Postpartum depresyonu

Güncelleme Tarihi:

Postpartum depresyonu
Oluşturulma Tarihi: Aralık 07, 2011 14:00

Bu depresyonun sıklığı %5-20 olarak bildiriliyor.

Haberin Devamı

Kadınlar doğum sonrası ilk yıl içinde, psikiyatrik hastalıklar (anksiyete bozuklukları, obsesisf kompulsif bozukluk, depresyon ve nadiren psikoz) açısından risk altındadır. Ancak doğum sonrası psikiyatrik hastalık dendiğinde ilk akla gelen doğum sonrası depresyondur. Sıklığı %5-20 olarak bildirilmekle beraber, genel bazal sıklığının %10 olduğu kabul ediliyor. Doğum sonrası depresyonunun ayrıntılarını Psikiyatrist Gülçin Arı Sarılgan veriyor.

Doğum sonrası depresyonun bulgularını, doğum sonrasındaki ilk günlerde sıklıkla görülen “Postpartum Blues ya da Lohusalık Hüznü”nden ayırt edilmesi güç olabilir. Postpartum Blues yeni doğum yapmış annelerin%50-70‘nde görülen normal sınırda olan bir üzüntü veya endişe hali, kolay ve sık ağlama, en yakınlarına sıkıca bağımlılık tablosu şeklinde ortaya çıkar. Bu durum genellikle en fazla on gün sürer ve belirtiler kendiliğinden yakınların sosyal desteği ve ilgisiyle kaybolur. Lohusalık Hüznü’ne sebepleri; kadında doğumla birlikte ani gelişen hormonal değişiklikler, doğum süreciyle ve bebekle ilgili endişeler ve annelik rolünün kadına getirdiği sorumlulukların farkındalığı sayılabilir.

Haberin Devamı

Daha nadir olarak on doğum yapan kadından birinde daha şiddetli bir depresyon tablosu gelişebilir. Doğum sonrası depresyon genellikle daha geç 2.-8.haftalar arası başlar ve en çok 1 yıl kadar sürer. Tedavi görmeyen kadınlarda 3 ay ile 1 yıl arasında kendiliğinden düzelebilir. Annenin bebeğine karşı ilgisizliği veya hostil duyguları ön plandadır. Anne bebeğine yeterli bakımı vermemekten ve hatta bebeğine zarar vermekten korkabilir.

Ağır depresif belirtiler yanında intihar düşünceleri ya da girişimleri görülebilir. Doğum sonrasında ortaya çıkan ağır bir depresyon, kadının ileriki yaşamını da etkileyecek “Bipolar Bozukluk-Manik Depresif” hastalığın ilk atağı da olabilir. Bu nedenle PPD geçiren kadınlar psikiyatri uzmanı tarafından uzun süreli olarak izlenmelidir.

Doğum sonrası depresyonu her kadında görülür mü?

Bazı risk etmenlerini taşıyan kadınlarda doğum sonrası depresyonun daha sık görüldüğü bilinmektedir. Bu risk etmenleri kadının ya da eşinin işsizliği, sosyal desteğin yetersiz olması, evlilik sorunları, beklenmedik yaşamsal olaylar (ölüm, ayrılık…), planlanmamış gebelikler, multiparite, daha önceki gebeliklerde depresyon geçirilmesi, yüksek riskli gebelik yaşamış olması, kayıpla sonlanan gebelik ve doğum deneyimleri, erken anne-bebek ayrılığı ve bebeğin bakımı ile ilgili duyulan kaygılardır. Annenin ailesinde geçirilmiş “Doğum sonrası Depresyon” öyküsü de riski arttıran bir etmendir. Bir ya da daha fazla risk etkeni taşıyan kadınların doğum sonrası depresyon için taranması önerilmektedir. Tarama için en sık kullanılan yöntem Edinburgh Postpartum Depresyon Skalası’dır.

Haberin Devamı

Biyolojik faktörler, gerek genetik gerekse hormonal yeni doğum yapmış olan kadının anksiyete eşiğinin düşmesine, günlük stres yaratan durumlarla daha zor baş etmesine sebep olmaktadır. Genetik etkenlerin üstünde durulmasının sebebi postpartum depresyon gelişen kadınların birinci derece akrabalarında mizaç bozukluğu oranının normal populasyona göre daha yüksek olmasıdır. Hormonal sebepler incelendiğinde, bazı veriler östrojen hormonunun rolü olduğunu düşündürse de yapılan araştırmalar bunu desteklememiştir. Gebelik boyunca yüksek olan östrojen düzeylerinin doğumla birlikte ani düşmesinin postpartum depresyon ile ilgili olmadığı görülmüştür. Bazı araştırmacılar, doğum sonrası geçici tiroid disfonksiyonunu PPD ile ilişkilendirmişlerdir. 

Haberin Devamı

PPD ele alındığında anne sütü ile beslemenin olumlu ve olumsuz etkileri olabilmektedir. Anne sütü veren kadınlar, kendilerine ayıracak zamanlarının çok az oluşu, emzirme nedeniyle uykusuz kalmaları, ilaç kullanmaları gerektiğinde bebeğe zararı olacak endişesi duymaları gibi nedenlerle kolaylıkla negatif duygu durumuna girebilirler. Bunun yanında anne sütünün hızla kesilmesinin bazı hormonal değişiklikler yoluyla depresif belirtileri daha da kötüleştirdiği düşünülmektedir.

Başlıca nedenleri

Doğum sonrası depresyon sık görülmesine karşın çoğu kez tanı konulamamaktadır. Bu durumun başlıca nedenleri kadının negatif duyguları nedeniyle kendini yalnız hissetmesi veya kaygılarından utanması,rutin kontrol için çağrıldığı doğum sonrası 6.haftaya kadar doktorla görüşme olanağı bulamamış ya da hangi bölüme başvuracağını bilememiş olması ,yeni doğan bebeğin verdiği heyecanla yakınmalarını dile getirememesi olabilir.Ayrıca çevrenin ilgisinin daha çok yeni doğan bebek üzerinde oluşu sebesibiyle PPD atlanabilir.

Haberin Devamı

Ülkemizde PPD ile ilgili yapılan çalışmalar oldukça yetersizdir. Çok merkezli ve büyük sayıda gebenin doğum sonrası takibi ile yapılacak çalışmalar ile Türk toplumuna özgü risk faktörleri daha net saptanabilir. Sağlık çalışanları, anne ve bebek için ciddi tehdit oluşturan bu hastalığa karşı daha duyarlı olmalı ve uygun müdahale zamanında yapılmalıdır.  

DOĞUM SONRASI 3 TİP DEPRESYON

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!