Güncelleme Tarihi:
Okul öncesi çağdaki çok küçük çocuklar aslında yaşları ya da cinsiyetleri ne olursa olsun herkesle oynamaktan keyif alırlar. Biraz yaşları ilerlediğinde okula başlamadan hemen önce, çocuklar gittikçe artan bir oranda aynı cinsiyetten biriyle oynamayı tercih ederler. Örneğin, bir kızın doğum günü partisinde, ebeveynler bir erkek çocuğunun oldukça garip duygular içinde tek başına oturduğunu fark edeceklerdir.
İlkokulda, çocuklar güçlü bir şekilde cinsiyete göre ayrılırlar. Ayrıca, karşı cins genellikle çok olumsuz algılanmaktadır: Kızlar erkekleri saçma ve erkekler kızları değersiz bulurlar. Bu sözde cinsiyet ayrımı cinsel kimliklerin geliştirilmesi ve pekiştirilmesi için son derece önemlidir. Çok küçük yaşta çocuklar zaten bir erkek mi ya da kız mı olduklarını biliyorlar. Ancak cinsiyet bilinci bunu bilmekten çok daha fazlasını içerir; doğru davranış, görünüm, yürüme, oyun gibi. O yaşlarda aynı cinsiyetle kurulan arkadaşlıklar bu nedenle son derece önemlidir.
Ortaokula geçildiğinde ve ergenlik çağının başlarında yani 11 ve 13 yaşları arasında sosyal etkileşim değişmeye başlar. Uzun zamandır birinin diğerinden ayrı olduğu sonra sonra karşı cinse dikkat etmeye başlayan ve birbirleriyle geçinmek için daha fazla çaba harcayan bu gençlerde bu durum fark edilebilir seviyede değişir. Erkekler ve kızların halka açık alanlarda bir araya geldikleri de görülebilir. Örneğin alışveriş merkezleri, parklar gibi halka açık yerlerde toplanabilirler. Ancak bu toplantılar her zaman büyük grup toplantıları şeklinde olur.
10-13 yaş aralığındaki ergenler romantik gelişiminin ilk aşamasında bulunurlar. İlişkiler özellikle fanteziler şeklinde gerçekleşecek olsa da kara sevdaya tutulma duyguları, zaten mevcuttur. Âşık olan erkek ya da kız çoğunlukla aşk hakkında hiçbir şey bilmez.
Bazen notlar, mesajlar ve e-postalar yazılır ki bu çok heyecan vericidir. Bu hayranlık hali hala çok gerçekçi değildir ve gerçekten temas kurmaya yönelik değildir. Bu bir deneme süresi, bir provadır. Çoğu kız ve erkek sık sık bağırıp yaygara kopardıkları ayrılıkları olsa da ilk andan beri aşıktırlar. Ama aşık olunan kişi çok çabuk değiştirilebilir.
İlişkiler çok erken yaşlarda ortaya çıksalar bile aslında gerçek bir derinlikleri yoktur. İki gün veya iki hafta hatta bir saat ya da sadece bir hayal ürünü olarak bile ortaya çıkabilirler.
Bir süre sonra, bu çok çeşitli ayrılıklar veya hayranlık duygusunun yönlendirmesiyle, daha uzun vadeli bir ilişki gelişir. Daha sonra gençler küçük gruplar halinde beraber dışarı çıkmaya başlarlar ve bu ilişkilerin gelişmesini sağlar. Ayrıca, bu çiftler yalnız olarak dışarı çıkmaya başladıkları bu aşamada ilişkinin kalitesi fark edilir derecede gelişir. Kızlar ve erkelerin hissettikleri o anda gerçek ve saftır. Kişisel olarak gencin nasıl göründüğü veya en iyi arkadaşının sevdiği kişi hakkında ne düşündüğünden ziyade; sevdiği kişinin kişiliği daha fazla önemlidir.
Araştırmamıza göre bu durum 16 ile 18 yaş arası başka bir deyişle ortaokul ve ya lisede okuyan gençler için geçerlidir. Gerçek bir ilişkiye kadar yüzeysel ilişkilerin yaşandığı kafa karıştırıcı bu dönem boyunca en iyi arkadaş tarafından korunma, desteklenme ihtiyacı uzun bir zaman boyunca gereklidir.
Bu ilişkiler, ancak hala yeterince olgun değildir. Üçüncü aşamada diğer bir deyişle "duygusal yakınlık" ve bu nedenle oluşan bağlanma aşamasında, ilişkiler son derece idealisttir. Gencin sahip olduğu erkek arkadaşı ya da kız arkadaşı sahip olunabilecek en iyi sevgilidir. Dışarıdan bakan genç sık sık "Ay inanmıyorum ya; bu çocuk bu kızda ne buluyor”, ya da tam tersi “onlar çok samimiler, çok romantik bir ilişkileri var” şeklinde düşünür.
"Duygusal yakınlık" aşaması ile karşılaştırıldığında olgun bir ilişkinin karakteristik özelliği çiftlerin birbirini gerçekçi bir şekilde algılıyor olmalarıdır. Yetişkin çiftler ilişkinin artılarını ve eksilerini tartma ve ilişkinin olumlu yönlerine hakim olarak bu eksi ve artılara değer olup olmadığına karar verebilme eğilimindedirler. Aynı zamanda, yetişkinler olumsuz yönlerin de farkındadırlar ve gerektiğinde olumsuz yönlerin eleştirilebildiğini de bilirler. Ayrıca, anlamlı tartışmalar yer almaktadır. Birçok yaşlı çift, kedi köpek gibi kavga edip korkunç anlaşmazlıklar yaşadıktan sonra uzlaşmaya vararak ilişkilerini daha fazla geliştirirler. Ancak, yine de genelleme yapılamaz. Bizim bakış açımızdan oldukça çalkantılı görünse de; birbirlerini memnun ettikleri sürece gençlerin bu ilişkileri uzun süre devam edebilir. İlişkide doğru ya da yanlış diye bir şey yok. Bir yetişkin ilişkisinin hangi yaşta sağlam bir ilişkiye erişeceğini genellemek mümkün değildir. Bazı çiftler bu sona okul yıllarının sonunda ulaşır. Ancak çoğunlukla birçok insan için bu durum; otuzlu yaşlara kadar devam eden ve uzun yıllar süren bir öğrenme süreci içinde gerçekleşir.