Güncelleme Tarihi:
Bu yıl pek çok çocuk okul ziliyle ilk kez tanışacak. Uzun yıllar boyunca devam edecek eğitim hayatının bu ilk adımı hem çocuk hem aile hem de okuldaki öğretmenler için sanıldığı kadar kolay bir süreç değil. Peki, bu süreçte çocuklara nasıl yardımcı olmalıyız? Psikolog Nilüfer Şişman, çocuğun okula uyumunu kolaylaştıracak önemli bilgileri bizlerle paylaştı.
Öğrenci-veli ilişkisi
Normal bir gün gibi davranın: Çocukları bu ilk güne hazırlarken, anne ve babalar çocuklardan daha telaşlı olabiliyorlar. Anne babanın bu durumu çocuğu da oldukça etkileyebilir. Dolayısıyla normal bir günmüş gibi davranmak çocuk için de oldukça önemlidir. İlk günde her çocukta kaygı görülebilir ancak endişe etmeyin. Her çocuk, hem ebeveynlerinin hem de öğretmenlerinin yardımı ile kısa sürede okula adapte olacaktır.
Yanında olun: Çocuğunuzun ilk gününde onun yanında olmalısınız. Çocuğun ilk gün yaşadığı en önemli kaygısı, sürekli okulda kalacağı ve eve dönmeyeceği ile ilgilidir. Bu tip kaygıların giderilebilmesi için çocuğa net bilgiler verilmeli ve onu rahatlatmalısınız.
Çocuğunuzu övgü ve pekiştirmelerle destekleyin: İlköğretime yeni başlayacak olan çocuklara anne babaların yaklaşımı çok önemli bir yer teşkil eder. Çocuğu korkutacak davranış ve söylemlerden kaçınmalı, övgü ve pekiştirmelerle çocuğunuzu desteklemelisiniz. İlköğretim düzeyinde öğrenim gören çocuklar üzerinde yapılan araştırmalara baktığımızda okul öncesi dönemde çocuğuna koşulsuz sevgi veren ve onu destekleyen ailelerin çocuklarının, yaşamlarının ileriki dönemlerinde daha başarılı oldukları tespit edilmiştir.
Okula alışmakta zorluk çeken bir çocuğunuz varsa: Okulun ilk günlerinde ve takip eden günlerde, anne-babaların sınıfta veya salonda bulunması, çocuğun okula alışmasını güçleştiren bir faktördür. Anne-baba, çocuğu öğretmenine teslim ettikten sonra okuldan ayrılabilirler. Çocuğunuz okula uyum sürecinde sorun yaşıyorsa, okulun rehberlik servisi ile görüşüp uygun davranış modelini belirlemelisiniz.
Çocuğunuz sabah okula gelmeniz konusunda ısrar ediyorsa: Ona, herkesin bir görevi olduğunu, onun görevinin ise okula gitmek olduğunu belirtebilirsiniz. Kullanacağınız ifadelerin kısa, net ve kesin olması önem taşır. Ayrıca söz ve davranışlarınızın tutarlı, kararlı olması da o denli önemlidir.
Çalışan ebeveyn-öğrenci ilişkisi
Günümüzde çalışan ebeveynler nedeniyle birçok çocuk 1 yaş itibari ile yuvalara verilmektedir. Burada en önemli noktalardan birisi, eğer anne için uygunsa en az 3 yaşına kadar çocuğa annenin bakması ya da anneye en yakın kişinin çocuğa bakım vermesidir. Çocuk 3 yaşına kadarki döneme dek yoğun ilgi ve sevgi bekler. Çocuğa ebeveynlerin göstermiş olduğu ilgiyi ve sevgiyi herhangi bir yuvadan beklemek çok da doğru bir davranış değildir; çünkü yuvalar küçük yaştaki çocuklara sadece bakım verirler. Eğer çocuk için yuvadan başka bir seçenek yoksa ebeveynlerin çocukla geçirecekleri zaman nitelik açısından çok verimli olmalıdır.
Öğretmen-veli ilişkisi
Öğretmenlere de çok büyük sorumluluk düşüyor. Eskiden uygulanan disiplin yöntemleri çocuklar için caydırıcı nitelikte değil. Çocuklar artık anlaşılmak istiyorlar. Öğretmenler, öğrencilerin duygu ve düşüncelerini önemsemeli ve ona göre davranmalıdırlar. Bu bağlamda her çocuğun her durum karşısında aynı tepkiyi vermeyeceğini unutmamak gerekir. Eğitimcilerin öğrencinin karşısında değil, yanında yer aldığını göstermek onların güvende olmalarını sağlayacaktır.
Uyum problemi yaşayan öğrencilerin tavırları
Uyum problemi yaşayan öğrencilerde aşağıdaki durumlar söz konusudur:
* Ağlayarak ya da sözel olarak ayrılığı protesto etmek,
* Anne ve babasının kucağından inmek istememek,
* Okuldan gitmelerine sarılarak izin vermemek,
* Arkalarından ağlamak,
* Okulda sessizce, gruba katılmadan bir köşede oturmak,
* Sürekli olarak anne-babasının ne zaman geleceğini sormak ve kapıdan ayrılmak istememek.
Çocuğunuz okul kaygısı nedeniyle psikolojik sorunlar yaşayabilir
Çocuğunuzda bazı psikosomatik belirtiler de kaygı düzeyine bağlı olarak görülür. Örneğin; baş ağrısı, mide bulantısı, kusma, yüksek ateş vb.
Yetişkinlerin de bir olaya üzüldüklerinde veya kaygı duyduklarında bu tarz psikosomatik rahatsızlıklar yaşadıkları bilimsel bir gerçektir. Normal bir uyum sürecinde de yukarıdaki belirtiler gözlemlenebilir. Anne ve babanın, böyle bir durumla karşılaştıklarında telaşa kapılmamaları, okulla birlikte hareket ederek, tutarlı bir şekilde sorunu çözümlemeye çalışmaları uygun bir yaklaşım olur.