Güncelleme Tarihi:
Sosyalleşmeden uzak kaldılar
Yrd. Doç. Dr. Mine Elagöz Yüksel, çocukların özellikle sosyalleşmeden uzak kaldıklarına dikkat çekerek “Çocuklar açısından zor günler yaşanıyor. Özellikle okulların yüz yüze eğitime geçmesi nedeniyle çok etkilendiler. Her şeyden önce arkadaşları ile görüşmeleri azaldı, okul ortamındaki sosyalleşmeden uzak kaldılar. Uzaktan eğitimde dikkatlerini vermekte zorlandılar. Bu dönem hem çocuk hem aile için bir sosyal izolasyona neden oldu ve çocuklar sadece arkadaşlarından değil, akrabalarından da uzak kaldılar. Bununla beraber eğer bir kayıp yaşanmışsa bu durumun da çocuklar üzerinde etkileri oldu. Sevenlerini, akrabalarını vedalaşamadan kaybeden çocuklar oldu.” diye konuştu.
Aileleri ile daha fazla zaman geçirdiler
Yüksel, “Çocuklar için en olumlu taraflarından biri, aileleri ile daha fazla paylaşım yapacakları zamanları oldu. Ancak bu durum beraberinde bazı aileler için çatışmaların artmasına da neden oldu” dedi.
Her çocuk farklı etkilendi
Çocukların bu dönemde etkilenmelerinin yaş dönemlerine göre farklılık gösterdiğini belirten Yüksel, altta yatan ruhsal rahatsızlıkları bulunan çocukların bu dönemde daha çok etkilendiğini kaydetti. Yüksel, şunları söyledi:
“Okul öncesi dönemde bulunan çocukların ebeveynlerinin ruhsal durumundan etkilenmesi daha fazla oldu. Özellikle altta yatan ruhsal rahatsızlıkları olan çocuklar pandemi döneminde daha çok etkilendi. Örneğin dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu olan ya da özel öğrenme güçlüğü bulunan çocuklar uzaktan eğitimden yaşıtları kadar faydalanamadılar. Dikkatlerini sürdürmekte zorlanma, daha fazla ekrana maruz kalma, ev içinde dikkatlerini dağıtan şeylerin fazla olması, ev ortamında okul disiplinin uygulanmasının zor olması, öğretmenle kurulan ilişkinin azlığı bunun nedenleri arasında gösterilebilir. “
Yeme bozukluklarında artış görüldü
Öncesinde depresyon, kaygı bozukluğu benzeri rahatsızlığı bulunan çocukların yaşadıkları sosyal izolasyon nedeniyle şikayetlerinde artış olduğunu söyleyen Yüksel, “Yine yeme bozukluklarının arttığını gördük. Duygusal yeme ihtiyacı bulunan çocukların içinde bulundukları stresli ortam nedeniyle yeme alışkanlıkları değişti. Çocukların uyku alışkanlıkları değişti. Ekrana bakma süreleri arttı. Bu durum internet bağımlılığına yatkın çocuklar için oldukça sorun teşkil etti.” dedi.
Ruhsal dayanıklılık ve esnekliğin önemi anlaşıldı
Pandemi sürecinde ruhsal dayanıklılık (resilience) olarak adlandırılan kavramın öneminin anlaşıldığını belirten Yüksel, “Rezilyans zor durumlar karşısında esneyebilme, dayanıklı olma ve durumla başa çıkma kapasitesidir. Gerek çocuk gerek yetişkin olsun, yeniliklere daha kolay adapte olan, stresli ortamlarda şartlarını dönüştürerek yeni rutinler yaratabilen kişilerin pandemi ile daha kolay başa çıktığını gördük. Belki her zaman bir pandemi olmayabilir ancak çocuklar zaman içerisinde birçok stresli olaya maruz kalacaklar. Bu nedenle çocukları rezilyansı kuvvetli bireyler olarak yetiştirmek önemli.” dedi.
Ebeveynler çocuklarına daha çok zaman ayırmalı
“Hayata ne olursa olsun devam edebilmek, üretmek, elinden geleni yapmak, çabalamak hayata anlam katan uğraşılardır” diyen Yüksel, “Ebeveynler çocukları ile beraber geçirdikleri vaktin kıymetini bilmeli, onları dinlemeli, beraber etkinlikler yapmalı. Evde bir düzen olması, eğitim uzaktan da olsa çocukların uyku alışkanlıklarının yaşlarına uygun olması, ekran sürelerinin ruh sağlıklarını bozmayacak sınırda tutulmasına özen gösterilmesi gereklidir.” tavsiyesinde bulundu.
Yaşanan sorunlar için uzmana başvurulmalı
Yüksel, “Ebeveynler bu süreçten çocuklarının etkilendiğini düşünüyorlarsa vakit kaybetmeden bir çocuk psikiyatri uzmanından destek almalıdırlar. Pandemi döneminde tedavilerin aksatıldığına çok şahit olduk. Tedavilerin aksaması problemlerin kronikleşmesine ve ileride daha zor çözüm bulunmasına neden olabiliyor” uyarısında bulundu.