Güncelleme Tarihi:
Ramazanda bireylerin yaş, cinsiyet ve fiziksel aktivitelerine göre günlük almaları gereken kalori miktarı; protein, karbonhidrat, yağ, vitamin ve mineral oranları değişmez.
Oruç tutanların aç kalındığı sürede kendisini güçsüz hissetmemesi, şeker düşüklüğü ve susuzluk hissi yaşamaması için beslenmesinde dikkat etmesi gereken hususular mevcuttur. Gün içerisinde aşırı acıkma problemi olanların midenin boşalma süresini uzatarak acıkmayı geciktiren kuru fasulye, nohut, mercimek, bulgur pilavı gibi yemekleri tüketmesi; aşırı yağlı, tuzlu ve ağır yemekler ile unlu gıdalardan uzak durulması uygundur.
Açlık durumunun uzun süre devam etmesi halsizlik, yorgunluk, baş ağrısı, baş dönmesi, unutkanlık, dalgınlık, dikkatsizlik, uykuya meyil, terleme, sinirlilik, hazımsızlık, şişlik, midede ekşime, midede yanma gibi sorunlara neden olur ve iş verimi düşer. Özellikle iftar saati yaklaştıkça sinirlilik, ani öfke patlamaları, konsantrasyon bozukluğu, baş ağrısı, mide bulantısı ve halsizlik gibi belirtiler artar. Omega 3 açısından zengin olan ceviz ise kalp sağlığında ve stresi önlemede etkilidir.
Yemek kültürü açısından zengin bir mutfağa sahip olduğumuz bu bereketli ayda iftar sofraları da çeşitli ve boldur. İftar sofraları, sağlıklı bir bireyin yiyebileceği yemeğin 2-3 katı fazla yiyecekler içermektedir. Masada çok yemek var ise en sevdiklerinizden tadımlık tüketme prensibinde olun. İftara vücudunuzun sıvı ve elektrolit dengesini desteklemek için su ve hurma ya da zeytin ile orucumuzu açıp; peynir, domates gibi kahvaltılıklar veya çorba gibi hafif yemeklerle başlanılması, 10-15 dakika sonra az yağlı et yemeği, sebze yemeği veya salatayla devam edilmesi uygundur. Pide yerine tam buğday ve çavdar ekmeği tercih edebilirsiniz.
İftar yemeğinden hemen sonra televizyon veya bilgisayar karşısına geçmek, koltukta dinlenmek yerine biraz hareket etmek, kısa mesafeli yürüyüşler yapmak sindirime yardımcı olması açısından yararlı olmaktadır.
[fotogaleri=3352,3129,3227]