Güncelleme Tarihi:
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından “sağlığı bozacak ölçüde vücutta anormal veya aşırı yağ birikmesi” olarak tanımlanan obezite ile ilgili çalışmalar tehlikenin boyutlarını gözler önüne seriyor. Zira, Türkiye Beslenme ve Sağlık Araştırması-2010 ön çalışma raporuna göre ülkemizde obezite erkeklerde yüzde 20,5, kadınlarda yüzde 41, toplamda ise yüzde 30,3’e ulaştı. Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Bilgi Baca “DSÖ verilerine göre fazla kiloluluk ve obezite Avrupa’daki yetişkinlerde Tip 2 diyabetin yüzde 80’inden, iskemik kalp hastalıklarının yüzde 35’inden ve hipertansiyonunun yüzde 55’inden sorumludur. Ayrıca her yıl 1 milyondan fazla ölüme neden olmaktadır. Sadece kozmetik sorun olmakla kalmayıp tek başına kronik bir hastalık olan obezite bir çok hastalığa neden olabilmektedir.” diyor.
Prof. Dr. Bilgi Baca pandemide tehlikenin daha da arttığı obezitenin yol açtığı 10 ciddi sorunu anlattı, önemli uyarılar ve önerilerde bulundu.
- Diyabet: Tip 2 diyabeti olan çoğu insan aşırı kilolu veya obezdir. Kilo vererek, dengeli beslenerek, yeterli uyku alarak ve daha fazla egzersiz yaparak tip 2 diyabet geliştirme riski azaltılabilir. Kilo vermek ve fiziksel olarak daha aktif olmak kan şekeri seviyesini kontrol etmeye yardımcı olabilir. Daha aktif olmak ve kilo vermek diyabet ilacı ihtiyacını da azaltabilir.
- Hipertansiyon: Yüksek tansiyon, aşırı kilo ve obezite ile çeşitli şekillerde bağlantılıdır. Aşırı kilolu olmak kan basıncını artırabilir çünkü kalbin tüm vücut hücrelerine kan sağlamak için daha fazla pompalaması gerekir. Fazla yağ, böbreklere de zarar vererek yüksek tansiyona neden olur.
- Kalp hastalığı: Fazla kilo; yüksek tansiyon ve yüksek kolesterole sahip olma olasılığını artırır. Bu koşulların her ikisi de kalp hastalığı veya felç olasılığını artırır. Kilo vermenin kalp hastalığı ve felç geçirme oranını düşürdüğü görülmüştür.
- Kanser: Kolon, meme (menopoz sonrası), endometrium (rahim duvarı), böbrek ve yemek borusu kanserleri obezite ile bağlantılıdır. Bazı çalışmalar ayrıca obezite ile safra kesesi, yumurtalıklar ve pankreas kanserleri arasında bağlantılar olduğunu bildirmiştir.
- Safra kesesi hastalıkları: Aşırı kilolu olmak safra taşı geliştirme olasılığını artırdığından, safra kesesi hastalığı ve safra kesesi taşları fazla kilolu insanlarda daha yaygın olarak karşımıza çıkıyor. Bu nedenle ideal kiloyu korumak büyük önem taşıyor.
- Kemik ve eklem hastalıkları: Osteoartrit, sıklıkla diz, kalça veya sırtı etkileyen yaygın bir eklem rahatsızlığıdır. Fazla kilo taşımak, bu eklemlere ekstra baskı uygular ve normalde onları koruyan kıkırdağı yıpratır. Kilo kaybı dizler, kalçalar ve beldeki stresi azaltabilir ve osteoartrit belirtilerini iyileştirebilir.
Ayrıca eklemleri etkileyen bir diğer hastalık gut hastalığıdır. Kandaki ürik asitin artmasıyla ortaya çıkan bir hastalıktır. Aşırı kilolu kişilerde gut daha yaygındır.
- Uyku apnesi: Uyku apnesi, aşırı kilolu olmakla bağlantılı bir nefes alma problemidir. Kişinin ağır bir şekilde horlamasına ve uyku sırasında kısa süreliğine nefes almayı durdurmasına neden olabilen uyku apnesi aynı zamanda kalp hastalığı ve felç olasılığını artırabilir. Kilo kaybı genellikle uyku apnesini iyileştirir.
- Karaciğer yağlanması: Karaciğer yağlanmasının nedeni hala bilinmemektedir. Hastalık çoğunlukla orta yaşlı, fazla kilolu, obez ve diyabet hastası olan kişileri etkiler.
- Gebelik diyabeti ve yüksek tansiyon: Fazla kilo ve obezite hem anne hem de bebek için hamilelik sırasında oluşabilecek sağlık sorunları riskini artırır. Fazla kilolu veya obez olan hamile kadınlarda gebelik diyabeti (hamilelik sırasında yüksek kan şekeri) ve preeklampsi (hamilelik sırasında yüksek tansiyon) görülme olasılığı daha yüksektir ve bu iki hastalık hem anne hem de bebek için ciddi sorunlara neden olabilir. Fazla kilolu veya obez annelerin bebekleri, çok erken doğma, ölü doğma (20 haftalık hamilelikten sonra rahimde ölme) ve nöral tüp kusurları (beyin ve omurilik kusurları) açısından yüksek risk altındadır.
- Depresyon: Obeziteden etkilenen birçok kişi depresyon yaşar. Bazı çalışmalar obezite ile majör depresif bozukluk arasında güçlü bir ilişki bulmuştur. Obeziteden etkilenen kişiler toplumda ayrımcılık ile karşılaşabilir. Zamanla bu, üzüntü duygularına veya özgüven eksikliğine yol açabilir.
Cerrahi tedavide bu öneriye dikkat!
Prof. Dr. Bilgi Baca “Diyet ve egzersizle kilo veremeyen obez hastalarda yaşam tarzını değiştirmek ve daha kolay kilo vermelerini sağlamak için cerrahi tedavi öneriyoruz. Artık günümüzde obezite cerrahisi güvenli bir şekilde daha az komplikasyonla yapılabilmektedir. Dünyada ve ülkemizde en çok uygulanan ameliyat şekli de sleeve gastrektomi yani tüp mide ameliyatıdır. Hastalarımıza minimal invaziv yöntemlerle (laparoskopik veya robotik) bu ameliyat güvenli şekilde önerilmektedir. Ancak obezite cerrahisinin bu konuda tecrübeli merkezlerde yapılması büyük önem taşımaktadır.” diyor.