuyor. Üstelik cerrahi işlem yapılacak olan alanın robot sayesinde 12 kat büyütülmesi ile operasyon hiçbir meme dokusu bırakmadan tamamlanabiliyor. Böylece tümör oluşma riski de büyük oranda önlenmiş oluyor” diyor.
Robotik cerrahi ile ameliyat laparoskopik cerrahide olduğu gibi, ‘port’ adı verilen küçük borucuklar yoluyla yapılıyor. Prof. Dr. Cihan Uras robotik cerrahinin klasik laparoskopiden farkını şöyle anlatıyor: “Robotik cerrahide yüksek çözünürlüklü 2 adet fiber optik kamera operasyon alanını 3 boyutlu ve en az 12 kat büyütülmüş şekilde konsola taşıyor. Bu sayede ameliyat sahasını çok daha ayrıntılı ve net olarak görebiliyoruz. Ayrıca robotun kendi ekseni etrafında 540 derece dönebilen robotik aletleri insan elinin uzanamayacağı yerlere ulaşabiliyor. Böylelikle hekimlere açık ameliyatla yapılacak hareketlerin çok daha ilerisinde hareket kabiliyeti sunuyor. Her aşaması büyük bir hassasiyetle gerçekleşen operasyon hastaya da hem ameliyat esnasında hem de ameliyat sonrası iyileşme döneminde büyük avantajlar sağlıyor.”
Romanya’da yaşayan 37 yaşındaki 2 çocuk annesi Raluca Dabıja geçtiğimiz Ocak ayında tatil sırasında fark etmiş memesindeki şişliği. Ardından şekil değişikliği ve meme ucunda kanama da başlayınca soluğu doktorda almış. Meme kanseri teşhisi konulunca yaptığı araştırmalar sonucunda Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Cihan Uras’a tedavi olmaya karar vermiş. Prof. Dr. Cihan Uras tarafından Türkiye’de ilk kez gerçekleştirilen robotik cerrahi yöntemiyle ameliyat olan Raluca Dabıja operasyon sonrasında memesinde hiçbir iz olmadığı için çok mutlu olduğunu belirtiyor. Meme kanseri teşhisi konulduğunda çok üzüldüğünü belirten Raluca Dabıja ameliyat sürecini şöyle anlatıyor: “Üstelik erken teşhis değildi, dolayısıyla tümörün küçülmesi için önce kemoterapi tedavisi görmem gerekiyordu. Tümör ameliyata uygun boyuta geldiğinde Prof. Dr. Cihan Uras mastektomi işlemini robotik cerrahi yöntemiyle izsiz yapabileceğini söyleyince, çok sevindim, çünkü hastalığımla uğraşırken hiç olmazsa aklımı mememdeki izlere takmayacaktım. Operasyonun ardından hiçbir iz olmadığını görünce çok rahatladım.”