Güncelleme Tarihi:
Yaz aylarında denize girerken akla ilk gelen canlılardan biridir o. Yassı ve şeffaf yapısıyla kendisinden korkulmalı mı yoksa sempatik mi bulunmalı bir türlü karar verilemeyen denizanaları, aslında pek çok tasarıma ilham olmuş estetik bir deniz canlısı.
Denizanaları’nın biyolojik yapısında kalp, kıkırdak, kemik, beyin ve göz bulunmuyor. Bunun yerine denizanaları, içinde elastik ve jölemsi bir madde bulunan iki katman hücreden oluşuyor. Denizanalarının ışığı ve kokuyu algılayabilen gelişmiş duyuları bulunuyor.
ABD merkezli Ulusal Okyanus ve Atmosfer Dairesi’ne (NOAA) bağlı Okeanos Explorer gemisi çalışanlarının yönettiği uzaktan kumandalı bir araç okyanusun en derinlerine daldı. Yapılan araştırmada Pasifik Okyanusu’nda sanki bu dünyadan değilmişçesine bir denizanası türüne rastlandı. Marina Çukuru’nun batısında okyanusun yaklaşık 4 km derininde rastlanan bu canlı Crossota familyasına ait bir Hidromedusa’ydı.
Vücut şekilleri yayvan ve kubbeli bir şekilde olan denizanaları, yüzgeç, kanat, pul gibi balıklarda bulunan uzuvlara sahip değil. Denizde yüzerken yüksek hıza çıkamayan denizanaları avlarını suda yarattıkları dalgalanma sayesinde kendilerine doğru çekiyor ve yutuyor. Denizanaları genellikle küçük balıklarla besleniyor.
Denizanaları diğer balıklar gibi çiftleşmiyor. Yumurtlama gibi bir özelliği de bulunmayan denizanaları, eşeysiz üreme denilen bir tomurcuklanma şekliyle ürüyor.
Tüm türleri tehlikeli değil. Ancak denizanalarının zehirli türleri de bulunuyor. Dişleri veya kesici pençeleri bulunmayan denizanalarının vücutlarının çan şeklinde olan kısımları ve dokungaçlarında zehirli iğneleri bulunuyor. Bugüne kadar 2 bin kadarı sınıflandırılmış denizanalarının toplamda 30 bin türü olduğu düşünülüyor. 30 bin tür denizanası arasında ise insanlar için tehlike arz edebilecek tür sayısı 70. Sayısal verilere bakıldığında dünyada her sene denizanası sokmasından 70 kişi hayatını kaybediyor. Dünyanın en zehirli denizanası sayılan ‘Kutu Denizanası’ 60 kişiyi öldürebilecek kadar zehre sahip olduğu biliniyor.
Denizanaları dünyanın en eski canlı türlerinden biri. Dinozorların türünün 350 milyon yıl önceye dayandığı düşünüldüğünde denizanaları 650 mil yıl önce bile dünyadaydı.
Tatlı su denizanalarının çapı 2.5 cm’den daha küçükken, tuzlu su denizanalarının çapı 2.5 metreyi dokunaçlarının uzunluğu ise 40 metreyi bulailiyor.
Türkiye karasularında 8 farklı türde denizanası olduğu biliniyor. Bu türler arasında tehlikeli denilebilecek olan ise okyanuslardan iç denizlere göç eden ‘Göçmen Denizanası’ (Rhopilema Nomadica). Geçtiğimiz yıllarda Göçmen Denizanası’na ülkemizde Marmaris ve Güllük Körfezi’nde rastlandı. Ağırlığı 4 kg olan denizanasının boyu yarım metre çapındaydı ve yaklaşık 5 milyar zehirli iğneye sahipti.
Denizanaları; bilimkurgu filmlerindeki uzay gemisi tasarımlarına, ev eşyalarına, kıyafetlere, hatta bina tasarımlarına ilham olacak bir görüntüye sahip. Gövdelerinden ışık yayma özelliğine de sahip olan denizanaları özellikle lamba tasarımlarına ilham oluyor.
Denizanalarını kaplumbağalar hatta insanlar bile yiyor
Vücudunun %95’i su, %4’ü tuz ve %1’i proteinden oluşan denizanalarını su kaplumbağaları, deniz salyangozları, su kuşları, balinalar ve en son olarak bazı Uzakdoğu ülkelerinde insanlar yiyor.
Denizlerde aşırı balık tutulması, denizanası sayısında patlamaya neden oluyor. Yoğun balıkçılık sonucunda bazı alanlardaki balık popülasyonlarının önemli ölçüde azaldığı ve denizanalarının baskın tür haline geldiği gözlemlenebiliyor.
İçerisinde 15 binden fazla deniz canlısı bulunan SEA Life Akvaryum’daki denizanalarına özel su tankında 100’den fazla denizanası bulunuyor. Çocukların büyük ilgisini çeken denizanalarının bulunduğu su tankı özel renkli ışıklandırmalarla denizanalarının okyanusta yaydığı ışıkların güzelliğini gözler önüne seriyor.
SEA Life Akvaryum’da Avrupa’nın ilk ve tek dijital akvaryumu ‘Resim Akvaryum’ bulunuyor. Akvaryum’a gelen çocuklar boyadıkları balık resimlerini ‘Resim Akvaryum’da canlanıp yüzerken izleyebiliyor.