Oluşturulma Tarihi: Ocak 01, 2012 00:00
Vuran, ısıran çocuklara nasıl davranılmalı?
Anne-baba ve eğitimciler genellikle 1-4 yaş grubundaki çocukların öfke nöbetleri sergilediklerini gözlemlerler. Erkek ve kızlarda aynı oranda görülen bu tür davranışlar söz konusu dönemdeki çocukların yarısında en az haftada bir kez görülebilir. Pedagog Dr. Melda Alantar öfkeli çocukları anlatıyor...
Öfke nöbeti geçirmek olağan olmasına karşın, veli ve öğretmen için üzücü olabilir çünkü başa çıkılması zor bir durumdur. Çocuklar karşı koyarak, itiraz ederek, ağlayıp, vurup ısırarak tepkilerini ortaya koyabilirler. Öfke patlamalarının sıklıkla görüldüğü bu dönemi bazı uzmanlar "korkunç ikili yaşlar", diğerleri ergenlikte görülen bağımsızlık mücadelesine benzeterek "ilk ergenlik" olarak tanımlarlar.
- Bir buçuk iki yaş civarında çocuklar sınırları zorlarlar. Yetişkinler davranışlarını engellemeden ne kadar ileriye gidebileceklerini görmek isterler. İki yaş çocuğu benmerkezcidir, olayları diğer kişilerin bakış açılarından göremez. Çevreyi araştırmak için bağımsızlık ister. Amacına ulaşamadığı zaman öfkesini ağlayarak, bağırıp ısırarak ifade eder.
- Çocuğun bağımsızlık ihtiyacı, yetişkinin güvenliği sağlama eğilimiyle çakışınca güç savaşı ortaya çıkar. Çoğu kez çocuklar istediklerini elde ettiklerinde öfke nöbetlerini durdururlar. Yetişkinler için en güç yan nöbet sergileyen çocuklarla anlaşmanın mümkün olmaması, tartışmanın sorunu büyütmesidir.
- Üç yaşına doğru çocuklarda dürtüsel davranışlar azalmaya başlar. Gereksinimlerini konuşarak ifade ederler. Bu dönemde öfke nöbetleri azalır. Ancak bazı çocuklar öfkeleriyle yetişkinleri dize getirmeyi öğrendikleri için, istediklerini elde etmek için benzer davranışları sergilemeye devam ederler
- Dört yaş civarında pek çok çocuğun motor ve fiziksel becerileri yetişkinlere bağlı kalmadan ihtiyaçlarını giderecek şekilde gelişir. Bu dönemde çocuğun dil gelişimi öfkesini ifade edecek ve sorun çözme tekniklerini kullanabilecek şekilde gelişmiştir.
- Kültürümüzde bazı aileler bebeklerini ısırarak severler. Bu durumda çocuklar ısırmayı sevgiyi ifade etme yolu olarak algılarlar. Aile üyelerini, yakın çevrelerindeki kişileri ve arkadaşlarını ısırarak duygularını belirtirler. Bazen anne-babalar ısıran, etrafındaki kişilere vuran çocukların bu davranışlarına gülerek tepki verirler. Çocuk sergilediği tavırların yetişkinler tarafından onaylandığını, kabul edildiğini düşünür.
- 1-4 yaş grubundaki çocuk zihinsel gelişimi doğrultusunda ısırarak etrafındaki kişilerin canını yakacağına ilişkin algılamaya sahip değildir. Kendisine ve çevresindeki insanlara zarar vermemeyi öğrenebilmesi için yetişkinlerin doğru yönlendirmelerine gereksinim duyar.
Vurarak, ısırarak çevresindekilere zarar veren çocuklara nasıl davranılmalıdır?
- Öncelikle yetişkin sakin davranmalı ve çocukla tartışmaya girmemelidir. Anne-baba olaylar kontrolden çıkmadan duruma müdahale etmelidirler. Çocukla göz teması kurulmalı ve uyarılmalıdır.
- Bebeklik döneminde olumsuz davranış sergileyen çocuğu "Hayır! "diyerek uyarmak gerekir. Okul öncesi dönem çocuğuna ise "Isırdığın zaman canım acıyor" diyerek açıklama yapmak ve davranışa engel olmak doğru bir yaklaşımdır.
- Çocuğun yetiştirilme sürecinde yer alan kişilerin; anne-baba, bakıcı konumundaki diğer insanlar örneğin büyükanne, kardeşler v.b. olumsuz davranışlara aynı tepkiyi vermelidirler. Annenin "Hayır !" diyerek kınadığı bir davranışa babanın onay göstermesi çocuğu şaşırtır. Doğru davranışı öğrenmesine engel olur.
- Çocuğun olumsuz davranış sergilemesini engellemenin bir diğer yolu onunla anlaşma yapmaktır, örneğin "Arkadaşlarını ısırmazsan seni oyun parkına götüreceğim. Ama onları ısırırsan eve döneceğiz". Anlaşma tekniğinin başarıya ulaşması için çocuk ve yetişkinin anlaşma şartlarına uymaları önemlidir. Anlaşma koşullarını yerine getirmeyen çocuğu sürekli uyararak, parkta oynamaya devam etmesine göz yummak doğru tutum değildir. Bu durumda en eğitici yaklaşım "Sözünü tutmadın, arkadaşlarına zarar verdiğin için eve dönüyoruz" diyerek kararlı davranmaktır.
- Anne-babanın öfke patlamaları karşısında geri adım atarak çocuğun isteklerine boyun eğmesi olumsuz davranışların görülme sıklığını ve süresini arttırır.
- Çocuklar öfkelerin ısırarak, vurarak ifade etmeye çalışabilirler. Yetişkinlerin "Bana ısıramazsın ama oyuncağını ya da elmayı ısırabilirsin" diyerek seçenek sunmaları uygundur. Böylelikle çocuk öfkeyi kabul görecek şekilde ifade etmeyi öğrenir.
- Yetişkinler etrafına zarar veren çocuğu tutmalı, sakinleştiği zaman kendisini bırakacaklarını söylemelidirler. Ana-baba ağlayan çocuğu kucaklayarak onu sevdiklerini ancak davranışını değiştirmesi gerektiğini belirtmelidir.
- Sakinleştikten sonra çocukla konuşulmalı, sorunu çözebilmesi için yardım edilmelidir. Gelecekte öfke patlamaları yaşamaması için yeni beceriler öğretilmelidir örneğin yardım istemek, düşünmek, planlamak gibi. Çocuğa yaşıtları ya da kardeşleriyle olumlu iletişim kurma yolları, duygularını sözcüklerle ifade etme ve vurup bağırmadan diğerlerinin duygularını fark etme becerileri kazandırılmalıdır.
- Anne-baba sosyal ilişkilerinde fiziksel ve sözel şiddet kullanmaktan kaçınarak sağlıklı iletişim becerileri konusunda çocuğa örnek olacak davranışlar sergilemelidir.
- Anne-babalar kendine ve çevresindeki kişilere ısırarak, vurarak zarar veren çocukları karşısında çaresizlik ve umutsuzluğa kapılmaktan kaçınmalıdırlar. Gerekli durumlarda uzman desteği almak tüm aileyi rahatlatabilir.