Güncelleme Tarihi:
İnsanlara “Nelerden korkarsın?” diye sorulduğunda genellikle benzer cevaplar alırız; karanlık, kapalı alan, yılan, böcek hatta belki ölüm… Çok az insan ise bu soruya “palyaço” cevabını verir.
34 yaşındaki Derya G. de o insanlardan biri. Çocukluğundan beri palyaçolardan hoşlanmayan ancak okuduğu bir kitap ve izlediği bir film sonrası korkusu iyice artan Derya G., coulrophobia ya da koulrofobi olarak adlandırılan korkusunu şu sözlerle anlattı:
“Kendimi bildim bileli palyaçoları eğlenceli bulmam. Ancak palyaçolardan rahatsız olma durumum orta okul yıllarımda oldukça artmaya başladı. Stephen King'in 'It' adlı kitabını okuduktan ve kitabın film uyarlamasını izledikten sonra bu korkuyu çok yoğun şekilde yaşamaya başladım. Dediğim gibi zaten küçükken de palyaçolardan hoşlanmazdım; renkleri, yaklaşımları, yüz boyaları asla hoşuma gitmezdi. Kitap ve film de bunu daha üst seviyeye taşıdı. Palyaço gördüğümde aşırı bir korku hissi yaşamıyorum ama içimde bir ürperti hissediyorum, görmekten hoşlanmıyorum. Sanki bana kötü bir şey yaşatacakmış hissi veriyor. Hiçbir zaman palyaço oyuncağım olmadı, resimlerine bile bakmadım. Çocuk etkinliklerinde ya da açılışlarda genelde palyaçolar olur ya hani... Ne zaman denk gelsem o palyaçolardan hep uzak durdum, yanlarına yaklaşmadım ve onların da bana yaklaşmalarına izin vermedim. Şimdi 34 yaşındayım ve palyaçolardan hâlâ hoşlanmıyorum.”
Palyaçolardan rahatsız olan, aşırı hareketlerin komiklikten ziyade huzursuzluk oluşturduğunu söyleyen Zeynep K. de duygularını şöyle ifade etti:
"Ben küçükken pazar sabahları televizyonda yabancı sirklerin gösterilerini yayınlarlardı. Ateş çemberlerinden atlayan aslanlar, burunlarında top sektiren foklar, 10 tane lobutu aynı anda çeviren jonglörler, yerçekimine meydan okuyan akrobatlar; sirk denince akla gelen her şey olurdu. Tabii bir de palyaçolar... Sürekli birbirlerine çelme takıp düşüren, plastik çekiçlerle kafalarına vuran, kırmızı saçlı beyaz suratlı adamlar... Palyaço büyük bir şey yaptığında sirkteki seyircilerden alkışlar yükselir, kamera tribünlerdeki çocuklara odaklanırdı. Görüntülerdeki çocuklar kahkaha atarlardı hep. Bense yüzümü buruştururdum. Bir insanın yerde yuvarlanmasının, kafasına saksı düşmesinin, kendini rezil etmesinin nesinin komik olduğunu çocuk aklımla dahi anlayamazdım. Zamanla bu durum korkuya değil ama rahatsızlığa dönüştü, içten içe bir palyaçolardan kaçınma ihtiyacı yaratmaya başladı bende. Nitekim hâlâ sevmem 'fiziksel komedi' denen türü, sokakta düşene gülenlere filan da çok kızarım. Bir insanın küçük düşmesinin neden bir eğlence türü addedildiğini asla anlayabilmiş değilim."
Coulrophobia ya da koulrofobi palyaço korkusudur. Palyaço gibi giyinmiş bireylerden ve hatta genel olarak palyaço kavramından mantıksız ve yoğun bir korku ile karakterize edilen spesifik bir fobidir. Koulrofobisi olan kişiler, palyaçolarla yüz yüze, resimlerde veya medyada karşılaştıklarında anksiyete, panik atak ve aşırı rahatsızlık yaşayabilirler. Koulrofobinin kesin nedenleri kişiden kişiye değişebilir ve çocuklukta palyaçolarla olumsuz deneyimler, filmlerde veya televizyonda palyaçoların korkutucu tasvirlerine maruz kalma ya da anksiyete veya fobilere genel bir yatkınlık gibi faktörlerin bir kombinasyonunu içerebilir. Bazı kişiler palyaçoların parlak renkleri, alışılmadık makyajları ve aşırı büyük yüz hatlarıyla abartılı ve genellikle öngörülemez görünümlerini rahatsız edici bulabilir. (Psikiyatri Uzmanı Doç. Dr. Cemil Çelik)
Peki ama neden bazı insanlar palyaçolardan bu kadar korkar?
