Güncelleme Tarihi:
Evet biliyorum, yazacaklarıma daha önce röportaj yaptığım insanlar kızacak ama ben yine de yazacağım. Şu ana kadar hiç zorlanmadan organize olup, çekim ve röportaj yaptığımız ünlüler listesinin başına Açelya Akkoyun’u oturtmak istiyorum. Son dönemde oynadığı reklam filminde söylediği gibi kendisi “profesyonel bir anne”. Her anlamda profesyonel bir insan. Son derece dakik, son derece pozitif, son derece olumlu bir insan. Tek yaptığı çevresinde bulunan insanların işini kolaylaştırmak.
Nasıl gidiyor annelik? Ne de olsa 3 yıllık deneyimli bir annesiniz.
Bu bir iş gibi değil ki deneyim olsun. Aslında ben anneliği ayrı bir şey olarak görmüyorum. Şöyle söyleyeyim; ergenlik döneminde sivilceleriniz çıkıyor, değişiklikler oluyor ama siz yine sizsiniz. Sadece bir şey ekleniyor hayatınıza. Annelik de işte öyle.
Annelikle hayatınız değişmedi mi?
Sanki bana bir kardeş gelmiş gibi hissediyorum. Bu duyguyla hayatımı değiştirmedim.
Depresyon durumlarını yaşadınız mı?
Yaşamaz mıyım? Doğum sonrası hüngür hüngür ağlıyordum her şeye. Zaten hep söylerler, doğum sonrasında anneler şişliklerini gözyaşıyla atarlarmış. Biri “Anne” diyor ben ağlamaya başlıyordum. “Allah’ım bu duygu bitmeyecek mi?” diyordum ama tabii bitti.
Bu duygu geçişleri evliliğinizi olumsuz etkiledi mi?
Asla. Eşim bana çok destek oldu. Zaten biz, ikimiz büyüttük kızımızı. Aile büyüklerinden yardım alamadık çünkü yaşları bunun için çok uygun değildi. Bir bakıcı bulduk ve her şeyi ile biz ilgilendik kızımızın. Belki bedenen çok yorulduk ama birilerinin bize çok karışamaması, huzurumuzu korumamızı sağladı.
Alya nasıl bir bebekti?
Sakin bir bebekti ama emmek için geceleri çok uyanırdı. Bu beni yordu biraz. Onun dışında öyle büyük problemlerimiz olmadı. İlk 3 yıl daha zordu ama şimdi muhteşem çünkü o benim arkadaşım oldu. Bu harika bir duygu.
2. bebeği düşünüyor musunuz?
3 yaşında teslim edilecekse isterim (Gülüyoruz). Bazen düşünüyorum, bazen düşünmüyorum. Aslında ikimizde en başından beri 2. çocuğu düşünmüyoruz ama mahalle baskısı fena. Bakalım...
Mahalle baskısına Alya'nın baskısı eklenir mi?
Alya hiç istemiyor.
Biraz geçmişe dönelim. Eşinizle nasıl tanıştınız?
2004 yılında tanıştık ve birbirimizi görür görmez aşık olduk. O tarihten beri hiç ayrılmadık. Eşim, benim çok iyi bir arkadaşım. Allah onu başımdan eksik etmesin. Hayatımdaki en büyük piyangom o benim. 2006 yılında evlendik, 2008 yılında da hamile kaldım.
Planlı mıydı hamileliğiniz?
Düşünüyorduk ama ben aslında o sırada hamileymişim. Beklemiyordum o dönemde. Ama çok şükür olmuş.
Hamilelik nasıl geçti?
Çok iyi geçti. İlk 3 ay biraz midem bulandı ama sonrasında harikaydı. Hamileliğimde eşimle beraber atladık arabaya ve Avrupa turu yaptık. Annem de beni çok rahatlattı. “Kızım böbreğin senden düşüyor mu, kalbin senden düşüyor mu? O sana ait bir şey ise düşmez” dedi. Sayesinde çok rahattım.
Doğumunuz nasıldı?
Epidural sezaryen yaptık. Suyum geldi ve hastaneye gittik. Bekledik bekledik doğum olmadı, açılma olmadı. Artık su bitmişti ve eşimin isteğiyle epidural sezaryen oldum. Ben orada kurbanlık koyun gibi bekliyordum ve eşimin istediğini yaptık. Ben aslında randevulu doğuma karşıyım. Tabii bu benim doğrum. Zamanı gelince doğum olmalı, sıkıntı yoksa normal yapılmalı.
Kilolar ne durumdaydı?
Doğuma gittiğimde 15 kilo alıştım. Emzirirken bu kiloyu 25’e tamamladım. Emzirme dönemimde, sütüm için gerekli olan her şeyi yedim. Bol su içtim, bol salata yedim ama sütüm azaldı. Kimse kusura bakmasın ama ne zaman bulgur yedim, ne zaman helva yedim, ne zaman soğan yedim, işte o zaman sütüm arttı.
