Güncelleme Tarihi:
Uzmanlar, eğer yüksek düzeyde direnç göstermiyorsa online eğitim programları ya da özel eğitimcinin verdiği materyaller yardımıyla eğitime devam edilmesini tavsiye ediyor.
Nisan ayı tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de “Otizm Farkındalık Ayı” olarak anılıyor. 2 Nisan Dünya Otizm Günü ile birlikte tüm ay boyunca otizm ile ilgili yaşanan sorunlar, çözümleri ve umut veren örnekler yoğun olarak paylaşılıyor. Çocuk ve Genç Psikiyatrisi Uzmanı Doç. Dr. Emel Sarı Gökten, ülke olarak zor bir süreçten geçtiğimizi ifade ederek bu süreçte otizmli çocuğa sahip olan ailelerin ekstra zorluk yaşayabileceğini belirtti.
Otizmli çocukların hayatında da ciddi değişimler yaşanıyor
Koronavirüsün yol açtığı Covid-19 salgınının evlere kapanmak zorunda olan otizmli çocukların da hayatında değişimlere neden olduğunu belirten Doç. Dr. Emel Sarı Gökten, “Okulların ve özel eğitim kurumlarının kapanmasıyla birlikte otizmli çocukların hayatlarında, rutinlerinde ciddi değişiklikler ortaya çıktı. Değişikliklere yüksek düzeyde direnç gösteren otizmli çocuklar, bu süreçte öfke, huzursuzluk, içe kapanma gibi belirtiler gösterebilirler” dedi.
Eğitim devam etmeli
Doç. Dr. Emel Sarı Gökten, salgın kapsamında ailelere önemli tavsiyelerde bulundu: “Bu süreçte aileler eğer anlayabilecek durumda ise çocuğuna salgını ve aldığımız önlemleri anlatabilir. Bunun yanında sürekli TV ve internetteki bilgilere de maruz kalmasına izin vermemeleri gerekiyor. Bu bilgilerin sınırlandırılması önemli. Çocuklar için günlük rutinler çok önemli, bu nedenle, yemek saatleri, uyku saatleri, oyun ve etkinlik saatlerinin planlanması gerekiyor. Gün içinde bir rutin oluşturulmalı. Eğer yüksek düzeyde direnç göstermiyorsa online eğitim programlarından ya da özel eğitimcinin verdiği materyalleri kullanarak eğitimine devam edilmelidir. Bu eğitim programı günün belli bir saatine planlanabilir. Eğitim dışındaki saatlerde çocuğun hareket etmesi ve enerjisini dışarı atması gereklidir. Bunu yapmak için de evde bazı alanlar oluşturulabilir. Eğer yaşanılan mekânda olanak varsa bahçede hareket etmesi sağlanabilir.”
Ebeveynler de kendine zaman ayırmalı
Aile bireylerinin kendilerine de zaman ayırmasının önemine değinen Doç. Dr. Emel Sarı Gökten, “Eğer ebeveynler kendilerine zaman ayırırsa çocuğuna karşı da daha sabırlı ve hoşgörülü olacaktır. Aileler sürekli çocuğunu kontrol etmeye, stereotipilerini azaltmaya çalışmamalı. Onun yerine mısır patlatıp film izleme, sohbet etme gibi gün içerisinde ailecek planladığınız etkinlikleriniz olsun. Çocuklar bu etkinliklere katılamasa bile gün içinde oluşturulan bu huzurlu ortamlar onun kendini daha iyi hissetmesini sağlayacaktır. Bununla birlikte az kalorili yemekler pişirilmeli ve abur cubur dediğimiz yiyeceklerden uzak durulmalı” dedi.