15 yıldır fobiler üzerine dersler veren psikoloji profesörü Philip John Tyson, her dönemin başında öğrencilerine sorduğu bir soru var: Nelerden korkarsınız?
Öğrencilerinin rutin olarak örümceklerden, yılanlardan ve klostrofobik alanlardan bahsettiğini, küçük bir grubun ise palyaçolardan korktuklarını söylediğini belirten Tyson, bunun nedenini öğrenmek istedi.
Tyson’ın bu merakı, palyaço korkusu konusunda türünün ilk örneği olan bir araştırmanın başlamasına neden oldu. Tyson ve meslektaşları koulrofobi ya da daha yaygın bilinen adıyla palyaço korkusunu araştırmaya başladı.
Sonuçları Frontiers in Psychology dergisinde yayımlanan bu çalışmada, Tyson ve ekibi 64 ülkeden yaklaşık 1.000 yetişkin katılımcının katıldığı uluslararası bir anketten elde edilen verileri değerlendirdi ve katılımcıların yarısından fazlasının bir dereceye kadar koulrofobi yaşadığını bildirdi. Ankete katılanların yüzde 5'i palyaçolardan ‘aşırı derecede korktuğunu’ belirtirken, yarısından fazlası (yüzde 53,5) palyaçolardan en azından bir miktar korktuğunu itiraf etti.
Palyaço korkusunun kökenlerine odaklanan çalışmada, araştırma ekibi grupta bazı belirgin kalıplar fark etti. Tyson, en şaşırtıcı bulgulardan birinin, birçok insan için "bir palyaço ile korkutucu bir kişisel deneyime sahip olmanın korkuya ana katkıda bulunmaması" olduğunu söyledi. Yani insanlar palyaçolarla kötü tecrübeler yaşadıkları için palyaço korkusuna kapılmıyorlardı.
Katılımcılar palyaçolardan neden ürktüklerini şu dört ana başlıkta özetledi:
Bir palyaçonun ne düşündüğünü asla gerçekten bilemezsiniz: Yüzünde boyalı bir gülümseme ya da kaş çatma ifadesi olan bir palyaçonun aklından gerçekten neler geçtiğini bilmek zor olabilir. Tyson, "İnsanlarda yüz ifadelerini okuyamamakla ilgili bir şey var. Gizli ve tehlikeli bir şey olabileceği gerçeği, makyajın arkasında zararlı bir niyet olabilir düşüncesi hâkim" dedi.
Palyaçolar öngörülemez: Palyaçolar bazı insanları güldürseler de genellikle bir çiçekten su fışkırtmak veya aniden korna çalmak gibi normal insanların yapmayacağı, tahmin edilemez ve şaşırtıcı şekillerde davranırlar. Tyson, örümceklerden korkan insanların da benzer şeyler söylediğini, örümceğin beklenmedik bir anda üzerlerine atlayacağından endişe ettiklerini belirtti.
Bir palyaçonun abartılı özellikleri rahatsız edicidir: Büyük kırmızı burun, yumurta kafa, neon renkli saçlar… Tıpkı bazı kişilerin oyuncak bebekleri, uzaylıları ya da robotları rahatsız edici bulması gibi, neredeyse insan gibi görünen ama tam olarak insan olmayan varlıklar korkutucu olabiliyor.
Filmlerdeki palyaçolar korkunçtur: Ankete katılanların çoğu, korkularının kısmen, Joaquin Phoenix'in canlandırdığı Joker veya Stephen King'in romanından uyarlanan ‘It’ filmindeki şeytani palyaço Pennywise gibi korkunç palyaço karakterlerden kaynaklandığını söyledi.
ABD'nin, Chicago şehrinde en az 33 ergen ve genç erkeği öldüren seri katil John Wayne Gacy de palyaço korkusunun sebeplerinden biri olarak nitelendiriliyor. Zira Gacy, ‘Palyaço Pogo’ olarak çocuk partilerinde gösteriler yapıyordu. Gacy ile ilgili bir belgeselde, seri katilin "palyaçoların her şeyden paçayı kurtarabileceğini" söylediği bir cümle dahi yer alıyor. Öte yandan 2016'da Birleşik Krallık ve Amerika Birleşik Devletleri'nde görülen ürkütücü palyaço vakaları okulların kapanmasına neden olmuştu.
'38 YILLIK PALYAÇOLUK HAYATIMDA SADECE İKİ KİŞİNİN KORKTUĞUNU GÖRDÜM'
Londra Metropolitan Üniversitesi'nde palyaço sanatçısı, öğretmen, yönetmen ve araştırmacı olan Jon Davison, koulrofobiyle ilgili söylenenlerin, kendisinin gördükleriyle ya da diğer sanatçılardan duyduklarıyla uyuşmadığını söyledi. 38 yıllık palyaçoluk hayatında sadece iki kez palyaço korkusuna rastladığını belirten Davison, palyaçoların gösteri yaparken izleyicilerini tedirgin ya da rahatsız etmeye çalışmadıklarının altını çizdi.
