Güncelleme Tarihi:
Gebeliğin ilk 20 haftasında spontane bir şekilde gebelik kayıpları yaşanabilir. Düşük, tüm gebeliklerin yaklaşık olarak %15’inde görülür. Diğer taraftan ilk üç aylık dönemde sürekli olarak düşük meydana gelmesi herhangi bir rahatsızlıktan kaynaklanabilir. Sürekli olarak başarısızlık görülen durumlarda lenfosit aşısı annelerin doğum şansını önemli ölçüde arttırır. Düşük gerçekleşen dönem de altında yatan nedene dair önemli bilgiler verir. Henüz ultrason görüntüsü ile görüntülenemeyen ve kan testiyle belirlenebilen dönemlere ‘kimyasal aşama’ adı verilir. Bebeğin ultrason ile görüntülenmeye başlandığı döneme ise ‘klinik aşama’ denir. Kimyasal aşamanın aşıldığı ve klinik aşamaya geçildiği dönemlerde yaşanan gebelik kayıpları ‘düşük’ olarak adlandırılır.
1970’li yıllarda keşfedilen yöntem neredeyse 40 senedir kullanılır. Özellikle nedeni bilinemeyen kısırlıklarda yardımcı üreme yöntemleri ile elde edilen gebeliklerde yaşanan düşüklerde kullanılmakta olan aşı, erkek eşten alınan kan örneği ile hazırlanır. Kan örneğinde lenfositler ayrıştırılarak anne adaylarının ön kol bölgesinde dört ayrı noktaya enjekte edilir. Anne ve baba adayı arasında Rh uyuşmazlığı bulunduğu durumlarda ise bu duruma bağlı olarak ortaya çıkacak olan problemlerin önüne geçilmesi için aşı ile beraber Rhogam da yapılır. Lenfosit aşısı tüp bebek tedavisinden veya gebelikten önce üç kez uygulanır. Hepatit ya da HIV taşıyan erkeklerden alınan kan örnekleri ise lenfosit aşısının hazırlanmasında kullanılamamaktadır.
Tekrarlayan düşükler ancak immünoloji alanında yaşanan gelişmeler ile açıklanabilir. Bağışık sistemi vücuda giren proteinleri tanıdık ve yabancı olmak üzere ikiye ayırır. Vücut yabancı proteinlere karşı antikorlar üretir ve bu antikorlar proteinlere karşı savaş açar. Bazı durumlarda anne adayının vücudu, baba adayının sperm hücrelerini vücut için bir tehlike olarak algılar ve bu hücrelere karşı savaş açar. Bu savaş sonucunda ise düşük gerçekleşebilir. Lenfosit aşısında ise babadan alınan kan örneğinde yer alan lenfositler annenin vücuduna enjekte edilerek babadan gelen hücreleri tanıması ve duyarsızlaşması hedeflenir. Aşı sonucunda baba adayından gelen proteinleri tanıyan ve duyarsızlaşan anne adayının vücudu, babanın sperm hücresine saldırmaz ve bu şekilde düşük problemi de ortadan kaldırılmış olur.