Güncelleme Tarihi:
Obsesyonların istem dışı olarak tekrarlayıcı ve süreğen bir şekilde zihnimize gelen düşünce, dürtü veya görüntülerden oluştuğunu söyleyen Başak Ayık, “Önemli ölçüde kaygı meydana getirirler. Gerçek yaşam problemleri ile ilgili basit kaygılardan daha fazla rahatsızlık uyandırırlar. Kompulsiyonlar ise obsesyonlara tepki ve obsesyondan doğan kaygıyı azaltmak için ortaya çıkan ya da katı kurallara göre uygulanmak zorunda hissedilen tekrarlayıcı davranışlar ya da zihinsel eylemlerden oluşurlar. Dünya Sağlık Örgütünün verilerine göre yaşam kalitesini düşüren ve kısıtlayan hastalıklar içinde ilk 10’da yer almaktadır.” dedi.
Pandemi kaygıyı arttırdı
Dr. Öğr. Üyesi Ali Dayi, COVID-19'un halen kesinleşmiş bir tedavisinin olmaması ve süreçle ilgili belirsizliklerin devam etmesinin insanlarda korku, kaygı, mutsuzluk, öfke gibi duyguların oluşmasına neden olduğunu belirterek, salgın sürecinde depresyon, kaygı bozuklukları ve travma sonrası stres bozukluğu görülebileceğini söyledi. Dr. Dayi, bu durumun ayrıca obsesif kompulsif bozuklukta (OKB) olduğu gibi, kişinin sosyal ve mesleki işlevselliğini önemli ölçüde engelleyebildiğini ifade etti.
Genellikle 7 ila 12 yaşlarında başlangıç gösteriyor
OKB’nin çocukluk çağındaki başlangıç yaşının genellikle 7,5 – 12,5 yaşları arasında olduğunu söyleyen Ayık, “Maalesef çocuklarda hastalık başladıktan ortalama 2,5 yıl sonra gibi geç bir zamanda tanı konur. Bunun sebebi çocukların kendilerini bir erişkin gibi iyi ifade edememesi olabilir. Bu nedenle aileler çocuklarını iyi gözlemlemelidir.” açıklamalarında bulundu.
Fiziksel mesafeler iletişime engel değil
Uzman Psikiyatrist Dr. Ali Dayi, obsesif kompulsif bozukluğu olan kişiler için birtakım öneriler sundu:
Mutlaka profesyonel destek alınmalı
Çocuklarda görülen OKB’nin en önemli özelliklerinden biri çocukların hastalıkla ilgili davranışlara ailelerini de dâhil etmesi durumu olduğunu açıklayan Ayık, “Aileler ise bu durumda bazen çocuğu rahatlatmak için tüm istenen davranışları yerine getirir. Ancak bu durum çocuğun hastalığını azaltmak yerine artırmaktadır. Bazı ailelerde ise çocuğun bu davranışları bilerek ve isteyerek yaptığı düşünülerek çocuk cezalandırılmakta ve sürekli uyarılmaktadır. Her iki durumda da çocuğun hem ruhsal durumu hem de hastalığı olumsuz yönde etkilenir. Ailelerin OKB olduğunu düşündükleri çocukları için mutlaka profesyonel destek almaları gerekmektedir. Bir çocuk ve ergen psikiyatri uzmanından değerlendirildikten sonra, çocuk psikoloğu ile terapi çalışmaları yapılması hastalığın belirtileri ve yarattığı sıkıntıları giderme konusunda oldukça yardımcı olacaktır.” dedi.