Güncelleme Tarihi:
Bir ağacın iki kökünü düşünelim. Biri bu dönemin çok verimli geçmesinin doğru olduğunu düşünen mükemmeliyetçi kısım, diğer kök ise pandeminin belirsizliğini öne sürerek günlerini aşırı verimsiz geçiren kısım… Bu iki kökte ağacı kurutabilir. Peki, ne yapabiliriz? Bazen kendimize ve çevremize hatırlatmamız gereken şey; “Bu bir pandemi, normal bir durumun dışındayım. Yıllardır öğrenemediğim yabancı dili, karantina boyunca öğrenmek zorunda değilim.” Veyahut başka bir örnek vermek gerekirse “çocuğumla x kişisinin yaptığı gibi her gün farklı etkinliklerde bulunamıyorum, ben yeterli değilim” gibi düşünceler süreci daha yıpratıcı hale getirebilir. Kısacası, kendimizi başkalarıyla kıyaslamanın zamanı değil ve bir üretkenlik yarışı içerisinde değiliz, önceliğimiz süreci sağlıklı bir şekilde yönetmek olmalıdır.
Çocuklar pandemi sürecinden en çok etkilenenlerdendir çünkü pandemi birçok soyut kavramı bünyesinde barındırır. Hastalığın, virüsün, ölümün anlamını tam olarak idrak edemeyen çocuk, kendini sürecin ortasında buluveriyor. Çocuklarınızın gelişimi için endişe duymakta haklısınız fakat sürecin çocukta da bir bilinmezlik yarattığını unutmamak gerekir.
Arkadaşlarından, okuldan, oyunlarından kısacası çocuk kendi dünyasından uzak kalmıştır ve alıştığı düzen bir anda değişmiştir. Çocuk olmak zaten zordu, bir de şimdi tam olarak anlayamadığı bir sebepten ötürü evde hapis olmuştu. Üstelik bilgisayarı ve tabletiyle çok oynadığı için ailesi ona sürekli yeni kısıtlamalar koyuyordu. Hayat çocuk için giderek zorlaşıyordu…
Çocukluk insan hayatının anavatanı, belkemiği…
Birçok hayatta belirleyici noktaların mayası burada. Gelişimin en hızlı olduğu ve değişimin en hızlı olduğu dönem bebeklik ve çocukluk dönemi… Zihinsel, fiziksel, duygusal ve sosyal zeka buralarda pıtırcıklaşıp çiçekleniyor ve ileriki dönemlerde çeşitli çevresel etkenlerle ve bizim de katkımızla eviriliyor…
Şartlar bir insanın yaşamı, gelişimi üzerinde oldukça etkilidir. Doğuştan getirdiğimiz mizaç, genetik yapı, nasıl kaderse; içinde bulunduğumuz ortam, içinde doğduğumuz aile ve coğrafi konum o kadar kaderdir. Sigmund Freud “Anatomi kaderdir.” der, İbni Haldun “Coğrafya kaderdir” der. Buna şunu da eklemeli; içinde doğduğun bulunduğun zamanın kıstasları da zamanın ruhu da hayat yolunda bir hayli etkilidir.
Bu paragrafta çıkarılacak sonuç maske takan çocukların online derse giren teneffüse çıkmayan çocukların zamanın durumundan böyle nasiplenmeleridir. Gelecekte bunun sonuçları ne olur bunu söylemek zor. Ama duygusal ve sosyal zekanın gelişimi için yatırımların az olduğunu söyleyebiliriz.
Birçoğumuz bu kelimeyi daha bir yıl önce duydu, bu kelime pandemi… Biz daha bu nedir ne oluyor anlamlandıramazken çocuklara ergenlere nasıl anlatacaktık?
Çünkü bizim nesil salgın olarak bildiğimiz durumu, tarih kitaplarından romanlarda okudu bir ajitasyon bir yıkım diliyle… O zamanın şartlarına tıp bilgisinin azlığına ve birçok olumsuz koşulların sonucuna bağladık tarihteki salgınları. Oysa günümüz güçlü bir çağ; bilgi çağı, teknoloji çağı, inovasyon çağı… Tıpta da bilimde de sınırları zorlarken bir virüs tüm dünyayı nasıl emri altına aldı değil mi? Bu durum çocuklar için de çok garip oldu mutlaka. Birçok duruma vakıf, olanakları hazır bularak büyüyen bu neslin allak bullak olmaması işten bile değil.
Artık asosyal zamanlar içerisinde çocukları büyütüyoruz ve ekran bağımlısı olmasın derken saatlerce ekran karşısında ders izliyor, arkadaşları ile görüntülü görüşme yapıyor ve ekran karşısında oyunlar oynuyorlar… Dışarıda göremeyeceği kadar küçük bir şeyden korunmaya veya taşıyıcısı olmamaya çalışılan korumalar altına alınan biri.
Özgürlük çağı denilen çağda zaman, mekan, kişi kısıtlamaları…
“Sizde online derslerde sıkılıyor muydunuz?” diyen çocuklar, en güzel çağım evde geçti diyen ergenler ironi kelimelerle bize sualler soruyor, içine kapanıyor, agresifleşiyor ya da battı balık yan gider deyip iyice kendini salıyor veya müthiş drenajlar oluşturuyorlar.
Çocuklar ve gençlerin içinde bulunduğu ortama uyum sağlama noktasında adaptasyon becerileri oldukça yüksektir lakin bir yanı ile sosyallik ve duygularının yönetimi konusunda ihtiyaçları ekmek ve su gibidir.
Peki bu şartlarda çocuklar ve gençler için ne yapmalı?