Güncelleme Tarihi:
Çocuklar bebekliklerinden itibaren anne-babalarından aldıkları tepkiler doğrultusunda doğruyu ve yanlışı öğrenirler. Böylece bebekler erken dönemden itibaren yapmaları ve yapmamaları gereken şeyleri öğrenmeye başlarlar. Bu sebeple anne-babanın tepkileri çok önemlidir.
Bebekler başlangıçta davranışlarının değerlendirmesini anne-babalarının tepkileri aracılığıyla yaparlar. Anne-babanın eğitim anlayışına ve nasıl bir çocuk yetiştirmek istediklerine bağlı olarak pekiştirdikleri ya da engelleyip cezalandırdıkları tutum ve davranışlar da farklı olmaktadır.
Elbette her anne-baba çocuğunun gelişimini destekleyecek ve onun zihinsel, psikolojik ve fiziksel gelişimi için gerekli olduğunu düşündüğü tüm önlemleri alır; çocuğunun yaşama dair tüm bilgileri doğru öğrenmesi, kendisini geliştirmesi konusunda destekleyici olur. Ama bazen anne-babalar çocuklarının başlangıçtan itibaren her şeyi “mükemmel” yapmaları konusunda ısrarcı olabilirler. Bu anne-babalar genellikle kendilerinde de hataya izin vermeyen kişilerdir. Onlara göre her şey zamanında, yerli yerinde, yeterli derecede ve hatasız yapılmalıdır. Bunun için gerekli tüm kaynaklar sonuna kadar kullanılmalıdır.
Eğer bir hata yapılmışsa burada mutlaka bir sorun var demektir; yeterince dikkat edilmemiştir, yeterince önem verilmemiştir, yeterli çaba harcanmamıştır. Yani ortada bir hata vardır ve bu hata affedilebilir değildir.
Mükemmeliyetçilik, kişinin hayatını zorlaştıran, hırsı ve “doğru” yapmayı yaşamın ilk hedefi olarak gören bir yaklaşımdır. Oysa her zaman her şeyin doğrusunu yapmak mümkün olamayacağı gibi bir çok konuda “tek bir doğru” da yoktur. Yani bir şeyi başarmanın birçok değişik yolu olabilir ve bu yol kişiye göre değişebilir.
Mükemmeliyetçi ailelerde çocukların belli bir doğruya ulaşmaları için genellikle tek bir yol önerilir. Bu yol en doğru ve en mükemmel yoldur. Çocuk kendi doğrusunu bulmak için anne-babanın belirlediği bu yoldan geçmek durumundadır. Aksi halde davranışı onaylanmaz ve eleştirilir.
Bu durum genellikle çocuklar üzerinde şöyle bir baskı yaratır: anne-baba çocukluğunda çok zorluk çekmiştir. Çocuklarına sağladıkları olanakların hiçbirine sahip olmamışlardır. Oluşturulan koşullara sahip olan bir çocuğun da mutlaka başarılı olması beklenmektedir. Aksi bir durum düşünülemez. Bu durumda çocuk hata yapmaktan ve başarısız olmaktan daha fazla korkmaktadır.
Mükemmeliyetçi Yaklaşımdan Çocuklar Nasıl Etkilenirler?
Anne-babaların hataya izin vermeyen, hep mükemmeli bekleyen tutumları çocuklar üzerinde ciddi bir kaygı yaratmaktadır. Çocuklar yanlış yapma kaygısıyla bir çok şeyi denemekten çekinmekte bu da uyum sorunlarına neden olabilmektedir. Ayrıca benlik algısının gelişiminde de anne babadan alınan geri-bildirimlerin önemi büyüktür. Mükemmeliyetçi tavır sanıldığının aksine çocuğu her zaman başarıya götürmemekte hatta “başarısızım”, “yeterince iyi değilim” algısının gelişmesine neden olabilmektedir. Çocuğun kendini yeterli ve başarılı hissetmesinin ön koşulu, yapabildiklerinin, iyi olduğu yanlarının, çabasının vurgulanması ve desteklenmesidir.
Anne-Babalara Öneriler
• Çocuklar bebeklik döneminden itibaren becerilerini geliştirmeleri konusunda desteklenmelidirler. Ama unutulmaması gereken becerilerin ancak hata yapılarak ve beceriksizliğin ardından öğrenileceğidir. (Arabanın direksiyonuna ilk oturduğumuzda hiçbirimiz mükemmel araba kullanmadık!) Bu nedenle ilk öğrenme ve öğretme aşamasında bebeğinize deneye-yanıla öğrenme konusunda fırsat verin. Yeterince iyi ve becerikli yapamadıklarında onları engellemeyin, utandırmayın; aksine yeniden denemelerine ve kendi kendilerine bu becerileri geliştirmelerine izin verin. Çocuğunuz bir şeyi kendi yapmak istiyorsa onu yapabilmek için gerekli donanıma sahip olmaya başladı demektir. Bu aşamadaki engellemeler uzun vadeli kaygı ve güvensizlik duygusunun temelini oluşturur.
• Hırslı olmak başarıyı tetikleyebilir. Ancak bu hırsın kaygı yaratacak boyutta olması tam tersi olarak başarıyı engelleyici olabilmektedir. Çocuğunuzu başarılı olmaya yönlendirirken onu başkalarıyla değil kendi içinde yarışmaya teşvik ederseniz, başarma hırsının kaygıya dönüşmesi engellenebilir. Başkalarıyla yarıştırılan ve başarısı başkalarının seviyesiyle karşılaştırılan çocuklar yetersizlik hissini ve performans kaygısını daha yoğun yaşamaktadırlar.
• Çocuğunuzun yapamadıklarından çok yapabildiklerine odaklanın. Başarılı olduğu yanları vurgulanan ve pekiştirilen bir çocuk, yeni şeyler öğrenmeye ve keşfetmeye daha istekli olacaktır. Tam tersi olarak yapamadıkları vurgulanan çocuklar hata yapma ve beğenilmeme korkusuyla öğrenmesi için gerekli hevesi de gösteremeyecektir.
• Hatanın insanı geliştiren ve öğretici bir tarafı olduğu unutulmamalıdır. Çocuk kendi çabasına rağmen hata yapabilir. Bu hatanın sonucunu kendisi yaşar ve bu bir yaşam deneyimidir. Bu deneyime dışarıdan müdahale etmek çocuğu sınırlayıcı olmaktadır. Çocuk kendi davranışlarının sonucunu kendisi yaşamalıdır.
Uzm. Pedagog Belgin Temur