Güncelleme Tarihi:
Zorlu bir eğitim dönemi sonunda alınan karneler ve belki anne baba için hayal kırıklığı... Çocuğu suçlamalar, ''çalışmadı, dersin başına oturmadı, sınavda karıştırdı, unutkan ya da öğretmeni bizim çocuğa taktı (!)''
Okul başarısızlığında suçlu aramak yerine sorunu tespit edip çözüme yönelmek gerekir. Dikkat eksikliği ve hiperaktivite değişik kaynaklara göre %1-20 arasında değişir. Özellikle erkek çocuklarda kızlara göre 2-4 kat daha sık olarak görülür. Dikkat eksikliği ve hiperaktivite %75-80 oranında genetik zeminde gelişir.
Annenin gebelikte alkol, sigara ya da madde kullanımı, daha sonraki dönemde zor doğum ya da erken doğum, geçirilmiş santral sinir sistemi enfeksiyonları, tiroid bozuklukları, demir eksikliği ve epilepsi dikkat eksikliği ve hiperaktiviteye sebep olabilir.
Aşırı hareketlilik, yerinde oturamama, çok konuşma, dikkatini sürdürmede güçlük, dikkatin kolay dağılması, sıklıkla bir şeyler kaybetme, yönergeleri takip etmede güçlük, oyunlarda sıra beklememe, söz kesme, söyleneni dinlememe gibi belirtiler olabilir. Okul çağına gelindiğinde bu belirtiler daha da belirgin hale gelir.
Bu çocuklarda %20-30 oranında epilepsi, %25 depresyon ve kaygı, %30 öğrenme güçlüğü, %35-65 karşı gelme bozukluğu, %20 Tourette sendromu eşlik edebilir.
Bu çocuklarda tedavide psikoterapi, eğitsel tedavi, bilişsel tedavi ve çeşitli ilaç tedavileri kullanılmaktadır. Bu sayede hastalığa bağlı semptomlar azaldığı için çevreyle uyumu ve okul başarısı da doğrudan değişir. Hastaların bir bölümünde semptomlar yaşla birlikte azalırken, hiperaktivitenin kaybolmasına karşılık dikkat eksikliği devam edebilir. Erişkinlik döneminde madde bağımlılığına yatkınlık bu hastalarda daha fazladır.
Bu nedenle çocuklarımızın karnelerini değerlendirirken sadece notlara değil bütüne bakmakta, gerekli durumlarda tıbbi yardım almakta fayda vardır.
Doç. Dr. Ebru Kolsal
Çocuk Nörolojisi Uzmanı