The Washington Post'a konuşan Davison, "Aslında tam tersi," dedi ve ekledi: “Amaç çaresiz, savunmasız ve aslında dünyanın nasıl işlediği hakkında hiçbir fikri olmayan bir kişiyi canlandırmak. Palyaçolar seyircilerin performanslarına gülmelerini istiyorlar ama aynı zamanda insanların ‘toplumumuzun merhametine kalmış’ karakterlerine sempati duymalarını sağlamaya çalışıyorlar. Bir şekilde insanlığı hissediyorsunuz. Küçük bir çocuk gibi."
Bir devlet okulunda psikolojik danışman olarak görev yapan Nermin Kitaplı Aydemir, “Okul etkinliklerinde palyaço gördüğünde çok ağlayan ve korkan çocuklara tanık oluyoruz. Bu bağlamda çocukları zorlamamak gerek; sonuçta palyaço onun her zaman görmesi gereken ve hayati gerekliliği olan bir şey değil. Başka korkuları olan çocuklarda ise gözlem yapılması ve aile görüşmesi gereklidir. Bu korkunun deneyimlerden mi, ailenin öğretilerinden mi ya da akran deneyimlerinden mi kaynaklandığı incelenip üzerinde çalışılması gerekir” dedi.
PALYAÇOLARIN YÜZ BOYALARI ‘ÖLÜMCÜL BİR SOLGUNLUK’ OLARAK GÖRÜLÜYOR
Güney Galler Üniversitesi'nde psikoloji alanında öğretim görevlisi olan James Greville, bir teoriye göre beyaz yüz boyasının ‘ölümcül bir solgunluk’ verdiğini, cansız ve kaçınılması gereken bir şey olarak algılanabileceğini söyledi. Greville, palyaçonun yüzündeki kırmızı ruj ya da vurguların ise kana ve bulaşıcı bir enfeksiyona karşı duyduğumuz temkinli yaklaşımı yansıttığı için tehdit edici gelebileceğini belirtti.
Knox College'da psikoloji profesörü olan Frank McAndrew, palyaçoların izleyicileri eğlendirmek için harika niyetleri olduğuna kesinlikle inandığını ancak bunun bazı insanların bir palyaço gördüklerinde tetikte olup olmadıklarını değiştirmediğini söyledi. Zira McAndrew’a göre insanlar şaka malzemesi olmak istemiyor, “Kimse bir palyaço ile girdiği etkileşimden ağırbaşlı görünerek çıkmaz. Toplum içinde kendini iyi göstermek isteyen pek çok insan için palyaço bir tehdittir" ifadelerini kullandı.
McAndrew, 2016 yılında kaleme aldığı ‘Ürkütücülüğün Doğası Üzerine’ isimli araştırma kapsamında, bir kişinin ürkmesine neden olabilecek davranışları ve özellikleri daha iyi anlamak için 1.300'den fazla kişiyle anket yaptı. Anketin bir bölümünde katılımcılar 21 farklı mesleği ‘hiç ürkütücü değil’ ile ‘çok ürkütücü’ arasında derecelendirdi.
Grup içinde en yüksek puanı alan palyaçoluk, taksidermistlik (hayvan postu dolduran kimse) ve cenaze direktörlüğünden daha ürkütücü olarak değerlendirildi.
Koulrofobi, Amerikan Psikiyatri Birliği tarafından Mental Bozuklukların Tanısal ve İstatistiksel El Kitabında (DSM-5) resmi olarak ayrı bir fobi olarak tanınmamaktadır. DSM-5, yaygın olarak kullanılan bir zihinsel bozukluklar sınıflandırmasıdır ve araknofobi (örümcek korkusu) ve akrofobi (yükseklik korkusu) gibi çeşitli spesifik fobileri içerir, ancak koulrofobi ayrı bir kategori olarak listelenmemiştir. Ancak bu, palyaço korkusunun bazı bireyler için gerçek veya geçerli bir fobi olmadığı anlamına gelmez. İnsanlar palyaçolara karşı yoğun ve mantıksız korkular yaşayabilir ve bu korku hayatları üzerinde önemli bir etkiye sahip olabilir. Bu tür korkular, ruh sağlığı uzmanları tarafından teşhis ve tedavi edildiklerinde genellikle belirli fobiler veya diğer anksiyete bozuklukları altında kategorize edilir. "Coulrophobia" terimi, DSM-5'te resmi olarak tanınan bir fobi olmamasına rağmen, bu korkuyu tanımlamak için genellikle gayri resmi olarak kullanılır. (Psikiyatri Uzmanı Doç. Dr. Cemil Çelik)