Güncelleme Tarihi:
“Ev kadını olmak zor, elimizin altında teknoloji harikaları olsa bile çoğumuz günlük hayatın koşuşturmasında bitkin düşer gibiyiz” diyen Bukacparaeder.com internet sitesinin kurucusu Muazzez Bodur, Osmanlı döneminde ev kadını olmanın zorluklarını anlattı.
Osmanlı'nın klasik ve otantik dokusu, günümüz dekorasyon ve mutfağına ilham verirken koleksiyonu yapılan objeler açısından da ayrı bir önem arz ediyor. Mutfak, her devirde olduğu gibi o zamanlarda da evin kalbiydi. Osmanlı döneminde kuşluk ve akşam yemeği olmak üzere 2 vakit yemek yenirdi ve bu yemekler tüm ailenin toplandığı bir çeşit seramoni gibiydi. Yemek, ocağın yanında kurulu yer sofrasında yenir, yemek sonrası bulaşıkların yıkanması için tulumbayla su çekilirdi.
Mutfağın yeri genelde evin dışında olmakla beraber, kiler mutfağın en önemli bölümü sayılmaktaydı. İhtiyaca karşılık verecek her türlü yiyecek, kap - kacak, küp, şişe gibi objeler kilerde saklanırdı. Bugün kullandığımız buzdolabı yerine "Tel Dolap" kullanılır, kahvaltılıklar, zeytinyağlı, etli yemekler burada saklanırdı. Zengin ailelerin evinde ise kıyma makinesi mutlaka bulundurulması gereken mutfak gereçlerinden bir tanesiydi. Unlu mamullere olan düşkünlüğümüz o dönemlerde de mevcut olduğundan hamur tahtası, hamur teknesi ve oklava mutfağın gözbebeğiydi. Evde hiçbir şey yoksa hemen hamur tutulur, börek yapılırdı. Hamur teknesinin yemek sofrası olarak kullanıldığı zamanlar da olmuştu. Mutfakta çok şık mutfağa yapılmış özel dolaplar yer alırdı.
Yemek tabakları özenle seçilirdi
Yemek esnasında kullanılan tabaklar özenle seçilir, yemeğin zenginliğine göre kap çeşitliliği artardı. Seramik / porselen tabaklar, kaseler sofraları süslerdi. Özellikle beyaz, yeşil, zeytuni, alaca, açık mavi Çin porseleni ve İznik çinisi sahan ve tabaklar çok özel misafirlere ikramda bulunulurken kullanılırdı. Sadece yemek değil, yemek sonrası yapılan keyif de Osmanlı döneminde ayrı bir yer tutardı. Çeşitli şerbetler için birbirinden farklı boyda kaseler, kahve için ibrik ve fincan takımları tüm ihtişamıyla mutfağın vazgeçilmezlerindendi.
Mutfakta kullanılan aletlerden bazıları; tuz kabı, biber ve baharat kapları, kuşhane, yumurta tavası, tahta kaşıklar, elmasiye kalıpları, elek, sabunluk, kıyma tahtası, ızgara, tencereler, mücver yapmak üzere üç adet tava, tatlı tenceresi, helvahane, kebap şişleri, zeytinyağı, su, pirinç, şeker, sade yağ v.b. için ölçü kapları, yumurta çırpma teli, huni, kaşıklar daha sonraları çatallar, balık kızartırken tavanın içine girecek biçimde tahtadan veya bakırdan kayak, kapaklı kaseler ve sahanlar, yemek tabakları, kadayıf ve baklava tepsileri, defne ve tütsü balıkları ve isli pastırmalar için tütün dolapları bulunurdu. Ev hanımı olmak miş’li geçmiş zamanda da günümüzde de hem çok keyifli hem de çok meşakkatli.