Emzirme bitti, kilo vermeye başladım. Son bir yılda 20 kilo verdim. Tam olarak 20 kilo olmasa da, 17- 18 kilo verdim.
Ne yaptınız bu kiloları verebilmek için? Buradan annelere de bir öneri vermiş oluruz.
Doğruyu söylemek gerekirse, ailemden koptum. Yani onlara yemeklerini yaptım, onlarla oturdum ama onlarla aynı duyguyu paylaşmadım. Onlar uyurken, sabah kalktım ve sporuma gittim. Koptum biraz. Ama hiç onlara çaktırmadan, onlar anlamadan yaptım bunu.
Spor olarak neler yaptınız?
Ne bulursam yaptım. Yürüdüm, yüzdüm, oyun oynadım. Yani gün içinde hareket ettim ama adını, gün içinde spesifik bir şey koymadım. Mesela spor yapamadıysam, apartmanın merdivenlerinden 10 kez inip çıktım.
Eşinizin babalığını değerlendirseniz...
Aslında benim eşim, şu an Alya’nın hiçbir şeyiyle ilgilenmiyor. Neden ilgilenmiyor? Çünkü ben ona o alanı bırakmıyorum. Adam işine gücüne bakıyor. Okuluyla ben ilgilenirim, kıyafetlerini ben alırım. “Ben de Alya’ya bir t-shirt alayım” demez. Ben alırım, ben belirlerim. Bu konuda bir iş bölümü var aramızda.
Alya’nın doğumuyla ya da hamileliğinizle beraber, işlerinizi de ona göre mi programlıyorsunuz?
Hayatta her şey gelir geçer, zaman gelmiyor. Ben açıkçası iki işte çalışacağım diye, çocuğumun sevgiye en ihtiyacı olduğu 0- 3 yaşını harcayamam. Bana şunu deseniz; “Açelya, ihtiyacın olsa, ne yaparsın?” diye, elbette yaparım. Ama ihtiyacım yoksa standardımı yükseltmek için, havyar yemek için, setlere gidip 3, 5, 8 ay boyunca bebeğimi bırakamam, kusura bakmasınlar.
Bomba bir ifade oldu bu gerçekten.
Yani Allah bana belirli bir standart verdiyse, onu yükseltmek için mesela araba alacak durumum varken, “en son modelini alacağım” diye, çocuğumu bırakmam. Bu benim tercihim tabii.
Kendi işinizi kurmuşsunuz. Studio Açelya Akkoyun’u açma fikriniz nasıl oldu?
Bütün bunlar kendi içinde gelişti aslında. Ben çalışkan bir yapıya sahibim, o yüzden de bu süreçte bir şeyler yapmalıyım diye düşündüm. Televizyon, çocuğumdan çok şey götürecek. Ne yapabilirim? Stüdyo açayım dedim ve Studio Açelya Akkoyun’u açtım. Nefes egzersizleri ve drama eğitimleri veriyorum. Ayrıca burada yoga, pilates ve dans dersleri veriliyor.
Nefes egzersizleriniz, onunla ilgili eğitimleriniz ne zaman başladı?
1 yıl oldu. Nefes koçluğu eğitimi aldım. Artık sertifikalı bir nefes koçuyum. Çok mutluyum yani.
Burayı büyütmeyi düşünüyor musunuz?
Burası böyle kalacak. Benim büyüyeceğim alan burası değil. Artık kendi işime devam edeceğim.
Yeni projeleriniz var mı?
Kadın projeleri ve sunuculuk işlerim var şu sıralar. Görüşmelerim devam ediyor bir yandan.
En son sizi reklamlarda gördük. Nasıl karar verdiniz?
Firma herhangi bir sansasyonum olmadığı ve düzgün bir yaşantım olduğu için beni tercih ettiklerini söyledi. Bu çok hoşuma gitti. Kullandığım ve sevdiğim bir üründü. Hatta Alya ile olalım istediler ancak Alya bunun için çok küçük olduğundan, ben çok tercih etmedim. Güzel ve kolay bir çekim oldu.
Bu sansasyonsuz yaşantı olayını sormak istiyorum. Bu piyasada olup, böyle yaşamak...
Ben buna çok dikkat ettim. Konservatuarı bitirdiğimde 20 yaşındaydım. Kendi kendime “İleride çocuğum olunca, geçmişime baktığında utanacağım hiçbir şey yapmayacağım” dedim. Bunun için çok çabaladım ama çok şükür istediğim gibi oldu yaşamım. Eğlendim, arkadaşlarım oldu ama her şeyi dozunda yaptım. Benim için reklamın iyisi vardır, kötüsü yoktur.
Röportaj: Pınar Eslek
Fotoğraflar: Zerin Kültüral