Güncelleme Tarihi:
Çok sayıda kist içeren yumurtalık dokusu anlamına gelen PKOS, yumurtalıklarda çeşitli nedenlerle oluşan bir hormonal ortam dengesizliği sonucu yumurtlamanın bozulması ve yumurtalıklardan aşırı miktarlarda androjen (erkeklik hormonu) salgılanması durumudur.
Menopoz öncesi dönemde (15–45 yaş arası) kadınların yaklaşık % 10’ unda polikistik over sendromu görülmektedir.
Bu hastalığın dışardan görünen yüzünde, kişiye göre değişmekle birlikte; adet düzenlizliği, sivilce, yağlı cilt, tüylenmede artış, infertilite(kısırlık) ve özellikle karın bölgesinde kilo artışı belirtileri görülmektedir.
Hastalığın tanısında; bazen ultrasonografide, yumurtalıklarda büyüme, yumurtalık kapsülünde kalınlaşma ve kapsülün hemen altında birçok kist görülebilirken bazen de ulstrasonografi ve laboratuvar tetkiklerinin normal olduğu görülmektedir. Ayrıca kanda androjen düzeyleri, LH ve FSH oranları değerlendirilmelidir. Kısacası Polikistik over sendromu tanısı klinik bulgular, laboratuvar tetkikleri ve ultrason incelemesinin bir arada değerlendirilmesi ile konur.
PKOS, ilk kez ergenlik döneminde menarş (ilk adet görme) başlaması ile tanınır. Ancak menarş başlangıcında ilk iki yıl adet düzensizlikleri normal olabilmektedir. Yumurtlamada bozukluğun olduğu; zaman zaman amenore (adet olamamak) görülmesi ve ardından uzun ve çok görülen kanamayla tespit edilebilmektedir.
Nedenleri kesin olarak belirlenememekle birlikte bu hastalık sırasında şu olaylar meydana gelmektedir:
Beyinde hipofiz bezinden salgılanan LH ve FSH hormonlarının anormal üretimi sonucunda her ay düzenli olarak overlerde yumurtlama olmaz ve menstruasyon ya hiç görülmez ya da seyrek olarak görülür.
Erkeklik hormonlarının (androjenler) üretimi artar ve bu hormonlar, yağ dokusunda östrojene dönüşerek, LH üretimini artırarak kısır bir döngü meydana getirir.
PKOS basit bir yumurtlama probleminden öte, kısa veya uzun vadede ciddi sorunlara sebep olabilecek bir durumdur.
Kan şekerinin düzenlenmesinden sorumlu olan insülin hormonunun salgısının bozulması nedeniyle aşırı karbonhidrat tüketimi ve hipoglisemik dönemler (kan şekerinin düşmesi) meydana gelir. Bunun sonucunda da insülin direnci, kilo alma veya kilo vermekte zorlanma gibi durumlar gelişebilmektedir. Ayrıca insülin direnci sonucunda, bel-karın bölgesinde yağlanmada artış görülmektedir. Sonuç olarak PKOS geliştiren bir durum olan insülin direnci; bireylerde tip 2 diyabet hastalığı oluşumu riskini artırmaktadır. Bu durum 40 yaş üzeri kadınlarda daha da riskli hale dönüşmektedir.
PKOS gebe kalma durumuna engel olabilmektedir. Gebe kalamayan kadınların %90’ında PKOS görülmektedir.
Gebelerde insülin direnci, düşük riskini artırmaktadır. Bununla birlikte fazla kilo ve şişmanlık düşük riskini tek başına artırabilen faktörlerdir. Ayrıca insülin direnci gebelerde diyabetin ortaya çıkmasına sebep olabilir. Bu nedenle, gebelik öncesi dönemde insülin direnci tedavi edilmeli ve bireyler ideal kiloya ulaşmalıdırlar.
PKOS’da, kandaki androjen hormonların yüksek oluşu bireylerde kan lipit düzeylerini bozmakta ve bunun sonucunda damarda sertleşme (ateroskleroz) meydana gelebilmektedir. Bu durumun doğal bir sonucu olarak da bireylerde, inme (felç) ya da kalp krizi ile karşılaşılabilir.
Ayrıca PKOS uzun vadede rahim kanseri riskini artırmaktadır. Çünkü PKOS, rahim kanseri risk faktörleri arasında olan şişmanlık, çocuk doğurmamış olmak, diyabet ve hipertansiyon durumlarını sık olarak içinde barındırır.
Polikistik over sendromu olan kadınlar diyet programlarını tek başına uyguladıkları taktirde başarılı olamamaktadırlar. Çünkü genellikle belirtiler, bireylerin aktif bir yaşamdan pasif bir yaşama geçtikleri dönemde ortaya çıkmaktadır. Bu nedenle, yaşam tarzında hareketliliğin ve sağlıklı beslenmenin beraber olduğu bir döneme geçilmelidir. Kısacası tedavinin ilk basamağında; diyet uygulaması ve düzenli egzersiz bulunmaktadır. Bunlara ek olarak tedavide, hormonal dengesizlikler ve kan şekeri düzensizliği nedeniyle doktorların önerdiği ilaçlara yer verilmelidir.
Yağdan gelen enerji, toplam enerjinin%30-35’ini geçmemelidir. Süt ve süt ürünleri yarı yağlı tercih edilmeli, kırmızı etlerin görünen yağları, tavuğun derisi tercih edilmemelidir. Yiyeceklerin pişirme şekilleri de önemlidir, kızartmaları yaşamdan çıkarmalıdır. Araştırmalar polikistik over sendromunun yağ metabolizmasındaki bozukluğa bağlı olarak kalp hastalıkları ve hipertansiyon için de risk faktörü olduğunu, 45 yaş üzeri polikistik overli kadınların normale göre 7 kat fazla enfarktüs riski taşıdığını göstermektedir.
Polikistik overli hastalara diyet ve egzersizle birlikte sigara bırakma ve serum yağ düzeyinin sıkı takibe alınması önerilmelidir.
Ve PKOS un tedavisinde doktor ve diyetisyenin ortak olarak çalışması gerektiği; bu nedenle de sadece diyet ya da sadece ilaçla bu durumu düzeltmenin beklenmemesi gerektiği unutulmamalıdır.