Güncelleme Tarihi:
Yetişkinlerin ruhsal açıdan sağlıklı bir hayat sürmesi büyük oranda geçirdikleri çocukluk dönemine bağlıdır. Kişinin çocukluk dönemindeki, problem ve travmalarının iyi bilinmesi gelecekte oluşacak sorunların çözümlenmesinde de yardımcı oluyor. “Sağlıklı bir yaşam ancak her gelişim döneminin tek tek tamamlanmasıyla mümkündür” diyen Ezgi Ünal, kendine özgü özellikleri ve çatışmaları bulunan bu dönemlerin birinde problem yaşanırsa sonraki evrelerin de etkileneceği düşünüldüğünü belirtiyor.
Çocukluk döneminin karakterin temellerinin atıldığı yaşlar, gençlik döneminin ise bireyin yetişkinliğe ilk adımı attığı ve kimlik oluşumunun başladığı yıllar olduğunu hatırlatan Ünal, gençlerin varlıklarını sorguladığı ve neden sorusunu kendilerine sıkça sorduğu gençlik döneminin önemli ruhsal hastalıkların ortaya çıkma riskini barındırdığına dikkat çekti ve yapılan araştırmaların çeşitli risk koşullarında bile çocukların önemli bir kısmında ağır bir ruhsal bozukluk olmadığını, ancak tüm çocukların yüzde 18’inde davranış problemleri olduğunu gösterdiğini belirtti.
Covid-19 döneminde teknoloji bağımlılığı artış gösterdi
Tüm dünyanın savaştığı Covid-19 salgınının, yetişkinlerin hayatını etkilediği kadar çocuk ve gençler için de bilinmezlik barındırdığının ve kontrol edilmeyen bir problem haline geldiğinin altını çizen hatırlatan Ezgi Ünal, sözlerini şöyle sürdürdü: “Yetişkinler gibi evde fazla vakit geçiren gençler daha çok teknoloji ve internetle iç içe… Üstelik eğitimlerini de online olarak sürdürüyorlar. Bu dönemde gençler ve çocuklar teknoloji bağımlılığı ve kaygı gibi olumsuz düşüncelerle baş etmeye çalışırken, maalesef duygularını yetişkinler gibi kelimelerle dile getiremiyor. Bunun yerine ağlama, içe kapanma, öfke kontrolleri, saldırganlık gibi davranışlarla kendilerini ifade etmeye çalışıyorlar. Bu süreçte çocuklar ve gençlerin ruh sağlığını korumak için yetişkinlere sorumluluklar düşüyor. Yetişkinlerin çocuklar ve gençlere rol model olarak televizyon, tablet ve telefon gibi teknolojik aletlerle sınırlı zaman geçirmesi gerekiyor. Çünkü bu dönemde teknoloji bağımlılığı artış gösteriyor. Yetişkinler hem kendilerinin hem de çocuklarının ruh sağlığını korumak için hobilere zaman ayırmanın, çocuklarla aktiviteler yapmanın, kaliteli zaman geçirmek diye tabir ettiğimiz farkındalığa ve bilinçlenmeye yönelik geçirilen zamanların anahtar niteliğinde olduğunu unutmamalı. Çocuklarımız toplumun güvencesi ve geleceği… Bu nedenle onların ruh ve beden sağlığı korumamız çok büyük önem taşıyor.”