Güncelleme Tarihi:
Moda dünyasında büyük bir yükselişe geçen tasarımcı ikiz kardeşler Rana-Berna Canok, İstanbul Fashion Week 2011’e defileleri ile damgalarını vurdular. Biz de Hürriyet Aile olarak moda üzerine tüm merak ettiklerimizi başarılı tasarımcılarımıza yönelttik.
2006 senesinden beri Türkiye Moda Tasarımcıları üyesi olan Rana ve Berna Canok, tasarımlarını aksesuarlarıyla birlikte Rana Berna Canok adı altında, Galata’da bulunan butik ofislerinde sergiliyorlar. Peki, daha çok tasarımlarında hangi detayları ön plana çıkartıyorlar, günlük giyim tarzının nasıl olması gerektiğine inanıyorlar dersiniz?
İlk başta markalaşma sürecinizden biraz bahseder misiniz?
3 sene önce kendi isimlerimiz adı altında tüm etkinliklere katılıyorduk. Her ikimizin de kıyafet ve takı birlikteliğinde tek marka olmak fikri hep vardı. Bunun için doğru zamanı beklemeye karar verdik. Kendi isimlerimizden oluşan tasarımlarımızda başarı sağladığımıza inandığımız an birlikte markamızı oluşturduk ve daha büyük projelere imza atmaya başladık.
Tasarımlarınızda daha çok hangi detayları ön plana çıkartmaya dikkat ediyorsunuz?
Omuz, kol ve sırt detayları tasarımlarımızda en istediğimiz etkileri verdiğimiz yerler.
İstanbul Fashion Week 2011'de ilk defa solo defile gerçekleştirdiniz. Neler hissediyorsunuz, daha çok hangi detayları vurguladınız, defilelerden aldığınız reaksiyonlar ne yönde oldu?
Heyecanımız çok büyüktü. Her şeyin mükemmel olmasını istiyorduk. Aynı zamanda renkle buluştuğumuz ilk defileydi. Daha önceki senelerde IFW defilemizde koleksiyonumuz pastel tonlardan oluşuyordu. Aksesuar olarak çanta ve içerisinde sergilediğimiz köpek basın tarafından büyük ilgi gördü.
Elbiselerimiz straplez ve yere değen uzunlukta olup, eteklerimiz mini, tulumlarımızda ise sırt detayları dikkat çekti. Bol paçalı tulumlarımız ipek kumaşlardan oluşurken uçuşan detaylarıyla adeta ruhani bir etki sağladı izleyicilere. Müziklerimizin oldukça hareketli ve enerji dolu olması da defilemize ayrı bir show etkisi kazandırdı. Defileden çıkan izleyicilerin yüzlerinde bu pozitif enerjiyi gördük zaten. Aldığımız tebrik mesajları tüm yorgunluğumuzu unutturdu adeta. Tasarım, koleksiyon, sunum ve başarı bu defilemizde izlediğimiz yol oldu.
Sizce çanta, ayakkabı ve kıyafet uyumu nasıl olmalı?
Hepsi aynı süreç içerisinde tasarlanmalı. Tarz ve renk uyumu birlikte düşünülerek oluşturulmalı. Sonuçta kıyafet ve aksesuar ayrılmaz bir ikili. Aynı Rana ve Berna gibi…
Peki, birlikte çalışırken nasıl ortak bir yol buluyorsunuz, hiç çatıştığınız olmuyor mu?
Önce ikimizde oluşturmak istediğimiz koleksiyon ile ilgili temamızı sunuyoruz birbirimize. Daha sonra kumaş ve renge karar veriyoruz. Tasarım daha sonra başlıyor. Koleksiyon bütünlüğünde Rana çok titiz. Uyum içerisinde olmasına çok önem veriyor. Ben de aksesuar konusunda destekliyorum koleksiyonu. Ayakkabı, çanta, takı vb… Kıyafetlerimize form verirken daha etkili fikirler vermeyi seviyorum. Sanırım bu da heykeltraş olmamın da etkisi olsa gerek.
Fikir çatışması oluyor tabii ki. Asıl olması gereken de bu zaten. Fikir farklılıkları koleksiyonda yeni arayışlara sebep oluyor. Bu da markaya özel bir zenginlik kazandırıyor.
Kilolu ve zayıf kişilere giyim konusunda ne gibi önerilerde bulunabilirsiniz? Birkaç tüyo alsak…
Kilolu bayanlar dar formlu kıyafetleri tercih etmemeliler. Vücut hatlarını ortaya çıkarmayan bol ve ince kumaşları seçmeliler. Aksesuar da daha özgür seçim yapabilirler. Ayakkabılar yüksek topuklu olmamalı. Zayıf bayanlar bu konuda daha fazla alternatife sahipler. Dar kesimli pantolonlar, etekler giyebilecekleri gibi bol bir elbiseyi de rahatlıkla taşıyabilirler. Kemer aksesuarı da bel hatlarındaki inceliği vurgulamak için doğru bir aksesuar niteliğinde olur. Ayakkabıda babet ya da platformlu her iki etkiyi de taşıyan detayları kullanabilirler.
Takip ettiğiniz tasarımcılar kimler?
Marni, Victor &Rolf, Prada, Mullberry.
Sizin günlük giyim tarzınız nasıl?
Genelde pantolon, bot ya da babet giymeyi seviyoruz. Bazen platformlu ayakkabılar da kullanıyoruz. Casual tarz diyebiliriz buna. Kışın renkli mont ve atkı en sevdiğimiz giysilerden. Gece davetlerinde ise en sevdiğimiz tarz Retro tarzı; geçmişin izlerini taşıyan, eskiye dönük dönemlere ait moda çizgilerinin günümüze uyarlanması. Modaya ait retro detayları; gösterişli dalgalı topuzlar, kırmızı rujlar, kürkler, ağır ve taşlı takılar, işlemeler, fırfırlar, güpürler…
2012 Sonbahar-Kış modasında neler olacak?
Sonbahar-Kış trendleri Retro (60'lı 70'li yıllar), tartan ve geometrik desenler, renkli pantolonlar, deri ceketler, panço, derin yırtmaçlar, smokin etkisi detaylarda göreceğimiz etkilerden. Baharat ve hardal tonları en sık kullanılan renkler olacak. Renklerde vişne, gece mavisi, neon etki de yer alacak. Leopar ve krokodil baskılar göze çarpacak. Deri ve kürk de 2012’de göreceğimiz kış sezonunun favorilerini temsil edecek.
Yakın bir zamanda gerçekleştireceğiniz defileniz var mı?
Evet, yurtdışında bir defile yapmayı planlıyoruz.
[fotogaleri=262]
Sorularımızı içtenlikle yanıtlayan tasarımcılarımıza çok teşekkür ediyor, başarılarının devamını diliyoruz.
Röportaj: Nilay Uzun